İÇİŞLERİ eski Bakanı Süleyman Soylu, daha önce söylemişti de öğrenmiştik! Hani dağda terörist kalmamıştı. Hatta Soylu’nun, “Terörist sayısını 100’ün altına indirdik. Ayakkabı numaralarını bile biliyoruz!” demeci içimize su serpmişti o yıllarda…
Süleyman Soylu (Ağustos 2016 – Haziran 2023) tarihleri arasında 7 yıla yakın İçişleri Bakanlığı görevinde bulundu. Bu dönemce yaptığı çeşitli açıklamalarla muhalefetle sık sık kavga etti, herkese her yana cevap vermeye çalıştı.
Ülkede yakalanan bir yasa dışı örgüt elemanı, ya da yurt dışına kaçan birçok kişi -her nedense- Süleyman Soylu ile geçmişte birlikte fotoğrafları çıktı…
Bir zamanlar Anayasa profesörü rahmetli Burhan Kuzu da “Tanımam, etmem!” demişti; lakin onun da İranlı karanlık adam Zindaşti ile resimleri çıktı.
Neyse, konumuza gelelim…
DOSTU AZ, DÜŞMANI ÇOK ÜLKEYİZ
Millî Savunma Bakanlığı 2023 yılında öldürülen terörist sayısının 2201 olduğunu açıkladı. Şimdiki İçişleri Bakanı Ali Herlikaya ise 2024 yılının ilk 10 ayında 750’ye yakın teröristin öldürüldüğünü açıkladı.
Demek ki, rakamlar, Süleyman Soylu’nun açıkladığı rakamlar gerçekle örtüşmüyor. Demek ki, icraat yerine herkesle bir kavgaya tutuşmuş Soylu… Ve o tarihten bu yana binlerce terörist etkisiz hale getirilmesine rağmen, en son Ankara’daki TUSAŞ Tesisleri’nde yine bir terörist saldırısı ile sarsıldık.
Türkiye, 3 tarafı denizlerle fakat 4 tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke konumunda… Şöyle komşularımıza bir göz atalım… Aslında sadece sınırdaşlarımız değil, deniz aşırı ülkelerde de pek çoktur sevmeyenimiz.
İşte Amerika, Fransa, İngiltere, İtalya, birçok Arap ülkesi ve topraklarımızın bir kısmında emeli olan zalim ülke İsrail…
Say sayabildiğin kadar…
Bu zamana kadar sınır komşularımız İran, Irak, Suriye, Ermenistan, Yunanistan ve Bulgaristan’dan hiçbir dostluk yaklaşımı göremedik.
DEMİR KUBBE ASIL BİZE LAZIM
Böylesine bir ateş çemberinde yer alan Türkiye’nin, hava, kara ve deniz kuvvetlerini en modern silahlarla donatması, ordusunu en üst düzeyde eğitmesi gerekir…
Hani atalarımızın bir sözü vardır; “Suyu uyur, düşman uyumuz” diye…
Bu söz boşa söylenmiş bir söz değildir…
Sen yurt savunmasında şanlı Türk Ordusu’nu en üst düzeyde donat, en yüksek teknoloji ile silah sistemlerini yenile; dosta güven, düşmana korku ver hele!
Aslında “demir kubbe” bin yıldır bu toprakları yurt edinen Türkiye’ye gerekiyor.
Ancak, bunların da ötesinde, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Yurtta sulh, cihanda sulh” düsturunu kendimize ilke edinmemiz gerekiyor…
ÖNCE YURTA BARIŞ SAĞLANMALI
Barış ise önce yurtta başlamadı. Bu da iyi bir eğitim, en üst derecede adalet sistemi, kendi yağı ile kavrulabilen ve doğru işleyen bir ekonomi düzeni, yabancı insan sürülerine kapalı bir ülke, her zaman Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyumlu bir adalet sistemi ile öncelikle “sulh”u yani barışı yurt içinde sağlamalıyız.
Türkiye’nin öncelikle içeride hükümeti ile muhalefeti ile ve her kökenden etnik kimliği ile Büyük Türkiye Ülküsü’nde birleşmesi lazım.
Bu birlikteliği toplumun bütün katmanlarına yayabildiğimiz ölçüde güçlüyüz.
Merhum Akif’in dediği gibi “Toplu vurdukça sineler” gerisi adeta kayısı bahçesidir.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana 101 yılı devirdik. Aşağı yukarı bu sürenin yarısına yakınını terör belası ile geçirdik…
Terör kaderimiz midir diye, düşünüyorum… 
Aslında bu ülkeyi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar, öncelikle, “adalet”, “ekonomi” ve “terör” sorununu nasıl çözecekleri konusunda ciddi projeler geliştirmeleri gerekiyor vesselam…

************
ANLAMLI SÖZ
“Barış, savaşın yokluğu anlamına gelmez… O bir erdem, bir ruh hali, bir iyilik, itimat ve adalet duygusudur…”
BARUCH SPİNOZA
*************