Saçların sakallarına karışmış,

artık onlara bakmıyorsun..

Siparişi getiren çocuğun suratına bakmıyorsun.

Okuduğun şiirler artık seni heyecanlandırmıyor.

Her gün oturduğun tuvaletten bile bıktın.

Yastığını yastığınla boğuyorsun,

salyan, sümüğün, haykıramadığın küfrün

canını yakan o şeye ulaşamadan, hiçliğe dönüşüyorsun.

Komşuların değişen, kireçleşen yüzüne bakarken kaygılı.

Bilmedikleri bir şeye dönüşüyorsun.

Korkutuyorsun, istenmiyor bile olabilirsin.

Kıyıya kadar bile yürüyemiyorsun.

“Tozlu aynalar” sana tanımadığın birini anımsatıyor, bakmıyorsun, bakamıyorsun.

Aynı şeylere bakıp durmaktan zihnin kötürüm kalmış, önce iyileşmeni, sonra beterleşmeni izleyip durdun.

Durdun!

Gerçekten öyle oldu.

Bak! yine gemi karaya oturdu.

Kafana geçirip, kendi evini soymaya çalıştığın o ten rengi çorap, nihayet yırtıldı.

Özlediğin bir şey yok.

İnandığın bir şey yok.

Geri vermiştin sana zorla inandırılan dinini ve çok sevdiğin o balkan dilini de unutmaya başlıyorsun artık.

Dünyayı gülünç bir zeka geriliğine benzetiyorsun.

İnsanları anlamıyorsun.

Ne istedikleri, ne konuştukları hakkında bir fikrin yok,

ki; umurunda da değil zaten.

Onlar da sana, tıpkı senin onlara baktığın gibi bakıyorlar.

Kimse çekmiyor çektiklerini, ama herkes acılarını tart diye tartı veriyor ve de bolca akıl.

“Yıkıl git önümden” demek geçiyor içinden hepsine.

Ama kıyamıyor, zaten bildiklerini dinlemeye devam ediyorsun.

İçindeki balıkları çoktan ölmüş akvaryuma benziyor ruhun.

Bunu da komik buluyorsun.

Zaten ne geldiyse o küçük başına bu yüzden gelmedi mi?

İçten içe komik buldun her şeyi..

Her şeyi!

Gülmüyor olman komik bulduğun gerçeğini değiştirmedi bazen, çoğu zaman da alay ettin her şeyle.

Ama bak, şimdi kendine tosladın!

Genlerin seni bozguna uğrattı.

Oğlunun senden bahsederken parlayan gözlerine düşen şüpheye bir bak!

Sinekler bile sokmuyor artık, değerleri allak-bullak olmuş kanında gereğinden fazla ilaç var.

Önemsemiyorsun.

Kaygılanmıyorsun.

Hiçbir önemi yok.

Dönüşüne güveniyorsun!

Biliyorsun çünkü,

ne zaman dönsen;

dönüşün muhteşem oldu..

Küçük bir kıvılcım yetti her seferinde küllerinden doğurmaya içindeki Anka kuşunu.

Sen o kıvılcımı arıyorsun, sen kendini arıyorsun....