Son derece gergin, son derece üzgün bir o kadarda endişeliyim. Sebebi malum, bu hafta sonu göz karartılarak yapılması planlanmış YKS sınavı.
Sıkılanlar olabilir. Dün de bu sayfa ve bu köşede sınav dedim, vebal dedim. Bugün yeniden yazmak istiyorum. Çünkü bu çocuklar bizim, çünkü bu konu hepimizi ilgilendiriyor, çünkü mesele hayati. Ve benim konuya ilişkin yapabileceğim tek şey şu an için bu. Sesimi, sesimizi duyurabilmek için yazmak ve sizlerle paylaşmak…
-----------------------------------------------
Bu sınavın bu koşullarda ısrarla yapılmak istenmesini, gösterilen tehlike ve risklerine, olası kötü sonuçlarına ve de uzmanların tüm uyarılarına rağmen iptal edilmemesini anlayamıyoruz. Kimin ne menfaati olacak, kimler bundan nasıl istifade edecek, kim ne kazanacak yada nasıl kazanacak gibi sorular beynimizi meşgul ediyor… Ama yanıtları yok…Korku ve kaygımız ise ayrı bir boyut.
----------------------------------------------------
İki milyon insan girecek bu sınava, onların vebali olacak. Ben bir kez daha ‘’ Bu vebal taşınmaz. Kim olursanız, ne olursanız olun, bu vebalin altında kalırsınız’’ demek istiyorum.
Ben bir kez daha‘’Yaşanabilecek olası felaketin resmi her yerden görünürken, herkes tarafından neden görülmüyor? diye sormak istiyorum…
-----------------------------------------------
Pazar akşamı TV kanalı Habertürkde Fatih Altaylı’nın Teketek (bilim) programını izledim. Programda koronovirüs salgınında vaka sayılarının artışı, Türkiye’nin koronovirüsle mücadelesi tartışılıyordu. Katılımcılardan Dr. Serdar Savaş, hafta sonu yapılacak YKS sınavının ertelenmesi gerektiğini savunuyordu. Bu anlamda benim dünkü yazımla birebir uyuşan bir çok cümle kurdu.
Dr.Serdar Savaş sınavın ertelenmesi gerektiğini söylerken ‘’Bakanlığın açıkladığı verilere göre, bu sınavın neticesinde meydana gelebilecek bulaşmalar sonucunda 600 kişi hayatını kaybedecek, peki bunun hesabını kim verecek’’ dedi. Çok ciddi bir iddiaydı bu. Düşüncesini desteklemeyen katılımcılarla tartışması öyle bir noktaya geldi ki Dr. Savaş ‘’milletin gözüne bakarak yalan söyleyen gerizekalılar’’ dedi ve mikrofonunu çıkartarak programı terk etmek istedi. Sonrasında özür dilerken bile haykırmak suretiyle ‘’ölecek çocukların acısını hissediyorum’’ dedi. Bu programı biz izledik. Sınava girecek çocuklar izledi…
------------------------------------------------------
Kötü bir şaka gibiydi. Skandal bir program oldu. Moderatör Fatih Altaylı da dahil katılımcılar arasında önlenemeyen bir tartışma çıktı ve yayınlandı. ‘’Milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyip de ondan sonra 600 çocuğu ölüme gönderecek böyle bir profesör geri zekâlılarla…. Diyen Dr.Serdar savaş.
‘’Başa gelen çekilir, her zaman millet başına geleni çekmiştir, sizin de başınıza sınav gelmiş olabilir. Çok korkuyorsanız girmeyin, hayatınızdan bir yıl kaybetmek bir şey değildir, dünyanın bir çok medeni ülkesinde öğrenciler liseden sonra bir sene ara vererek üniversiteye gidiyorlar ‘’ diyen moderatör Fatih Altaylı. Gerçekten program çok kötü bir şaka gibiydi.
------------------------------------------------------------
Ekranlarda bu statüde değilse de farklı grupların bu üsluplarını, seviyesiz söylemlerini, taraf olan duruşlarını çokça gördüğümüz için kanıksadık artık. Ama sınava beş gün kala yayınlanan, ehemmiyeti ve içeriği göz önünde bulundurulduğunda talihsiz ve kötü bir yayın olmakla beraber rtük nerde ne işe yarar sorularını sordurmadı mı size de?
O yayın olmamalıydı.
----------------------------------------------
Ayrıca o programda katılımcılardan biri öyle bir cümle kurdu ki ne kanıksanır, ne duyup geçilir ne de sindirilebilirdi.
YKS sınavının yapılmasında bir beis görmeyen ismini bilmediğim şahsiyet, kurduğu cümlenin ne anlama geldiğinin de bilincinde değildi sanki. Onun öngörüsüz, vicdansız empati ve sağduyudan yoksun kurduğu bu tek cümle, duyan bir vicdanla, az akıl sahibi olana bile, YKS nin iptalini düşündürürdü…
O dedi ki… Sınav olsun, iptal edilmesin onlar gençler, o dedi ki çok hasta kaybetmeyeceğiz…
Çocukların virüs alma riskini kabulle, çok azı ölebilir dedi yani. İnanması zor ama böyle söyledi… Tüm Türkiye’ ye sınava girecek çocuklara, o çocukların ailelerine böyle duyurdu sesini .
Kurduğu cümlelerle sınav gününe ilişkin endişelerimiz, sönme ihtimali olan bir ateşse bile o adam kurduğu cümlelerle benzin döktü üzerine…
İnanılır gibi değil. ‘Sınavda virüs bulaşan çocuk iyileşebilir, çok azı ölebilir’ i ima etti. Virüs alan çocuğun evine gittiğinde ailesine yada yakınlarına virüs bulaştırarak salgını yayan olabileceği, kronik hastalığı olanları, evinde yaşlıları ile yaşayanları ,çocukların onlara hastalığı bulaştırma ihtimalini nasılda göz ardı etti. Onlar genç bir şey olmazı hangi araştırma ve somut bilgisiyle öyle kolayca söyleyiverdi...
-------------------------------------------------------------
Programda sansasyonel olan katılımcıların birbirleriyle kavga etmesi değil bu katılımcının sakin ve soğukkanlı bu cümleleri kurmasıydı bence.
Bu şahsa ve programa dair başkada bir şey yazmayacağım. Keza onlar bizim içimizden geçenleri birbirlerine programda bir çırpıda söylediler zaten.
-----------------------------------------------------------
Biz, aylardır çocuklarımızı eve kapattık. Sosyalleşmelerini önledik. Arkadaşlarıyla görüştürmedik. Biz evde günlerdir olası riskleri düşünerek çocuklarımızla aynı sofraya oturmadık, onlara sarılıp öpmedik. Uyarıları dikkate aldık ve bugüne kadarda böyle yol aldık. Çocuklarımızı kah kırdık kah kızdırdık. Şimdi tehlikeyi görmezden gelip, çocuklarımızı ötelenmeyen bu sınav yüzünden riske atmak zorunda kalışımızın mantıklı bir açıklaması var mıdır? Bu sınavın bu zamanda ve biçimde yapılma zorunluluğunu, kimin ne menfaati olduğunu, kimin ve neyin yararına ve tüm bunlar ne uğruna biri bize anlatabilir mi?
Ülkenin gençlerini, canlarımızı, en kıymetlilerimizi birileri gözden çıkardı da bizim mi haberimiz yok yoksa…
------------------------------------------------------------------------
Düşünüyorum ki: hafta sonu, bu sınavı yaptıran zihniyetler, yarın salgında ikinci dalga olsa da, hastalık pik yapsa da, okulları da açtırır, eğitim öğretim yılını da başlatır.
Gerçekten sözün bittiği yer.
Ve şimdi ben hepimiz için ne diliyorum biliyor musunuz…
Allah, önce bizi pik yapmış bu kötü zihniyetlerden ve vicdanını kaybetmiş kalplerden korusun, sonra virüsten….