SEÇİMLERE yaklaşık 7 ay kala partilerde de hareketlenmeler başladı… En radikal kararlar ise İYİ Parti’den geliyor…
Bir partinin tüm şehirlerde kendi adayı ile seçime katılması, öncelikle özgüvene bağlıdır…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Ümit Özlale’yi aday göstermesi başka ne ile izah edilebilir?
Özgüven ise olaylara pozitif bir yaklaşım demektir. Lakin bir de işin realitesi var…
Önce geçmiş yerel seçimleri bir hatırlayalım.
Belediye başkanlığı seçimlerinde, hatırlanacağı gibi en büyük mücadele İstanbul’da yaşanmıştı. İlk seçimlerde Ekrem İmamoğlu, AKP’nin adayı Binali Yıldırım’a 14 bin oy fark atmıştı.
Fakat bu sonuca AK Parti tarafından itiraz edildi ve seçim tazelendi. Bu defa 14 binlik fark, oldu 800 bin…
Yani, bir yerde milletin iradesi ile oynanmaz… Bunu çok açık ve seçim anladık…
İMAMOĞLU’NU KİM SEÇTİ?
Hatırlanacağı gibi yerel seçimlerde İstanbul, Ankara ve İzmir’de Cumhur İttifakı’na karşı, CHP, İYİ Parti ve üstü kapalı olarak da o zamanki HDP birleşmiş, Ekrem İmamoğlu’na seçimi kazandırmışlardı.
Demem o ki, muhalif kesimden ne CHP ne İYİ Parti ne de bir başkası seçimi tek başına kazanamıyordu.
Birleştiler…
Anlaştılar…
Ve kazandılar…
Şimdi, seçimlere 7 ay kala İYİ Parti diyor ki, “Ben seçimlere 81 ilde kendi adayım ile çıkacağım!”
Peki nasıl olacak bu iş?
İYİ Parti, bir ara %15-20 bandında gezinirken, -elbette haklı olarak- kendilerine güveni tamdı ve öyle olmalıydı.
Sonra Altılı Masa’yı terk ediş ve 24 saat içinde tekrar dönüş ile İYİ Parti, kendine beslenen güveni oldukça sarstı. Ve bildiğiniz gibi Genel Seçimlerde %10’un bile üstüne çıkamadı…
Şimdi hangi cesaret ve özgüven ile “81 ilde kendi adayım ile yarışacağım” diyorlar, anlamış değilim!
NASRETTİN HOCA’NIN KEDİ-ET MESELESİ
Hani bilirsiniz, Nasrettin Hoca eve 3 kilo et almış… Hanımı dayanamayıp eti yiyince, akşama hocaya yemek çıkaramamış.
Nasrettin Hoca aldığı 3 kiloluk eti sorunca da, el cevap;
“Eti, kedi yedi” demiş!
Hoca tabii ki buna inanmamış ve kediyi aldığı gibi terazinin kefesine koymuş. Bakmış ki 3 kilo… Ve hanımına sormuş;
“Kedi eti yedi ise, et nerede? Et burada ise, peki kedi nerede?”
Demem o ki… İYİ Parti’nin üç aşağı, beş yukarı ederi, tutarı belli… Ne diye Nasrettin Hoca’nın eşi gibi davranıyorsunuz ve bizleri de terazi kullanmaya mecbur ediyorsunuz?
BU DURUM KİMİN İŞİNE YARAR?
Şu anca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, aldığı oy sayısı ile en büyük parti AK Parti’dir… Üstelik bu ülkede 22 yıl tek başına icraat sergilediği halde, yine de birinci parti olma başarısını göstermiştir…
Şu anda AKP’nin oyları %35 civarında gezinmektedir. Bu oran, ülkenin içinde bulunduğu duruma göre biraz yükselir, biraz da düşebilir…
Elbette MHP’nin desteği ile bu oran %45’lere yaklaşıyor…
Demek ki, AKP’ye karşı muhalefetteki partiler birleşmeden bu iş olmayacak…
Yani bir anlamda İstanbul, Ankara ve kıl payı kazanılan diğer şehirlerdeki büyükşehir ve şehir belediyeliklerinin önemli bir kısmı kaybedilecek demektir…
İzmir, eskiden beri CHP’nin elinde… Bunu biliyoruz… Lakin İstanbul ve Ankara en az çeyrek asır AKP ya da sağ yönetimlerin elindeydi…
İstanbul’da son CHP’li başkan Nurettin Sözen, Ankara’da ise Murat Karayalçın idi… Üzerlerinden İstanbul’da 35, Ankara’da 30 yılı aşkın bir süre geçti.
YÖNETENİ DEVİRMEK ZORDUR!
AK Parti, Cumhuriyet döneminde en uzun süre iktidarda kalan partidir… Ne merhum Adnan Menderes, ne Süleyman Demirel ne de Turgut Özal bu kadar uzun bir süre iktidarda kaldı.
İktidar her zaman, arkasında Devletin olanaklarını ve elindeki siyasi gücü kullanır…
Bütün kanallar, bütün gazeteler ve bütün meydanlar, bütün iletişim ve ulaşım araçları onundur…
Bütün bu engelleri aşıp, ne ile ve nasıl seçimlerini kazanacaksınız?..
Her kim olursa olsun, hangi parti olursa olsun, zamanın ruhuna göre hareket etmediği, gerçekten uzaklaştığı takdirde büyük bir sükut-u hayale uğrar; bilesiniz…
Bizden uyarması…
Hoşça kalın…
*********************
ANLAMLI SÖZ
“Düşüncelerinden dolayı hakaret gören, aşağılanan insanların yaşadığı toplumda; gerçek demokrasiden söz edilemez…”
İsaac Newton
*********************
