Bugün kendini at zanneden bir kadının haberini okudum. Haberin giriş bölümünde insanların atlarla olan ilişkilerinden ve mitolojideki yarı at yarı insan karakterlerden bahsederek başlamış. Daha sonra insanların bu güzel hayvanlara hayranlığından bahsetmiş. Bu hayranlardan biri de Norveç’te yaşayan Ayla Kristine.
Ayla daha dört yaşındayken atlara karşı hayranlık beslemeye başlamış. Büyüdüğünde ne olmak istediğini soranlara ise at olmak istiyorum diye cevap verdiğinde, herkes gülüp geçiyormuş ama o söylenenlere aldırış etmeden bu hayalinden hiçbir zaman vazgeçmemiş.
Ayla şimdi genç bir kadın olmuş. Bu yaşa gelene atların yaptığı hareketleri örnek alarak egzersizler yapmış. Elleri ve ayakları üzerinde emeklerken dört nala koşmanın yanında tırıs, rahvan, kenter şeklinde kusursuz koşmayı öğrenmiş. Kırlarda dörtnala koşarken kendisi, bir at gibi engellerden atlar olmuş.
Belki bir at gibi çimlerde otlamıyor, arpa saman yemiyor, geceleri ayakta uyumuyor ama onlar gibi koştukça çok mutlu oluyormuş.
Gerçek olabilir mi böyle bir şey diye düşündüm bir an. Uydurma, asparagas bir haber olmalı, insanlar hayvan taklidi yapabilir abartılmış bir haber diye düşündüm, ta ki videosunu görene kadar.
Videoda genç bir kız dört ayakla (iki ayak iki el) zorlanmadan koşmakta ve atlar için hazırlanmış engellere benzeyen setler üzerinden atlamakta. Günümüzde yapay zeka sayesinde her şeyden şüphe ettiğimizden biraz daha araştırdım. Gerçekten de böyle bir kız var ve at gibi dörtnala koşmakta.
Aslında videoyu izlerken bir şey dikkatimi çekti. Ne kadar zorlasak ta insanların fizik yapısı hiç te atlara benzemiyor. Hareketlerini taklit te etsek bir atın koşusundaki zerafeti bir türlü yakalayamıyoruz.
Bu hareketlerle bir attan ziyade, bir gorile ve bir şempanzeye daha çok benziyoruz.
Şimdi neden bu habere bu kadar takıldın eski bir haber olmasına rağmen niçin gündeme getiriyorsun derseniz,
Bir büyüğüm şöyle demişti; Gazetelerin tarihine takılma eski de olsa o güne kadar okumadıysan o senin için yenidir, sayfalarını çevir ve oku.
Ayla Kristine çocukluk hayaline ulaşmış ama, olmuş mu sizce?
İnsanların her zaman bir hedefleri olmalı. Gelişmek bir şeyler elde etmek, bu hedeflere ulaşmak için çok çalışmalı. Ama hedeflerimizi belirlerken öncelikle kapasitemize uygun ve fıtratımıza ters düşmeyen hedefler belirleyelim ki sonunda milletin şempanzesi olmayalım.
The Horsegirl
A. Gülez Kaya
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar