Siyasal İslamcılar, yeni yılın ilk gününde büyük(!) bir miting yaptılar malumunuz.

Yine hedefi, teşhisi, tespiti ve tabii ki etkisi tartışmalı bir miting…

Neden böyle diyorum?

Dünyanın her yerinde İsrail’in Gazze’deki soykırım girişimini lanetleyen mitingler yapılıyor. Hamaset içermeyen, siyasi ranta tahvil edilmeyen dahası da direk İsrail ile ilişkileri dolayısıyla bizzat kendi hükümetlerini kınayan, suçlayan ve tedirgin eden mitingler onlar…

Peki bizim mitingler de İsrail’e lanet okuyan ama İsrail ile ticari ilişkilerini kesmeyen hükümete yönelik en küçük bir tepki var mı? Yok…

Mevcut iktidarın mevzu İsrail’le ilişkiler olunca ne kadar ikiyüzlü davrandığının yüzlerce örneği var, mesela Mavi Marmara gemisi ve bir de şu meşhur wan minüt komedisi, hadi yanına İsrail’in güvenliğini sağlayan Kürecik Radar Üssü’nü de ekleyelim ve soralım o mitinglerde bunları sorabiliyor musunuz iktidara pardon iktidarınıza?

Miting yaptık, lanetledik falan geçin bunları…

Mitinglerde kendi hükümetinizden hesap sormuyor ve iktidarın “hamaseti” ile yetiniyorsunuz.

İktidarınıza; Tamam İsrail’e lanet olsun, kahrolsun da İsrail’le ticaret alabildiğine devam ederken, İsrail’e Türk limanlarından ayda 500 kadar gemi seferi yapılırken, İsrail’e askerî malzeme gönderilirken bu nasıl olacak diye sormuyorsunuz.

Dolayısıyla mitinglerinizin hedef kısmı sakattır.

Ya teşhis?

Düzenleyenlere, katılanlara, kıyafetlere, atılan sloganlara ve konuşmalara bakılırsa İsrail zulmünün yegane sebebi, dünyada Müslümanları kucaklayacak, onları tek çatı halinde birleştirecek bir halifenin olmayışıymış!

Dolayısıyla bu mitinglerin teşhis ve tespiti de saçma ki etkisi de İsrail’i ancak ve ancak gülmekten öldürecek davranışlardan ibarettir.

Onlar da bir taraflarıyla gülüyor zaten…

Hele ki olayı halife yokluğuna bağlamanıza bütün organlarıyla güldüklerinden eminim.

Daha öncede yazdım; Gündemde İsrail zulmü ve despotluğu, buna karşılık milyarlık İslam aleminin suskunluğu ve çaresizliği olunca bir ayrıntıya dikkat çekmezsek olmaz.

Haritaya bakınca, koskoca İslam Coğrafyası yanında mercimek gibi kalan İsrail, hasıl oluyor da dünyayı parmağında oynatıyor diye hayıflanıyoruz.

Peki asıl sebebini düşünüyor muyuz?

Bakın, dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var. Buna karşılık 1,4 milyar Müslüman…

Sayıca o kadar üstünüz ki tükürsek tükrüğümüzde boğulurlar değil mi? Değil.

O işler öyle olmuyor, nüfusun kemniyeti yani çokluğu değil kalitesi önem arz ediyor çünkü.

Bu pencereden bakınca da evet Yahudiler, Müslümanların yüzde biri etmeyen Yahudiler, bizden 100 kat daha güçlü, daha zengin, daha eğitimli ve daha mucitler?

Sen bilim ve teknoloji alanında var mısın?

Onlar yüzlerce marka üretirken senin dua ve konu İsrail olunca beddua üretmekten başka bir halta yaramayan İslam ülkelerin, şu tarikatların, cemaatlerin ne işe yarıyor?

Son 100 Yıl içinde Yahudiler sadece Bilimsel alanda 104 Nobel Ödülü kazanırken, 1,4 milyar Müslüman yalnızca 3 Nobel kazanıyorsa bunun sebebi bir halifemizin olmayışı mı?

Küresel çapta bir markamızın olmaması sadece parasıyla değil lobi gücüyle de dünyayı parmağında oynatan iş insanlarımızın bulunmayışının sebebi hilafet ile idare edilmiyor olmamız mı?

Neden Yahudiler bu kadar güçlü, hilafetle mi yönetiliyor, halifeden mi emir alıyorlar?

Elbette hayır; Her çocuğa ve her gence kaliteli eğitim veriyorlar.

Sen teslimiyetçi eğitim veriyorsun onlar sorgulayıcı. Sen ezer eğitimi veriyorsun onlar araştırıcı ve yaratıcı…

Dolayısıyla hali pür mealimizin önemli bir sebebi, yanlış eğitim, çocuk gelişime yararı olmayan, büyük oranda din eksenli, sorgusuz, araştırmasız, ezberci ve dayatmacı eğitim…

O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüz sorusunun cevabı halife yokluğu değil; kaliteli ve çağdaş eğitim yoksunluğu.

Yani, akılcı olmayan, ezberci, teslimiyetçi, din eksenli çağ dışı eğitim…

Bunlar zannediyorlar ki hilafet geri gelir başımıza bir halife oturursa asrı saadet dönemi yaşayacağız!

Yahu halifeyi bırak peygamber gelse siz bu zeka seviyesi ve bu anlayış ile fetret devrinden kurtulamazsın be!

Siz bu teslimiyetçi, biatçı ve haliyle bidatçı kafanızla İsrailoğulları gibi Allah’ın peygamberini öldürürsünüz. Tıpkı yüce peygamberin halifelerini birer birer öldürdüğünüz gibi…

Allah aşkına Ebubekir hariç -ki oda tartışmalı zehirlenme ihtimali de var- kaç tane halifeniz yatağında öldü.

Siz sakın, bir hanımefendinin, devri iktidarınızda ne kadar çağ atladığımızı ifade etmek için ‘doktor bile dövebiliyoruz yahu, doktor’ dediği gibi, ‘bir halifemiz olsa da özgür bir şekilde öldürebilsek’ diye mi düştünüz bu hilafetin peşine?

Vallahi hiç şaşırmam…