Sevgili okurlar,
Öncelikle, “gününüz aydın, sofranız bereketli, yaşamınız hoş ve ağız tadınız bozulmasın” diyerek, sizlere sevgi ve saygı ile selamlamlıyorum..
Bir kere Bizim “Sakarya Gazetesi Ailesi” ile “sizleri bilgilendirmek, haberdar etmek” adına, çıktığımız bu yolda, “bir nebze de olsa, katkımız oluyorsa”, ne mutlu bizlere..
Bizim Sakarya Gazetesi Ailesi olarak, görevimiz, hedefimiz, “ülkemizin bölünmez bütünlüğü, geleceği ve  insanımızın refahının” olduğunun bilinmesidir..
Şurada 2023 Yılına az kaldı..
Türkiye, zor günlerden geçiyor..
Kiminin tuzu kuru!
Kiminin bir eli yağda, bir eli balda..
Öyle değil mi?
Oh ne ala memleket!

UMUTLAR ŞU DAĞIN ARDINDA MI?
Kimi ise, gelecekten ümidini kesmiş durumda?..
Ülkemizde, “yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar ile keyfi-keder uygulamalar”, bezginlik yaratsa da; ” bu ülke, bu topraklar, bayrağı, insanı, askeri, memuru, sanatçısı, sporcusu, işçisi, köylüsü, ve kentlisi” ile bizimdir..
Umutlar, şu dağın ardında bile olsa gideriz ya?

DİYARBAKIR’DA UMUTLANMAK?
Şöyle birazcık gerilere gidecek olursak, uzun bir zamandır hapiste olan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, rahatsızlanan babasını görmek için, Diyarbakır’a izinli olarak götürülmesi, yüreklerimize su serpti..
“İnsanı duyguların ölmediğini gösteren” bu güzel hareket ile “gelecek adına” daha da ümitlendik!..
Ama gel gör ki, FETÖ Kumpası ve sonrası 28 Şubat süreci ile ilgili olarak 85 Yaşında bir emekli Korgeneral’in hapishanede son nefesini vermesi, bizleri derinden sarstı?
Neden mi?
Düşünebiliyormusunuz, bu ülkeye, bu bayrağa, bu vefalı peygamber ocağına, yıllarca hizmet et, sonra bir siyasi el gelip sizin apoletlerinizi söküp, habise tıksın?
Kim, buna tahammül eder?
Kim, buna razı olur?

85 YAŞINDA VE ÜSTELİK PARKİNSON HASTASI?
Üstelik bu 85 Yaşındaki emekli Korgeneral Vural Avar’ın “parkinson hastası olduğu, hapishanede düşüp, kaburga kemiklerini kırdığı, su toplayan ciğerlerinin tedavisi” için hastaneye kaldırıldığı ve maalesef orada eşine bile gösterilmiyerek, kendisine “ hapishanede görürsün” denildiği basına yansıdı!..
Ne acı bir durum?
Diyarbakır’da öyle, hastanede böyle?
Bu ne çiftesatandarttır?
Bilen varsa,beri gelsin?
Kin ve öfke batağında, siyasetin gölgesinde, insani değerleri de mi kaybediyoruz?
Bu nasıl ruh halidir?
Bu nasıl uygulamadır?

O ACIYI, ÇARESİZLİĞİ BİLİRİM!
Yoğun Bakım üniteleri kapısında,yakınlarımızı bekleyen biri olarak, bunun ne demek olduğunu bilmez miyim?
Bi işin insani yanı kadar, vicdanı yanıda sorgulanmalıdır..
Kalplerimiz bu kadar körelemez?
Acaba hapishanelerimizde, zindanlarımızda ne tür ızdıraplar, dramlar, zulümler yaşanmaktadır?
Bu yukarıdaki,” acı ve elim ölüm” olayı bize bunu söyletmeye yetiyor..
İnsanca yaşamak, herkesin hakkı değilmidir?
Devlet,” kendi vatandaşlarını nerede olursa, olsun korumak gibi görev”, ifa etmiyor mu?
Söylenecek çok söz var elbette?
Allah gani, gani rahmet, cennet mekan eylesin, ailesi ve sevenlerinin ve milletimizin başı sağolsun!

ASGARİ ÜCRET?
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, “ülkemiz zor günlerden” geçiyor!..
Şurada 2023 Yılına marhaba diyeceğimiz güne de az kaldı..
Ya ufukta ki seçimler?
O çok konuşulan “ asgari ücret” konusundaki açıklamayı AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıkladı..
Yüzü gülmüyordu?..
Belli ki, sırtlarında bir küfe vardı?
Yanında, ilgili bakan ve işveren temsilcileri olduğu halde açıklamayı dinledik..
Ya işçi temsilcisi?
Bakalım bu açıklama, işçi kesimini ve sendikacıları, işvereni, memnun edecek mi?

SÖZÜNÜ TUTTU?
Hemşerimiz, Türk-İŞ Başkanı Ergun Atalay,son sözünü söylemişti ya?
Sözünü tuttu!
“9 Bin TL, Asgari ücret verilmezse,masada olmayız” diye boşuna söylememişti..
Bir bakıma, kendini bağlayan bir sözdü de bu?
Nihayet Cumhurbaşkanı gülümsedi, asgari ücret için umutlandık..
Bekledi ve o rakamı açıkladı..
Asgari ücret, “8 Bin 506 TL.” oldu.
Haydi, 8 Bin 500’ü anladık..Bu son rakam 6 TL.Simit parası mı, çay parası mıydı?
Karar sizin?
 

GÜNCELLEME OLUR MU?
2023 Yılından geçerli olmak üzere, açıklanan “asgari ücret”, bakalım o zamana kadar dikiş tutar mı?
Gerçi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “bir güncelemeden” söz etti ama, yarınlar bakalım ne gösterir?
Öyle değil mi?
Hergün, “bir başka sürpriz olayla” uyanmıyormuyuz?
Bakalım, “ülkemde beklenen seçimler” olur mu?
Bunu ben söylemiyorum, ülkemdeki küçük çocuklar bile “komplo teorilerine” sarılmışsa, vay halimize?

GELİYOR, GELMEKTE OLAN DAVALAR?
Baksanıza, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “ahmak” davası kararı sonrası, kendisini bir başka “terör iltisaklı” raporların da beklediği, televizyonlarda altyazı olarak geçmeye başladı..
Hayırlısı?
Her doğan gün, yeni sancılara gebe?
Dedim ya, “seçim olursa”, sandıktan kim çıkar?
Aman, panik yok!?
“Kahin” değiliz ama, “gidişatın, bir mutlak değişimi işaret ettiği yolunda ipuçları verdiğini anketler” söylüyor..
Bize göre fark etmez?
Gelen ağam, giden paşam!

BU TÜRKÜ SÖYLENİR, DURUR?
Bizim ellerde, “bu türkü hep söylenir” durur!
Unutmadım, “Akyazı Kuzuluk mahalmizdeki, tarikat ehlinin öpücüğünü, Arifiye-Sapanca bağlamındaki tacizi ve Sakarya genelindeki tarikat sarmalını” takdirlerinize bırakıyorum..
Yarın mı?
Bakalım, yarınlar nelere gebe?

TÜRKİYE’DE BİR İLK?
Pardon!
İlk defa RTÜK’ün, bir televizyon program ve sunucusuna “mimik hareketlerinden” ceza kestiğine tanıklık ettik?!
Bravo Halk TV çalışanı  gazeteci Ayşenur Arslan’a?
Yüzünü, ”tez elden botoks yaptır, mimiklerini “ okumasınlar?
Biz Türkler, ilkleri çok severiz ya?
RTÜK’ü tebrik ederim!
Hep ceza biletini, “muhalif medyaya” kesiyor ya?
Bu da bir başarıdır,vesselam!

YARINLAR BİZİM!
Unutmadınız değil mi?
Bir Ali Rıza Binboğa türküsü vardı..
Ağlamak yok, gülmek var.
Düşmanlık yok. dostluk var.
Yarınlarda. seni sevmek var.
Yarınlarda. mutlu günler var.
Yarınlar benim, yarınlar senin.
Yarınlar onun, yarınlar bizim..”

Yarınlarda, güzel yazılar, sağlık ve afiyette, bereketli sofralarda, aydınlık yarınlarda buluşmak üzere saygılar..
Yusuf Cinal yazıyor, 23 Aralık 2022 Brüksel