Sevgili okurlar,
Yaşamımız boyunca,”güvenlik kaygılarını”, emniyet güçlerimize, jandarmamıza ve askerlerimize ve bu konuda görevlilerimize sırtımızı dayayarak, “huzur ve güven içinde olduğumuzu”,  bilmem anlatmaya gerek var mı?
“Huzur ve güven” içinde olmak, elbette herkesin hakkıdır..
Yaşadığımız kentte, ilçede, köyde, mahallede “önce huzur ve güven” diyenlerin sesini duyar gibiyim..
Ne kadar haklılar?
Ne kadar?
Türklerde, eskiden beri bu “güvenlik” anlayışı, hala sürüp gider..
“Kentin huzuru,
İlçenin huzuru,
Köyün huzuru,
Mahallenin huzuru,
Sokağın, velhasıl caddenin, işyerinin, çalışanların, topyekun milletin huzuru..”
şüphesiz çok önemlidir..

HUZUR VE GÜVEN!
Dedik ya, bir kentte ve diğer yerleşim alanlarında, hatta ülkede huzur ve güvenlik konusunda kaygılar varsa, orada yaşamın da çok anlamı yoktur!
Millet olarak, böyle anlar yaşanmadı değil..
Ama, bir önder, bir lider çıkıp, “o birlik ve beraberliği tesis edip, huzur ve güveni” hep sağlamıştır..
Türkiye Cumhuriyeti topraklarında, bu huzur ve güvenin garantisi devletimizdir..
“Devlet” sıradan bir kavram değildir..

DEVLET BABA ANLAYIŞI?
Bir milletin, birlik ve beraberliği ve tüm birleşenleri “devlet” kavramında bütünleşir..
Onun içindir ki, “devlet baba” deyimi sıkça kullanılır..
“Devlet babayı”, “21 Yıldır AK Parti kadroları” yönetiyor...
“AK Parti kadorları” dedimse, yanlış anlaşılmasın, elbette “devlet bünyesinde, tarafsız olması gereken memurlar, bürokratların,hepsi değilse de bir bölümü”, bu 21 Yıl zarfında maalesef siyasallaştırıldı!
Bir bakıma AK Parti, Genel Başkanları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye Cumhuriyeti Devlet yönetimini, başka bir anlayışa sürükledi..
“Türk Tipi Başkanlık Sistemi” olarak tanımlanan, bu yeni “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” içinde, “nereden, nereye evrildiğimizi”, anlatmama da gerek yok?
Zira, her şey gözlerimiz önünde cereyan edip geliyor..
Bunda elbette, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de katkısı yadsınamaz bir gerçektir..
“Madem Cumhurbaşkanı Anayasa’ya uymuyor, Anayasa’yı ona uyduralım “ diyerek, bu yeni sistemin önüne açan lider oldu, Devlet Bahçeli..

DEVLET GİTTİ, ERDOĞAN GELDİ!
Bu sistem ile ilgili söylenenler, bu aziz millete söz verilenler, hala hafızalarımızda taptaze duruyor..
Yani bir bakıma “Devlet gitti,  Erdoğan geldi” diyenler de haksız değiller hani!?
“Yaparsa, devlet yapar” anlayışı, “yaparsa Erdoğan yapara” dönüşmüşse, burada bir sorun vardır illa ki?
Uzatmayalım, bütün dünyada yükselen “otoriter rejim” anlayışı, yani “populizm”, Türkiye’de de büyük hüsnü kabul gördü..
Bir nevi, “milletimiz kendim ettim, kendim buldum “ ikilemi içinde, şimdi sandık başına gidecek..
Eskiden, “padişahların eline bakan, ondan hediyeler bekleyen vatandaşlarımız, şimdi Cumhurbaşkanlığı sistemi içinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan, herşeyi bekler” konuma geldi..

NE MONARJİ, NE CUMHURBAŞKANLIĞI?
Hani, o sloganda olduğu gibi “ her şeyi sen bilirsin ağbi” gibi bir durum sözkonusu!..
Bu manada, “biz biliriz, biz yaparız” anlayışı, bu süreçte “hakim unsur”, olarak sloganlaştırıldı..
Sistemin adı, ne “monarşi” rejimine, “ne de başka bir sisteme” benziyor..
Muhalefet partilerinin “ ucube sistem” adını taktığı, bu sistem içinde, seçime gidiyoruz..
İşte bu noktada, 21 Yıldır iktidarda olan bir siyasi grubun, eski ve yeni ortakları ile birlikte, “iktidarı, sandık yolu ile bile devredeceğine, inananların” sayısı küçümsenemez..
Yani,”sizce iktidarı bırakır mı” diyenler çok!?..
Neden acaba?
Bunun sorgulanması, elbette bize düşmez!
Bu durum, “huzur ve güven konusunda endişe ve kaygıların yaşanmasına da” vesile oluyor..
AK Parti’nin yeni ortağı “Hüda-Par’lı” bir temsilcinin, tehditlerinin yanı sıra “ gerekirse kelle bile keseriz” naraları ürküntü yaratmıyor değil!..

SİYASETTEKİ ÖFKE DİLİ?
Bunca seçim geçirdim, hatta sandık başında bile bulundum, seçmen listelerin düzenlenmesinde görev aldım, bugün kü kadar, vatandaşlarımızın,” bir korku ve endişe içinde olduğunu” görmedim..
“Bir tarafta yokluk, yoksulluk, bir tarafta, ballı çörek yaşam içinde olanların ayrışması, kutuplaşması, birbirlerine karşı diş bilemesi, gazetecilerin, bilim adamlarının saldırıya uğraması, siyasetteki öfke dili, hayata pahalılığının çekilmezliği, enfslasyon canavarının durdurulamaması, kadar işlenen cinayetler de, bu korku ateşini” körüklüyor!
Böyle bir ortamda, “gel de huzursuz olma, endişe ve kaygı” duyma!

TERÖR OPERASYONU?
İşte böyle bir ortamda, Sakarya’da gerçekleştirilen “terör operasyonu”, yüreklerimize su serpti..
Başta Valimiz, emniyet müdürümüz, güvenlik güçlerimizin gerçekleştirdiği bu operasyonda, il bünyesinde, terör örgütlerinden “PKK, DEAŞ, YPG, FETÖ üyesi 23 Kişinin yakalanarak, adalete teslim edilmesini”,  gazetemiz “Bizim Sakarya” manşetten verdi..
Bu tip,” huzur ve güvenlik operasyonlarına”, ne kadar ihtiyacımız olduğu ortada..
Suriye’den gelenlere, Afganistan ve diğer ülkelerden gelenleri eklediğinizde, “halkın kaygıları, o kadar da yersiz değil, anlamını çıkartanlar da haksız” değiller hani..

GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ?
Daha öncede, “ uyuşturucular “ konusunda, “gerçekleştirilen operasyonlara” dikkat çekerek, “emniyet güçlerimizin, jandarmamızın, resmi görevlilerimizin, her zaman göreve hazır olduklarını görmek”, bizlere, gelecek adına, huzur ve güven veriyor..
İşte yapılacak seçimlerde, “özellikle resmi erkanın, güvenlik güçlerinin, huzur ve güveni sağlamada, tarafsız, objektif, herkese eşit mesafede olması” büyük beklentidir..
Şüphesiz, devletimizin, bu aziz milletin kolluk güçleri, bu beklentileri boşa çıkarmayacaktır!

BU DÜNYA KİMSEYE KALMIYOR!
Bir ülkede, “huzur ve güven tesis edilemediğinde, nelerin olacağını, nelerin olmayacağını” herkes bilir!..
Ama, “devletin gücünü arkasına alıp, meydanlarda propaganda yapanların da, bu aziz milletin duyarlılığını, hassasiyetini”, artık iyi anlaması gerekir..
Unutmayalım ki, devlet bakidir, siyasiler gelip, gidici..
Asıl olan,” bu kubbede bir hoş seda bırakıp, gitmesini de” bilmektir..
“Bu birlik ve beraberliğimizi, iri, diri, bir olma anlayışımızı suistimal eden tavırlardan, konuşmalardan, takılmalardan” vazgeçilmesi talebi, ortak beklentidir.
Zira, başka Türkiye yoktur!
Yusuf Cinal yazıyor, 31 Mart 2023