Avare komik bir kişiliktir. Yolda yürürken boş bir şişe görür. Onu gözüne kestirir. Geçen akşam izlediği futbol maçındaki sevdiği futbolcunun hareketini yapar. Yavaş yavaş şişeye doğru gelir ve tekmeyi sallar. Şişe uçar. Havalanır da havalanır. Zikzak çize çize giderken rüzgârın etkisiyle daha da havalanmaya başlar. Öyle bir uçar ki gözden kaybolur. Avare bile gözlerine inanamaz. Nasıl vurduğuyla tam övünürken şişe gelir bizim avarenin önüne düşer. Avare bu duruma inanamaz. Şişeye doğru eğilirken bir anda etrafını bir duman tabakası kaplar. Burnuyla havayı koklar herhangi bir yanık kokusu almaz. O sırada şişeden bir silüet çıkar. Avare bunu görür görmez korkar. Kaçmaya çalışır, fakat kaçma çabası nafiledir. Duman etrafını sarmış ve bir yere gitmesine izin vermiyordur. Avare korka korka dışarıya çıkan silüete bakar. Silüet de ona bakar. Bir süre çılgın aşıklar gibi bakışırlar ve sonrasında silüet konuşur. "Dile benden ne dilersen!" Avare hep hikayelerde duyduğu çizgi filmlerde izlediği olayı yaşamaktadır. Ne diyeceğini ve ne yapacağını bilemez. Bir süre düşünür ve şişeden çıkar silüetten özür diler. Silüet bir kez daha, bu sefer daha yüksek ve korkutucu olacak kadar gür bir sesle sorar: "Ne dilersen, dile benden!" Avare yutkunur ve "Özür dilerim." der daha yüksek bir sesle.

    Silüet, avarenin yanına iyice yaklaşır. ‘’Neden benden bir şey dilemiyorsun? Korkma benden.’’ der. Bizim avarenin korkusu biraz geçmiş tekrar kendine güveni yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. İki elini pantolonunun cebine sokarak silüete baktı. ‘’Özür diledim işte. Vurmamalıydım o şişeye. Bak uykundan uyandırdım seni.’’ diyerek karşılık verdi. Silüet şaşırdı bu duruma. Daha önce az düşünen, sığ düşünen veya bir sürü insan görmüştü ama bu avare gibi kimseyi görmemişti. Karşısına hayatının fırsatı çıkmış ama bu avare denilen kişi onu özür dileyerek kendinden uzaklaştırmaya çalışıyor. Yüzyıllar boyunca böyle bir şeye şahit olmamıştı.   

    Silüet, avareyi alıp yolda bulunan kaldırıma oturur. Avareye tekrar neden bir şey dilemediğini sorar. Avare elle tutulur bir cevap veremez. Silüet, bu sefer de avareye ne yaptığını, nasıl yaşadığını sorar. Avare dertli dertli başlar anlatmaya. Kimsesinin olmadığıyla söze başlar. Sonrasında işsizliğinden bahseder. Daha önce girdiği işlerdeki sakarlıkları ya da başarısızlıkları onu bu zamanlara kadar getirmişti. Bütün bunların yanında yuva kurmak istediğini fakat onu kimsenin istemediğini. Hatta birkaç kişiden ‘’Ondan ne evin direği ne de evin kolonu olur!’’ sözünü duyduktan sonra gönül işlerinden de uzaklaşmış. Hiçbir şeyi kalmayan özünde iyi, hayatta boşta kalmış biri olmuş. Bu durumuna etraftaki insanlar ‘’Avare’’ demişler. Kendi isminden çok bu sözü duyunca kendi ismini de unutmuş. Silüet, bu anlatılanlara çok üzülerek, ona dilek şansı olduğunu bütün bunları düzeltebileceğini hatta daha da iyi koşullara ulaşabileceğini söyledi. Avare oralı olmadı. Hatta ‘’Silüet kardeş, seni de uykundan uyandırdık, kusura bakma o şişeye vurmamalıydım.’’ dedi. Silüet, sinirlendi ve şişeye tekrar girdi bir daha çıkmamak üzere. Avare de evine doğru giderken şişeyi önüne aldı ve ona vura vura evinin yolunu tuttu.