Sevgili okurlar,
“Asrın depremi” olarak nitelendirdiğimiz, ülkemizin Güneydoğu illerini vuran,” bu 7,7 ve 7,6 Şiddetindeki depremlerde”, hayatını kaybedenlerin sayısı, giderek artarken, yaralı olarak kurtarılanların sayısı da yüzbinlere yaklaşıyor..
Pazar günü itibariyle 24 Bin 617 Vatandaşımızın hayatını kaybettiği kayıtlara geçti..
Muhtemelen sayı daha da artacak..

HEPİMİZ SUÇLUYUZ!
Bu yürek acısının, bu felaketin üzerine daha çok konuşacak ve yazacaklarımız olacak elbette..
“-Organizasyonluktan,
-geç kalmışlıktan,
-yardıma koşamamaktan,
-ihtiyaçları anında seferber edememekten,
-bu imdat çığlıklarına anında anlam yükleyememekten,
-enkaz altındakilere yardım eli uzatamamaktan,
-bir yudum su verememekten,
-bölgeye ekmek yağdırmamaktan,
-çadır kuramamaktan,
-yaralılara şifa olamamaktan,
-bölgeye ağır tonajlı vinçler gönderememekten,
-devletin imkan ve kabiliyetlerini anında harekete geçirememekten, hepimiz suçluyuz!”

Hemi de bu büyük ihmalden!

KİMSE KENDİNİ AKLAMASIN?
Bu felaketin, bu tufanın, bu yıkımın fotoğrafı ortada!
Kimse, çıkıp ortaya, kendini aklamaya çalışmasın?
Yediden, yetmişe hepimiz suçluyuz!
Bir başka maşallahımız ise, birbirimize laf yetiştirmede zirve yapıyor!
“Kutaplaştırma,
hasetlik,
fitne-fesat tohumlarını ekmekte,
kimi.  bilimde ısrarda,
kimi kaderde..”

Bu büyük depremi anlamaya ve depremin yarattığı yıkım ile ortaya koyduğu enkaz altında kalanları, kurtarmaya çabalıyoruz!
Bize, onların tabiri ile “eski Türkiye’yi” aratan, “yeni Türkiye” manzaraları ile karşı karşıyayız!

BİZ, NE ARA, BU HALE DÜŞTÜK?
Birbirine ahkam kesen, laf yetiştiren, “defol git” diyen, “alın bunu” direktifleri ile güya kendini aklayan siyasi beceriksizlikleri görmek ne üzücü..
Hep derim ya, “biz ne ara, bu hale düştük” diye?
Gerçekten, “bizi bu hale kimler” düşürdü?
Memleketin bu yüzünü de bir daha görerek yıkıldık!
Hani şair der ya, “bu yüzle de tanıdım vatanı” diye, aynen öyle, eksiği var, fazlası yok!
Memleketten acı haberlere, enkaz altından kurtarılanların sevinci yansırken, uzaklarda,çok uzaklarda neler mi oluyordu?
Almanya, Belçika, Hollanda, Fransa ve diğer ülkeler ayağa kalktılar,
Türk bayrakları yarıya çekildi,
birbirinden hızlı arama kurtarma emipleri yola çıkarıldı.

TÜRKİYE YOLUNDA YARDIMLAR?
Kış şartları için,”giyim eşyaları, battaniyeler, çadırlar, ilaçlar, jeneratörler toplanıyor”, büyük TIR kafileleri ile yurda yönlendiriliyor..
Bir yandan da, açılan yardım hesaplarına para yardımları yağıyor..
Belçika’nın en radikal kentlerinden Anvers’te Belediye Başkanı Bart De Wever öncülüğünde, “bir saygı töreni düzenleniyor, Türk Bayrağı  tarihi bir kilesinin böğrüne asılıyor ve kilisenin özgün orkestrası İstiklal Marşı’nı “çalıyor..
Yetmiyor, para yardımında da bulunuluyor..
Brüksel’de Gent, Genk ve Liege ile diğer kentlerde, genç kızlar, erkekler, toplanan deprem yardımlarını tasnif edip, TIRlara yüklüyor..
Adının açıklanmasını istemeyenler, maddi ve manevi yardım yarışında bulunuyorlar..
Hey koç yiğitler, bu yardımları taşımak için seferber oluyorlar?

ÖRNEK İNSANLAR?
Bakınız, Belçika’da yıllardır yaşayan Afyon İli Emirdağ İlçesi halkından Rüstem Çekiç, neler yazmış?
“Soğukta çalıştım 3 Ay, soğuk hava parası verdin ,
Yağmurda çalıştım , yağmur parası verdin ,
Tozda çalıştım, toz parası verdin ,
12 Ayın, 11 Ayını çalıştım, tatil izni parası verdin ,
Çocukların okulu kapanırken , "çocuklar ekonomik sıkıntı çekmesin tatilde" diye çift çocuk aylığı gönderdin ,
iki ay sonra, tekrar okullar açılırken " çocuklar ailesine yük olmasın , okul defter , kalemini kendileri alsın diye, yine çift çocuk aylığı gönderdin.


TÜRK BAYRAĞINI DALGALANDIRMAK?
Ve bunların, ne olduğunu biz bilmezken yaptın!.
Biz, bu felaket anında camilerimizin kapısına bir Türkbayrağı asmaz iken , sen Kilisenin kapısına, " Türk " bayrağı asıp " istiklal marşımızı okuttun .
Şimdi de, 7 Düvel öteden gelip, top yekun , elinizde kazma, kürek, hassas aletlerle, hassas koku alan Köpekleriniz ile  “herşeye kadercilikle bakan”, ülke yöneticilerinin kadınını, kızını, küçücük yavrularını, anasını, babasını 136 saat sonra, enkazdan canlı çıkardınız!..
Ben size minnet duymayayım da ,kime minnet duyayım?.
Var olun, nur olun, "mille fois merci!” ( Binlerce teşekkür)”

Hani, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktu” söylemleri nerede kaldı?
Hani, bunlar “dış güçler” idi?
Hani, “bizi kıskanıyorlardı” bunlar?

ÇOK MİNNETTARIZ, ÇOK!
Başta Avrupa’da yaşayan Türklere ve dostlarımıza, ne kadar minnettarız, onlara ne kadar teşekkür etsek azdır..
Demek ki, “uzaklardan da acılar paylaşılır, yardımlar adrese ve vatana” ulaştırılır..
Yeter ki, içimizde o iyimser duygular, tolerans, hoşgörü ve güzellikler yaşasın, yaşatılsın..
Ülkemize, “umut yardımları taşıyan o TIRları, sevgi ve güzellikle karşılamak, buralarda açılan bayrakların yarattağı rüzgarı kucaklamak,  o maddi yardım selini, ülkemizdeki gerçek  mağdurlara, ayrım yapmadan, tarafısz, hilesiz, yansız dağıtmak, kanayan yaraları sarmak”, sizlerin görevidir..
Anladınız değil mi?
Yusuf Cinal yazıyor, 13 Şubat 2023