Başta TRT olmak üzere hiçbir yandaş kanalda yer alamayan İmamoğlu dün gece Habertürk ekranlarındaydı, nihayet…
Gerçi, sunucunun tavrına bakarsanız, kendini anlatma fırsatı verilmesinden ziyade köşeye sıkıştırmak için davet edildiği belliydi ama İmamoğlu’nu köşeye sıkıştıracak bir malzeme de bulunamadığı için, program İmamoğlu açısından olumlu geçti.
Bence en çarpıcı bölüm, İBB’ye çıkarılan kredi engellerini açıkladığı bölümdü.
“Bankalar bile KİPTAŞ’la çalışmıyor. Bir kamu bankası ayıplı bir suçtan içeri atılan gayrimeşru bir adama kefilsiz 750 milyon lira veriyor da Türkiye’nin en itibarlı şehircilik şirketine 1 lira kredi vermiyor” sözleri, iktidar/İBB ilişkilerinin ne kadar düşmanlaştırıldığının göstergesiydi.
Belediyelerin hamisi olması gereken, ki sadece iktidar belediyelerine hamilik yapan İller Bankası, İmamoğlu’ndan bir önceki dönemde İBB’ye toplam 946 milyon 554 bin dolar veren İller Bankası, İmamoğlu yönetimindeki İBB’ye bir kuruş vermemiş.
Programın Melen Barajı bölümü de ilginç ve hayret verici bilgilerle doluydu.
İstanbul’un su ihtiyacını karşılayacak müjdesiyle sunulan proje maalesef jeliboncunun plastik dinozorları gibi çöp olmuş.
“2016'da Melen bitecekti. Şu anda ortada bir mezar var. Bir baraj var, gövde çatlak. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Çatlak olduğunu sayın Cumhurbaşkanı bile benden öğrendi. Yanlış proje. Yanlış statik. Zemin uygulamaları yapılmamış. Şimdi çözüm bulunamıyor, çöp. O kadar büyük zararı var ki. Büyük bir kamu zararı. Çıt yok.”
Malumunuzdur, şu an iktidar en üst seviyeden, İmamoğlu’nun İstanbul’u iyi yönetemediği iddiası ile propaganda yapıyorlar.
İstanbul’un ‘iyi yönetilmediğine’ dair ellerinde en ufak bir belge, bilgi, delil yok. Bulamıyorlar.
Bulamadıkları için de film seti kurup çalışmayan otobüs dizisi çekiyorlar. Hatta bir köpeği kumpasa alet edip, otobüslerin b.k götürdüğü kurgusundan bile medet umuyorlar.
Ellerinde hırsızlığa dair, yolsuzluğa dair tek bir dosya yok. Olsa zaten, İmamoğlu’nu seçime giremeyecek hale getirirlerdi.
Ha, bir dosya vardı!
Bakan eskisi Soylu’nun, televizyon ekranlarında salladığı, korkunç iddialar içeren bir dosya…
Koskoca(!) İçişleri Bakanı, İBB’de çalışan 550 kişinin terör örgütleriyle ilişkili olduğunu iddia ediyor, hatta elinde kırmızı dosya ile canlı yayınlara çıkıp ‘bu dosyayı açmayayım bende kalsın’ diyordu. Sonra konu mahkemelik oldu. Bir belediye çalışanı üç kuruşluk tazminat davası açtı. İşte o davada Soylu’nun Avukatı, Soylu’yu “müvekkilim, ‘elindeki bilgileri siyaset yapma özgürlüğü ve düşünce ve kanaat açıklama özgürlüğü kapsamında kullanmıştır’ sözleriyle savunmak zorunda kaldı.
Böylece aleni bir iftira daha çöp oldu ama bunu kaç kişi biliyor?
İmamoğlu’nun nasıl engelleneceği, başına ne çoraplar örüleceği başından belliydi aslında.
Saklama, gizleme, üstünü örtme gereği bile duymadan İmamoğlu’nu ‘topal ördek’ konumuna düşüreceklerini alenen söylemişlerdi.
Hatırlarsınız, hatırlamayan da internetten bulabilir; Seçim ertesi bir kadın (artık İmamoğlu’nu nasıl bir düşman olarak görüyorsa) “Eşim belediyede memur. Biz ona hizmet edemeyiz” demişti.
Vatandaşın sakinleştirilmesi için yapılan konuşma, bugün yaşananların işaret fişeği gibiydi; “İBB Meclis çoğunluğu bizde. Şu anda hâlâ her şey devam ediyor. Öyle de olsa, bunlar neye dönmüş biliyor musun, bunlar topal ördek” denilmişti.
İmamoğlu da buna karşılık, topal ördek ifadesini abes bulduğunu ifade etmiş şu karşılığı vermişti; “Biz, zorlukların üstesinden geliriz. Zira yönetirken hiç kimsenin partisine bakmayacağız. Kastedilen meclisteki üstünlük vs ise biz onu aşarız. Önemli olan hizmet değil mi?”
Değil. Önemli olan hizmet değildi ki hükümet, bakanlıklar ve bürokrasi İmamoğlu’nun hizmetlerini engellemek için ellerinden geleni yaptılar.
İşte en basit örneği KİPTAŞ’a bir kuruş kredi verilmemesi…
Aynı zarftan çıkan üç oyun geçerli ama birinin geçersiz sayılmasının sebebi de buydu.
Seçimi tekrar ettirirken ne olur ne olmaz diyerek, çoğunluğu aldıkları İBB meclisi oy pusulalarını geçerli sayıp, sadece başkanlık seçimini tekrarladılar.
Eğer, diğer oylarda yenilenseydi başkanlık seçiminde fark nasıl açıldıysa İBB Meclis yapısı da değişebilirdi.
İmamoğlu, vatandaşa hizmet götürmeye çalışırken karşısına hep Meclis çıktı.
En temel, en insani hizmetler bile AKP ve MHP’li meclis üyelerince engellendi.
İmamoğlu’nun bu 5 yıllık süreçte nasıl engellendiği, yarın ki yazının konusu olsun.
Ama bu arada önemli bir bilgi aktarayım.
İktidar, bu kez eşeği sağlam kazığa bağlıyor. Muhalefet elindeki büyükşehir ve sair belediyeleri alamama ve elindekileri de kaybetme ihtimali üzerine bir kararname çıkarıldı.
Buna göre; Belediyeler sadece Cumhurbaşkanlığının onay verdiği projeler için iç borç kullanabilecek.
Yani, tek yetki iktidara verildi. İktidarın ‘Oy yoksa hizmet yok’ tehdidi yönetmelikle resmiyete büründü…
Durumu vicdanlarınıza havale ediyorum…