Sevgili okurlar,
Seçimlerin kapıya dayandığı şu günlerde, elbette “siyaset kazanı da” kaynıyor..
“Cumhurbaşkanlığı Sistemi” içinde seçime gideceğiz..
“Adil, eşit imkanlar dahilinde “ bir seçime gitmek mümkün mü?
Bunu önceki seçimlerden bilenler biliyor da, bilmeyenler için söyleyelim, bu “mümkün” değil?
Neden mi?
Nedeni açık değil mi?
“Bundan önceki seçimlerde iktidar, ne yapmışsa, şimdi iktidardan gitmemek için” daha fazlasanı yapacak ta ondan!
Hani o bildik ve sıkça tekrarlanan tekerleme vardır ya?
“Görünen köy kılavuz ister mi?”
Mevcvut iktidarın, Türkiye şartlarında sartık ne kılavuza, ne de başkalarına ihtiyacı var..
Bu yolda, kanun değişiklikleri yapıldı..
Zaten, “kanunların nasıl kulak arkası edildiğini, bu yolda Anayasa’nın bile delindiğini” bilmeyen mi var?
Demem o ki, bu seçim diğer seçimlerden çok farklı ve zorlu geçecek?
Siyasi partiler, yavaş, yavaş alana inmeye, kapalısalon toplantıları yapmaya başladılar..
Seçimde, “iki önemli ittifakın”, kozlarını paylaşacağını söylememe gerek var mı?

GELECEK KAYGISI?
Bir tarafta,” AK Parti şemsiyesi altında MHP ile BBP, diğer yanda ise CHP, İYİ Parti oluşumunda yer alan DP, DEVA, GELECEK partileri” saflarını belirlediler..
“Karşılıklı fikir yarışı, salvolar, sallamalar, laf sokuşturmalar, sataşmalar yanında, mahkemeleşmeye varan durumlara tanıklık” ediyoruz!..
Ülke gerçekleri, bir bir ortalığa saçılıyor..
“Euro-Dolar girdabında” değişen bir şey yok..
İnsanımızın gelecek kaygısı artıyor, yaşam şartları zorlaşıyor, enflasyon canavarı herkesi ürkütüyor!..
Vatandaş cephesinde de, belirgin bir ayrışma, kutuplaşma, zıtlaşma her alanda kendini gösteriyor!
İnsanlar, dokunsan ağlayacak, hatta kavgaya hazır helde ve yumruklar sıkılmış durumda!
Zor bir seçime gidiyoruz ya, hayırlısı?

GÖRÜNEN KÖY?
Fakat,  “görünen köy kılavaz istemez” dedik ya?
“Bu kutuplaşma, bu zıtlaşma, bu ötekileştirme, bu siyasetin çirkin dili, inşallah başımıza yeni çoraplar örmez!
Bakınız, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir zamanlar “15 Temmuz Darbe Kalkışmasının baş sorumlularından ilan ettiği, Arap emirliklerini su yolu” yaptı!
Elbette “siyasette küslük olmaz” biliriz!
Ama, “Türkiye’nin siyasi tarihinde”, bu kadarını da görmedik?
Şimdi, ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’da, Birleşik Arap Emirlikleri’nde?
Allah aşkına, kuzum neler oluyor?

ÖN TEKERİN GİTTİĞİ YER?
Uzaklara kaçsa da, pardon gönderilse de, sonradan sanal ortamda yazışması, video yayınlaması, görüş ve düşüncelerini paylaşması yasaklanan ve hatta hakkında “İnterpol yakalama kararları çıkarttığımız  Sedat Peker”i, ülkeye getirme girişimi” olmasın bu ziyaret?
Biz biliriz ki, “ön tekerin gittiği yerden, arka teker de gider” der atalarımız!
Sanki dizi filmi?
Merhum eski başbakan, cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in söylediği “ dün, dündür, bugün, bugün” ağızlarda sakız!
İlahi siyaset?
Bu yüzle de tanıdık vatanı?
Vay be?
Dahası var?

EMSALE BAK, EMSALE?
Bu işe, “Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, 9 Eylül’de ordularını İzmir’de denize döktüğümüz Yunanistan Lideri Venizelos’u ağırlaması bile” örnek gösteriliyor!?
Vah ki, vah!
İyi ki, “biz Türklere Anadolu kapısını açan Komutan olarak bildiğimiz Alparslan’ın, Malazgirit savaşı sonrası, orduları dağılan ve esir alınan Bizans Kralı Romen Diyojeni, çadırında ağırladığı, ona kılıcını geri verdiği”, örnek gösterilmemiş?
Seçime kadar, daha neler göreceğiz,neler?
Bekleyelim, görelim bakalım!

SAKARYALI İŞ İNSANLARI?
Yazımı, Sakarya’dan bir toplantı gerçekleri ile tamamlamak istiyorum.
Yine Bizim Sakarya Gazetesi’nde yer alan habere göre, Sakarya Müteahhitler Birliği, Sakarya gerçekleri ile ilgili” bir toplantı düzenledi..
“Geniş katılımlı” olduğu haberde yer alan toplantıya, AK Partililerin yanı sıra katılan muhalefet temsilcilerinin adlarını göremedim?..
Her neyse, Sakaryali iş insanları çok dertli, çok!
Bir yandan,” deprem gerçeği” hatırlatılıyor, öte yandan, “bu deprem yasakları”, gündeme getiriliyor!
“İmar, çok kat, alınan kamu ihaleleri,  ekonomik şartlar, piyasanın gelecek öngörmemesi” gibi sorunlar sıralandı..

YAĞLI ÇÖREK İSTERİZ!
Uzatmayalım, Başkan Murat Bayrak,”Mevcut ekonomik koşullarda bir yıl önce ihale alan firmalar zor durumda. Kamu müteahhitlerinin koşulsuz şartsız fesih hakkı verilmesini istiyoruz. Artan maliyetlerle işi bitirmek mümkün değil. Fiyatlar 4-5 kat arttı. Endekse göre fiyat farkı bizlerin batışına sebep olacak. Hemen yanı başımızda depremler oluyor. Özellikle bizim şehrimizde dönüşüm yapılamıyor. Kat sınırlaması var, maliyetler uçtu. Sakarya’da kentsel dönüşümün önü hızla açılmalı. Düzce depremi bize deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Deprem değil çürük bina öldürür. Dönüşüm yapılacak binalarda kata, kat verilmesi için desteklerinizi bekliyorum” diyor..
Daha ne desin?
Verin gitsin ustama?
Seçim üstü, “yağlı  çöreği” bizimkilerden mi esirgeyeceksiniz?
Öyle de, bu işin vebali?
Tınlayan, aldıran kim?
Böyle gelmiş, böyle gidiyor işte!
Anlayış bu ya, “ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” vesselam!?
Siyasetinizi sevsinler?
Yusuf Cinal yazıyor,  1 Aralık 2022 Brüksel