Sevgili okurlar,
31 Mart 2019 Yerel seçimlerine kilitlenen Türkiye’den yansımaları, hayretle ve şaşkınlıkla takip ediyoruz!
En önemlisi elbette Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı sıfatı ile Recep Tayyip Erdoğan’ın son aday toplantısında yaptığı konuşmada, CHP için söyledikleridir?..
Bir gazeteci, bir eğitimci olmayı bırakınız, bir vatandaş olarak, bu söylemlerin siyasetin iç dünyasını yansıtması ve insanımızı etkilemesi, ötekileştirmesi bakımından algılanması önemlidir..
Neyin öfkesi ve kin kusmasıdır bu?
“CHP Çöptür, çamurdur,  çukurdur!...”
Siyasete adım attığında söylediği sözleri unutanların, siyasi platformdaki atışmaları, kin ve öfke timsali olmaları, mahkemeleşmeleri akıllara durgunluk veriyor!..

"Seçim yarışının iftira, yalan, hakaret, husumet değil; plan, proje, hizmet etrafında şekillenmesi en büyük temennimizdir" diyerek söze başlanıyor ve ardından nakaratlar geliyor elbette!
Elbette siyasi parti programları eleştirilecek, elbette liderler birbirlerinin açıklarını yakalayarak, buradan hareketle kendi siyasi düşüncelerini taraftarları ile paylaşacaklar..
Burada bir sıkıntı var mı?
Yok!
Koca geçmişi olan bir partiyi eleştirirken, üslubu da, yani dili de çok önemsemeliyiz..
Sonra karşı tarafta atışlara başlıyor..
O zaman mahkemeleşmeler hız kazanıyor!
Olmadı!
Türkiye’yi, insanımızı germeye kimsenin hakkı yok!..
Biz bu sözlere, bu farklı atışmalara güler geçeriz, ama bundan Türkiye,Türkiye’nin geleceği büyük zarar görür..
Burada eleştiriden ziyade imaya kafa yorduğumu bilmelisiniz..
Düşman çizmesini giymiş, süngüsünü takmış, fırsat kolluyor..
Bizimkilerde birbirini yemelerde!..
Durun yahu!
Bir iki güzel laf ediniz, lütfen!
Bakın pazarda patlıcan satışı yok, domates, biber, soğan, patates fiyatları almış başını gidiyor!..
Lahana bile, dilim ile satılmaya başlandı..
İnsanların çoğu konuşmaktan korkuyor..
Televizyon ekranlarında bir Türk kadını konuşuyor..
Yandan sataşmalar ekrana yansıyor:
“Konuşma seni de alırlar içeri!?”
Durun beyler, kim, kimi, neden içeri alıyormuş!?
Ben vatandaşım, iktidarı da, muhalefeti de gerektiğinde eleştiririm..
Gocunmak, mahkemeleşmekte nedir?
Hakaret var mı?
Yok!
Peki, niye korkalım, niye özgür irademiz ile düşüncemizi paylaşmayalım ki?
Anlamak mümkün değil!
Bu arada, İstanbul’da seçim çalışmalarını yapan İstanbul CHP Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yanına yanaşan bir vatandaş, derdini anlatacağına Başkan İmamoğlu”na, “ Sana bir kafa atarım” diyebiliyor!..
İşte böyle “deli danalar “ gibi yemi fazla gelmiş ve fırsat kollayan da var, ne yazık ki?
Kafa atacağı yeri şaşıran ve kırmızı görmüş İspanyol boğaları gibi meydanlarda dolananlara dikkat etmek gerek!
Adama bak yahu, kafa atacakmış?
Ulan memleketin çil, çil altınlarını, paralarını İmamoğlu mu çaldı?
Koluna, bilmem kaç milyonluk saati İmamoğlu mu taktı?..
FETÖ denilen baş belası cemaati, İmamoğlu mu palazlandırdı, devletin başına tebelleş etti?
Irak, Suriye bataklıklarına İmamoğlu mu kayıtsız kaldı?
İhalelere fesat karıştıran İmamoğlu mu?
Eş, dost, ahbap, çavuşu belli işlere İmamoğlu mu yerleştirdi?
Üniversite giriş sınavlarında soruları çalıp, kendi cemaat üyelerine İmamoğlu mu dağıttı?
PKK denilen terör örgütünü dağdan davul zurna ile İmamoğlu mu indirdi?
İmralı mahkûmu çocuk katili APO’ya, adaşları İmamoğlu mu gönderdi?
Çözüm sürecini İmamoğlu mu başlattı, akil adamları İmamoğlu mu tayin etti?
Görülüyor ki,  sorular çok!..
Kafa atılacak, o kadar çok mesele var ki?
Nasıl oldu da, bunları unuttun usta?
Senin, doğruluk, dürüstlük, hak, adalet, hukuk, güzellik ve iyilik kafasını yemediğin belli!..
Kendine gel usta!
***
Sevgili okurlar,
Bu bağlamda yerel seçim sathından güzel haberlerde gelmiyor değil..
Karasu’da adayların yarışı büyük bir rekabet ortamında devam ediyor..
Özellikle AK Parti’den aday gösterilmeyen Mehmet İspiroğlu’nun adaylık yarışında büyük sevgi ve teveccüh gördüğü medyaya da yansıyor..
Gezi ve ziyaretlerinde gördüğü ilgi, Karasu’da seçimin çetin ve büyük bir rekabet ortamında geçeceğine işaret ediyor..

***
Serdivan’da ise CHP Belediye Başkanı adayı Zafer Kazan,halkla buluşmalarını sürdürüyor ve projelerini açıklıyor.. Burada da yarış gerçekten heyecanlı ve canlı geçecek gibi gözüküyor..

***
Akyazı’da ise şimdiden AK Parti Belediye Başkan adayı Bilal Soykan, seçimin banko galibi olarak görülse de, halkın tercihini ne yanda vereceği bilinmez..
Burada İYİ Parti adayı olarak Adem Güner’in ‘bende varım” demesi önemlidir..
Akyazı değişimi çoktan hak ediyor. Kimse kusura bakmasın, Saadet Partisi Belediye Başkanı Recep Yıldırım’dan bu yana , Akyazı hep üvey evlat muamelesi görmüş ve halk gidip mitinglerde işi pankart asmaya kadar götürmüştür!..
Halkın, bir daha yanlış yapma hakkı var mıdır?
Bu merkezde Saadet Partisi ‘de Selman Demirtaş ile Büyük Birlik Partisi de Naim Yolcu ile yola çıktı..Başka adaylar çıkacak mı bilmem ama, Akyazı ne çekmişse bu dayatmalardan, atamalardan çekmiştir..
Artık öze dönmenin, yani kendi adayını Akyazılıların seçme zamanı gelmiş, geçmiştir..
Söz elbette milletindir..
İnşallah seçmen gerçekleri görür ve ona göre  yöneticilerini seçer..
 İlla da bir parti rozeti aramanın alemi yoktur..
Bakalım,  bu seçimlerde seçmen kime kafayı atacak?
Haydi hayırlısı!