32 yıllık köşe yazarıyım. Bu süre zarfında tek bir tane spor yazısı yazmadım.
Anlamadığım bir konu, bilmediğim bir alan olduğundan değil.
Pek dillendirmem ama eski 3.lig profesyonel futbolcularındanım.
1988’de 24 yaşımda, organize futbola veda ettim. Yaşlandığımdan ve sakatlandığımdan değil, futbolun içinde dönen dolaplardan iğrendiğim için…
İşte spora bulaşmama, spor yazısı yazmama sebebim de bu zaten…
Çoğunuz için futbol 90 dakikadan ibarettir ve futbol neticedir.
‘Hatice’ye bakma, neticeye bak’ meselinde olduğu gibi çoğumuz için işin Hatice kısmının pek önemi yoktur.
İşte bu kesim futboldan zevk alır. Ama futbolun önü ve arkasıyla yani her alanıyla yani hem Hatice hem netice kısmıyla ilgilenenler, hele ki duyarlıysalar futboldan iğrenir, soğur.
Bu durumda olanlar için iki yol vardır; Ya benim gibi köşeye çekilmek ya da bir şeyleri değiştirmek için cesaret gösterip elini taşın altına koymak…
Ben ilkini tercih ettim ama çok sevdiğim kardeşim Gökhan İN, bir özveri ve cesaret örneği göstererek Sakaryaspor başkanlığına talip oldu.
Nitekim ömrümde ilk kez spor yazısı yazmamın sebebi de bu…
Elimi taşın altına sokamıyorsam da en azından elini taşın altına sokana bir desteğimiz olsun.
Sakaryaspor 15 Haziran Cumartesi günü kongreye gidiyor. Kardeşim Gökhan İN, adaylığını açıkladı.
Vallahi sadece adaylığını açıklamakla kalmadı adeta bir vizyon çizdi.
Neredeyse 20 yıldır tribünden Sakaryaspor maçı izlemeyen beni bile heyecanlandıran bir vizyon…
Gerisini Gökhan İN kardeşimin basına verdiği demeçten aktarayım;
“Sakaryaspor Kulüp Başkanlığı’na adaylığımı açıklamak üzere huzurlarınızdayım.
Sakaryaspor, köklü geçmişi ve tutkulu taraftarıyla Türk futbolunun en önemli kulüplerinden biridir. Ancak ne yazık ki, son 17 yıldır Süper Lig hasretini dindiremedik.
Çoğu sezon Play-Offlar’da ve finallerde yaşadığımız hayal kırıklıkları, hepimizi derinden etkiledi. Yaşanan tüm bu talihsizliklere rağmen şehrin ve takımın heyecanını diri tutan, Sakaryaspor için büyük fedakarlıklar gösteren ve kulübümüz için mücadele eden başta Cumhur Genç’e ve yönetimindeki herkese canı gönülden teşekkürü de bir borç bilirim.
Yaptığı çalışmalar kesinlikle takdire şayan ve kayda değerdir. Mevcut başkanımızın tekrar aday olmayacağını açıklaması ve kulübümüzün mali zorluklarla boğuştuğunu belirtmesi, hepimizin üzerine karamsar bir hava yaydı.
Ancak bugün, bu olumsuz atmosferi dağıtmak ve Sakaryaspor’a yeni bir umut aşılamak için buradayım. Kulübümüzün mali sorunlarını çözmek, sportif başarıları yeniden yakalamak ve Sakaryaspor’u hak ettiği yere, Süper Lig’e taşımak için iddialı bir planla karşınızdayım.
Başkanlık adaylığım süresince öncelikli hedeflerim şunlardır; Kulübümüzün borçlarını kapatarak sürdürülebilir bir mali yapı oluşturacağız.
Her bir kuruşun hesabını vererek, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını benimseyeceğiz.
Sakaryaspor’u, Süper Lig’e taşımak için güçlü bir teknik ekip ve rekabetçi bir kadro kuracağız.
Ayrıca, altyapıya yapacağımız yatırımlarla geleceğin yıldızlarını Sakaryaspor çatısı altında yetiştireceğiz.
Teknik direktörümüz ve ekibimizi şimdiden belirledik. Sürprizimi de açıklamak istiyorum.
Sakaryaspor’u İspanyol ekolüyle tanıştıracağız. Hoca adayımız, futbolculuk kariyerinde Real Madrid’de de forma giymiş, Roberto Carlos ile kupalar kaldırmış, İspanya Futboluna damga vurmuş ve dünyaca tanınan bir isim, Michel Salgado’dur.
Kendisiyle bizzat görüşüp anlaşmayı sağladım.
Sürecin sonunda kulübümüz temsilcileri bana bu görevi layık görürse, kendisiyle özverili bir çalışma gerçekleştireceğiz.
Taraftarlarımızın desteği olmadan başarının mümkün olmadığının bilincindeyiz. Bu yüzden, taraftarlarımızla sürekli iletişim halinde olacak, onların görüş ve önerilerini dikkate alarak kararlar alacağız.
Şehirle bütünleşmiş bir Sakaryaspor kimliği ortaya çıkaracağız. Sakaryaspor’u, modern ve profesyonel bir yönetim anlayışıyla yönetecek, kurumsal yapıyı güçlendireceğiz.
Sponsorlarla, yerel yönetimlerle ve iş dünyasıyla güçlü işbirlikleri kurarak, kulübümüzün finansal ve sportif açıdan güçlü bir yapıya kavuşmasını sağlayacağız.
Bu açıklamadan evvel kararımı paylaştığım pek çok dostum ve yakınım bu kararı neden aldığımı sordu. Üzülerek hatırlatmak zorundayım. Adana’daki Play-Off’tan sonra basından takip ettiğim şehrimizin bazı iş adamları, çeşitli bahanelerle kendilerine yapılan başkanlık teklifini reddetti. Bu beni çok rahatsız etti.
Aslında onlara yapılan bu teklif, büyük bir şeref ve onurdur.
Kimsenin ne düşündüğü bizim pek umurumuzda değil. Biz kimseyle kavga etmek için gelmiyoruz. Benim düşüncem, Sakarya’mıza katma değer sağlamak ve Sakaryaspor’umuzun hak ettiği yerde olması için olağan gücümle çalışmaktır başka gayem yok.
Ben de kaldırım mühendisi değilim benim de devam eden bir ticaretim var. Hiçbir iş yoğunluğu, hiçbir ticaret ve hiçbir para, Sakaryaspor’dan daha değerli değildir, olmamalıdır.
Yola ikna edilmişlerle değil; inanmışlarla çıkılır. Sakaryaspor’u, layık olduğu yere taşımak için çıktığımız bu yolda, siz değerli taraftarlarımızın desteği bizim en büyük gücümüz olacaktır. Birlikte, el ele vererek, Sakaryaspor’u yeniden Süper Lig’e çıkaracak ve bu büyük camiayı hak ettiği başarılarla buluşturacağız.
Bu zorlu ancak bir o kadar da heyecan verici yolculukta, bana olan inancınızı ve desteğinizi esirgemeyeceğinizi umut ediyorum. Sakaryaspor’u hak ettiği yere taşımak için kararlıyız ve birlikte başaracağız.”
Başarılar kardeşim…