HER ŞEY, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçen hafta yaptığı İmralı çağrısı ile başladı. Belki, olayın altyapısı aylar öncesine dayanıyor lakin, her şey o demeçle gelişim gösterdi…
MHP lideri bu defa, olayı birkaç adım daha öncesine taşıdı.
Ne dedi Devlet Bahçeli, özetle sunalım:
"Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM'de DEM Grup Toplantısı'nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın…"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçeli'nin çağrısına destek verdi, "Hep beraber terörün olmadığı Türkiye'yi inşa edelim istiyoruz" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel de partisinin terörün bitmesine tam destek vereceğini açıkladı ve bu konuda her şeyin TBMM'de yapılması gerektiğini vurguladı.
MHP lideri Bahçeli, son grup toplantısında Öcalan'ın, "örgütü lağvetme ve terörü sonlandırma dirayeti" göstermesi halinde, tecridin kaldırılmasının yolunu da açan, "Umut Hakkı"nın kullanımıyla ilgili yasal düzenleme yapılabileceğini söyledi.
 “DEP KAPATILSIN” DİYORDU
Oysa ki, Devlet Bahçeli, bundan yaklaşık iki ay önceki bir konuşmasında bu defa ağızından köpükler saç a saça, kürsüyü yumruklaya yumruklaya “DEM Partisi kapatılsın!” diye demeç vermişti.
Şimdi ne oldu da bu defa PKK’nin tutuklu lideri ve terörist başı Öcalan’a “yeşil ışık” yakmaya başladı.
Bir lider, bu kadar kısa sürede bu kadar sert dönüşler yapar mı?
Yaparsa, acaba hangi saikle böylesine bir U dönüşü sergiler?
Hangi Devlet Bahçeli’ye inanalım? İki ay önceki masayı yumruklayan Bahçeli’ye mi, yoksa şimdi “Gelsin ve bu kürsüden, örgütü lağvettiğini açıklasın!” diyen Bahçeli’ye mi?
Aslında PKK’nin bir uzantısı olduğunu her zaman dillendirdiğimiz eski HDP, yeni adıyla da DEM Partisi bile bu kadar radikal bir istekte bulunmadı bu zamana kadar. Ama Devlet Bahçeli’nin bu demeci, onları da şaşırttı!
BARIŞA EVET, AMA NASIL?
Son 40 yıldır terörden bir türlü yakasını kurtaramayan bu ülkede, barışı istemeyen bir vatandaş, benim nazarımda bu ülkenin iyiliğini istemeyen bir vatandaştır…
Barışı kim istemez?
Lakin, 1984 yılında başlayan PKK terörü bugün 40 yıl yılında... Bu uğurda Türkiye Cumhuriyeti, en azından 40 bin vatandaşını kaybetti, 10 bine yakın da şehit verdi.
Şimdi bütün bunlar yaşanmamış gibi, siz hangi hakla ve kimin yerine bu eli kanlı terör örgütünün terörist başını af ediyorsunuz?
Ve hangi sıfatla, hangi yüzle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin “kutsal” kürsüsüne davet ediyorsunuz?
Ve Cumhur İttifakı’nın iki ana partisi AKP ile MHP yöneticileri her zaman “Teröristle pazarlık olmaz!” görüşünü dile getiriyordu.
Şimdi sormazlar mı adama, “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” diye?
Ve Cumhur İttifakı’nın sempatizanları bu “şaşkınlık” uyandıran çıkışa nasıl bakacak acaba?
Bunu tabii ki zaman gösterecek…
KAFASINA SAKSI MI DÜŞTÜ?
Bu konunun öncesini bilmiyoruz. Fakat durduk yerde böylesine radikal bir söyleme girmesi için bir kişinin başına “saksı” düşmesi lazım! Yoksa, her defasında “milliyetçilik” ipine sarılan ve çeşitli el-kol hareketleri ile her hafta grup konuşmasında masayı yumruklayan Devlet Bahçeli’ye böylesine “çılgın” bir konuşma yaptıramazsınız! Ve bu konuşma öncesinde mutlaka bir altyapısı çalışması vardır mutlaka.
Geçtiğimiz aylarda Cumhur İttifakı liderlerinin buluşmaları olmuştu. Ve bilindiği gibi ittifakın oy oranı 40’ın altına inmeye başlamıştı. 
Bu ne demektir? Bu aslında, Cumhur İttifakı’nın bu şartlarda girecekleri ilk seçimde kaybedeceği anlamına geliyor. Üstelik ülkemiz, her alanda son derece hassas bir zamandan geçiyor.
“Cambaza bak!” demenin de tam zamanı aslında…
Başka türlü, hayattan adeta bunalan bu insanları ne ile oyalayacaklar?
 Başka türlü Türkiye’de ola gelen gündemi nasıl değiştirecekler?
İnsanları nasıl oyalayacaklar?
İşsizliği, hayat pahalılığını, cinayetleri, adaletsizliği, vurgunculuğu, yabancı istilasını nasıl unutturacaklar?
Görüldüğü gibi konu derin ve son derece hayati… Bu konu daha çok yazı kaldırır… Haydi hayırlısı…
**************
ANLAMLI SÖZ
“Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik. Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk; kardeş olarak yaşamayı…”
MARTİN LUTHER KİNG
**************