Son derece şaşkın, son derece üzgün, son derece öfkeli bir o kadar da endişeliyiz uzunca bir süredir...

Hayvanlar katlediliyor, kadınlar öldürülüyor, çocukların ve bebeklerin canına kıyılıyor. Ne iyiler ne kötüler olması gerektiği yerde ve de biçimde yaşamıyor. Biz ülkece ne yaşıyoruz? Neyin içindeyiz ve kimin, kimlerin isteğiyle nereye gidiyoruz? Nasıl bir felaketler silsilesiyle nasıl bir felakete sürükleniyoruz? Hangi ara geldik buralara? Nasıl kirlendi bu vicdanlar? Hangi ara yumuşacık kalplerin yerini aldı koca koca taşlar? Sizin de zihninizde dolaşmıyor mu bu ve benzeri sorular? İnanılmaz garip ve acımasız bir dizi olay örgüsüne uyanıyoruz her gün. Ülkenin dört bir yanından yüreklerimize mıh gibi düşen haberlerle açılıyor gözlerimiz güne. Para için, bile isteye öldürülen bebeklerin haberleri ile sarsıldık şimdi de. Ülkenin Sağlık Bakanı "Bu suçu işleyenlerin amacı bebekleri öldürmek değil, amaçları para kazanmaktı" diye açıklama yapınca da başımız döndü, midemiz bulandı, taş oturdu bağrımıza, yıkıldık mesela. Ta ki "çocuklar uyurken susulur, ölürken susulmaz" cümlelerini kurup harekete gecen Cumhuriyet Savcımızın sesi bize ulaşana dek. O ve onun gibi cesur yürekler iyi ki varlar. Çivisi çıkmış bu düzende şükürler olsun ki Yavuz Engin, sen ve senin gibiler var, siz umutsunuz bu ülkeye...

                        

İdam ipinden can simidine!           

               

Yazık ki ne yazık... Ülkenin milliyetçi partisi ki bunu böyle yazmaya bile utanıyorum, terörist başını bir başka bebek katilini bu günlerde meclise davet ediyor. Yıllar önce idam ipi attığı bu caniye (şimdi tamda bu günlerde )can simidi uzatıyor. Hal böyleyken hiç utanmadan, hayâsızca, bilincini yoklamadan, terörist başı Abdullah Öcalan’ın affedilip edilmemesi, mecliste konuşup konuşmamasını masaya yatırıyor. Her yer yangın yeri ve birileri yine yangının yönünü değiştiriyor. Bu dumanın yeni doğan çetesini ve suçlarını örtecek umudunu taşıyor. Şaşırdık mı? Hayır, tabi ki.

 Tam da böyle! Hatırlayalım mı?    

“Bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emekleriyle tevhit edebilirler, millet fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey TÜRK istikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarında ki asil kanda mevcuttur... M.Kemal Atatürk”

Bizim bize lütfedilmiş Ulu Önder Atatürk gibi bir mucizemiz, takip edeceğimiz bir yolumuz bir izimiz var. Tüm yanlışlara tüm kötülere tüm gaflet ve delalet içinde olanlara inat onun yolunda onun ışığıyla çıkarız en kötü girdaplardan. Uyan Türk milleti uyan! Türk gençliği susma! Sen değiştirirsin paranın her şeye muktedir olduğu bu düzeni, sen atanın ışığıyla aydınlanır, aydınlatırsın karanlıkları. Sen önüne geçebilirsin adaletsizliğin, sen bitirebilirsin bu  liyakatsizliği ve sen kurtarabilirsin yüzyılın Türkiye’sini haydi uyan!