Sevgili okurlar,
Üzülerek ifade edeyim ki, ülkemizdeki herkesi sarsan, alabora eden “ekonomik krizin” önüne geçen, şu son günlerde çok konuşulan “hukuk krizi” bağlamında tartışılanlara kulak kabartıyormusunuz?

MUTLAKA,MUTLAKA?
Mutlaka, kabartıyorsunuzdur!
Mutlaka, ülkenin hal ve gidişini yakından takip ediyorsunuzdur!
Mutlaka, olup, biteni anlamaya çalışıyorsunuzdur!
Mutlaka, siyasilerin son sölmelreni, kendi kantarınızda tartarak, anlamaya çalışıyorsunuzdur!
Mutlaka, mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bir daha Cumhurbaşkanlığı için aday olup, olmayacağını konuşuyorsunuzdur!
Mutlaka, son CHP Parti Grup Toplantısındaki konuşması ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, hakimler, Yüksek Seçim Kurulu hakkındaki konuşmalarını da işittiniz!
Mutlaka, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop’un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir daha aday olabileceği konusunda 40 Sayfalık bir rapor hazırladığını da biliyorsunuzdur?

HERKES İŞİNE BAKSIN?
Mutlaka, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, “herkes işine baksın, hukuk üretmesin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir daha aday olabilir” dediğini de duydunuz!
Bütün bunları sıralmamızın nedeni elbette, hukuk kararlarının havada uçuşmasıdır!..
En önemli karar ise, son İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptal edilmesidir..
Nasıl unutulsun!?
Büyükşehir Belediye Başkanı olarak “Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu, 13 Bin oyla kazandığı bir seçim sonrası” ne oldu?
Seçimler iptal edildi?
Bu iptali anlayanlar oldu mu?
Olmadı?
Sonra, ne oldu?
Bir zarftaki 4 Oy içinden, bir oy çıkarıldı ve yeniden seçime gidilmed mii?
Neden?
Nedeni ise, “o üç oyun sahibi olan iktidar partisi, bir daha o üç oy bölgelerinde seçime gitme kararını” benimsemedi de ondan?
Seçimler yapıldı mı?
Yapıldı!
Kim kazandı?

İSTANBUL’DA KİM KAZANDI?
“Cumhur İttifakının”, ve AK Parti’nin duayen, gedikli siyasetçisi, eski başbakanlarından Binali Yıldırım’a karşı, “Millet İttifakı” adayı  eski Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçimleri bu defa 800 Bin oy  farkı ile kazandı..
Seçimler sırasında, olup bitenleri mutlaka hatırlayanlar vardır..
Sonuçlar Anadolu Ajansı’ndan(AA) verilirken, ne oldu?
Birden bilgi akışı kesilme di mi?
Başka neler oldu?
“Teşekkürler İstanbul” afişleri İstanbul sokak ve caddelerine asılmadı mı?
Seçimi, kimin kazandığı anlatılıyordu?
Muhterem Binali Yıldırım!
Sonra, gerçek ortaya çıkmadı mı?
Evet, “seçimin galibi Ekrem İmamoğlu olarak tescil” edilmedi mi?
Peki, bu durum karaşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne söyledi?
“Hadi bakalım görev başına, bakalım topal ördek olarak nasıl görev” yapacaksın?

YAKASINA YAPIŞILMADI MI?
Bütün bunlara rağmen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, yakasına yapışılmadı mı?
“İstanbullularin hizmet ağları, Başkan İmamoğlu’nun elinden tek, tek alınmadı mı, kredi muslukları” kesilmedi mi?
Buna rağmen Başkan İmamoğlu, “canhıraş, bütün kıçkaçlara, baskılara, siyasi müdahalelere, karşı propagandalara, takiplere rağmen görevini yapmak için” koşturmadı mı, koşturmuyor mu?
Allah aşkına, “bu iktidar hırsı” nedir?
“Bırakın, biraz da başkaları bu memlekete, insanımıza hizmet etsin” demek yok mu?
Sonraki gelişmeleri hatırlatmak bile zoruma gidiyor?
Bir “aptal” tartışması sonrası, olup biteni hepimiz yakından takip etmedik mi?
Ardından başka davalar gelmedi mi, gelmiyor mu?
Şimdi bana kim çıkıp, “seçime hangi kurallarla gidileceğini” söyleyebilir?
Boyuna sabah, akşam üzerine düştüğümüz “Millet İttifakının adayı kim” sorusuna cevap arayanların çoğunluğunun “Cumhur İttifakı” tarafından geldiğini, bu millet görmüyor mu, anlamıyor mu?

KATİL NEREDE, KİM SAKLIYOR?
Bütün bu gelişmelere paralel olarak Cumhur İttifakı cenahındaki bir başka gelişmelerden mutlaka, ama mutlaka haberiniz vardır?
Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş’in, menfur bir cinayet sonrası, “basınla paylaşılan bilgileri” nereye koyacağız?
Bu cinayet ile ilgili olarak iktidar  kanadındaki “sessizlik, suskunluk” nereye konacak?
Bu konuda, “muhalefetin daha atak bir şekilde, cinayetin aydınlatılması için bastırması, bize ülkedeki  hukuki durumu” özetlemiyor mu?
Peki, “bu cinayetin katili” nerede?
Bu cinayeti kimler, neden bir “torbacı takımına” havale etti ki?
“Kalemimi kırmışlar” diye, yakınlarına durumu özetleyen, Ülkü Ocakları eski Başkanı, Doc. Dr. Sinan Ateş, “ne tür bir suç işlemişti ki, ait olduğu siyasi kanattan tecrit” edilmişti?

SEÇİMLER, HANGİ KURALA GÖRE YAPILACAK?
Görülüyor ki, daha konuşulacak, yazılacak çok şeyimiz var!
Bakalım, “seçimler, hangi tarihte, hangi kurallara göre yapılacak ve kimler aday olarak karşımıza” çıkacak?
Ama, son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Parti Grup Toplantısındaki sözleri, “bizleri umutsuzluğa sevk etmiyor” değil!?
Öyle ya, Yüksek Seçim Kurulu,  “sorunlar hakkında nasıl bir karar verecek ve seçimler hangi kurallar çerçevesinde” yapılacak?
Bakalım, “bu yargı sopası, kimin ensesinde” patlayacak?
Öyle bir yere geldik ki, “kimi, kime şikayet edelim noktasında kadı bile davacıyken” diyenler, ne kadar haklı!
İnşallah, bir çıkış yolu bulunur..
Sağ, salim seçime gideriz ve ülkeyi yönetecekleri seçeriz!
Seçmenler, “cepte keklik” değil elbet!?
Hak edeni seçiriz, İnşallah!
Yusuf Cinal yazıyor, 26 Ocak 2023 Brüksel