Ulaşım İş Genel Başkanı Cihat Koray ile sohbetimizin ağırlıklı tarafı 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin nasıl sonuçlanacağına dairdi.

Oynanan tiyatroyu sitayişle dile getirdi. Aktarıyorum;

Şu andaki görüntü tarafların birbirine yaptığı tekliflerde büyük fark var. Eğer Yetkili Sendika teklifinde kararlılık gösterir veya çok fazla geri adım atmazsa son karar Yüksek Hakem Kurulu verecek. Onunda vereceği karar belli.

Toplu sözleşme döneminde bütün başarısızlığı Memur Sene çıkarılacak masanın diğer etkisiz elemanları bütün sorumluluğu memur sene atmak için toplu sözleşme metnine geçen dönem yaptıkları gibi imza atmayacaklar.

Peki Memur Sen TİS masasında başarılı bir performans gösteriyor mu? Elbette hayır.

Bunu nereden alıyoruz, Ali Yalçın'ın ilk gün kendi taleplerini açıkladıktan sonra 2. Toplantıda işveren kurulunun tekliflerinden sonra "makul teklif" bekliyoruz sözlerinden anlıyoruz.

Makul teklif derken kendi tekliflerini de makul görmediklerini pazarlığa açık olduklarını ima ediyor.

Memuru mezat masasında ki mal gibi üzerinde pazarlık yapılan duruma düşürüyor.

Öyle ya, aylar öncesinden bir hazırlık yaptılarsa en makul teklif kendilerinin hazırladığı teklif olması gerekirdi.

Ama bunun için de önce kendilerinin buna inanması lazım. Adam buna inanmıyor ki pazarlığa açığız mesajını veriyor.

Toplu Sözleşme Masası esasında pazarlık masası değildir. Toplu Sözleşmeye çalışanları temsilen sendikalar aylar öncesinden yaptıkları çalışmaları ve hazırlıkları masaya götürür ve bunların kabulü için kamu işveren kurulu üzerinde emekten ve hizmetten gelen güçlerini arkalarına alarak bir baskı oluştururlar.

Bunun için de daha Toplu Sözleşme öncesi ortaya koydukları tavır ve söylemlerle taleplerinin kabul edilmesi noktasında ne kadar ciddi ve kararlı olduklarını hükümete hissettirmeleri gerekir.

Bunların hiçbiri yapılmadı zaten yapmaya da niyetleri yok.

İlginç olan bir başka durum da 2025 yılı için 2024 yılından daha düşük oranlarda zam teklif edilmesi.  Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı ekonomik sıkıntının en az 3 yıl süreceğini söylerken sanki 2025 yılı 2024 yılından daha iyi olacakmış gibi daha düşük oranda zam teklifini hangi akla hangi mantığa dayanarak yaptılar bunu da anlamış değilim.

Sonuçta Merkez Bankası'nın 2023 yılı enflasyon oranı baz olarak alındığında kamu çalışanları 2023 yılı için %33 oranında enflasyon farkı kadar iyileştirme yapılacağı apaçık ortadayken hükümetin bu oranın çok gerisinde teklif etmesi masadaki muhataplarını ciddiye almadıklarını açık bir şekilde göstermiştir.

Toplu Sözleşme dönemini ve Sendikalar tarafını anlattık ama bir de madalyonun öbür yüzü var.

Bu 3 sendikayı ısrarla masada oturtan kamu çalışanlarına da bir şeyler demeliyiz.

Hani Nazım Hikmet kabahatin büyüğü sende be kardeşim demiş ya. Kamu çalışanları yine Memur Sen bizi sattı diye konuşmaya başlayacak kısa süreliğine istifalar başlayacak, istifa edenler koşa koşa masanın diğer etkisiz Memur Senin ruh ikizi sendikaya üye olacaklar. 

Sen satılmayı tercih etmişsen elbette bir satan olacaktır.

%2 Barajı getirilmesi sonrası ayda 200-250 lira fazla almak için sendikandan ayrılıp koşa koşa bu iki sendikaya üye olurken düşünecektin bu günleri.

Bir sözümüzde Anayasa mahkemesine. Danıştayın ℅1 barajını Anayasanın iki maddesi ve 4688 sayılı kanunun 28. maddesine aykırılık arz ettiği için iptal ederken. 8 aydan beri bu hususta karar vermeyen Anayasa Mahkemesi hiç olmazsa Danıştay'ın verdiği karardan utanın da %2 barajının Anayasaya aykırı olduğuna dair kararı açıklayın.

Tamam başardınız Toplu sözleşme masasına Birleşik Kamu İş'i oturtmadınız yine üçlü Trio oturmaya devam ediyor.

Daha ne bekliyorsunuz? Birleşik Kamu İşe bağlı %2 barajına takılan sendikalardan 4000'e yakın üye kaybı yaşandı.

1100 üye farkıyla KESK masada oturmaya devam ediyor.

Sonuç itibariyle 4688 sayılı toplu iş sözleşmesi ve sendika kanunu bu haliyle var oldukça bu masadan Canon çalışanların lehine hiçbir şey çıkmaz Özellikle de üretimden ve hizmetten gelen gücünü hükümetler üzerinde baskı kurmak için kullanmayı düşünmeyen sendikalar masada oturduğu sürece kamu çalışanlarının mağduriyeti devam edecektir.

Cihat Koray oynanan tiyatronun sonunda Türkiye Kamu-Sen’in masada yokmuş gibi davranacağını öngörmüştü.

Öngörüsü çıktı.

Türkiye Kamu-Sen “25 milyon vatandaşımızın hiçbir sorununun tartışılmadığı, hayati önem taşıyan yüzlerce konunun gündeme dahi getirilmediği, kamu çalışanlarının beklentilerini karşılamaktan uzak kalan, enflasyon tahminin bile altındaki maaş artış teklifleriyle gelinen ve yalnızca yasak savmak adına yapılan toplu sözleşme görüşmesine katılmayacak, yetkili konfederasyonun bu vebaline seyirci olmayacağız” dedi.

Cihat Koray’a göre bu davranışın nedeni toplu sözleşmenin başarısızlığını tamamen Memur Sen’e yıkmak…

Oyun içinde oyun yani…

Kamu çalışanları da bu oyunun piyonu haliyle…

Kafa değişmedikçe ve kamu çalışanları sendikal tercihlerini bilinçli bir şekilde yapmadıkça bu oyunu seyretmeye devam edeceğiz.