Sevgili okurlar,
Yeni yıla girdik,”ne değişti” diye sorarsanız?
“Değişen sadece yıl rakamları ve takvimden düşen yapraklar” diye, cevap verenlerin sayısı inkar edilebilinir mi?
Bunu piyasadaki “ekonomik krize” bakarak söylediğimiz gibi
 “ siyasi krizi de” kulak arkası ettiğimiz düşünülemez?
Sosyal ve siyasi hayatın her gün gündeminde, “hayat pahalılığı , güvensizlik, belirsizlik ve istikrarsızlık” atbaşı yarışıyor!
“Ekonomide oynaklık”, uluslararası etkiler ile yaşamımızı daha da altüst ediyor!
Devletin tepesinden yapılan “ ihracaatta rekor kırdık” açıklamaları, “ithalat açıklamaları gizlendiği için” bir mana ifade etmiyor!
Yeni “enflasyon” açıklamaları karşısında hala umudunu AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bağlayanlar kadar, bu bağlamda “yaşama sevincini öteleyenler ve hayat mücadelesi içinde olanların geleceğe dair düşünceleri bir mutlak değişimi” işaret ediyor..
Bu durum bize, “sorunları çözerse Erdoğan çözer” diyenlerle,”çözümü değişimde arayanların” sandıkta verecekleri yolunda ipuçları veriyor..

AHMAK DAVASI?
Değişim ile ilgili iktidarın, yani “Cumhur ittifakının kaygılarını”, kendisine yönelik bir sataşmada, “ahmak” cevabı verdiği için cezalandırılan, hatta “siyasi yasaklı” hale getirilen Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na reva görülen bu durum, vicdanları sızlattı, “hak, hukuk, adalet” temelinde herkesi rahatsız etti..
Her şey, iktidar kalmak için, önümüzde seçimlere göre ölçülüp, biçildiğini, tüm bu gelişmelerin altında bir “mühendislik” yattığını söyleyenlerin, “infiali Saraçhane’den” yansımadı mı?
Tam bir kumpas ile dava aç, hakimi değiştir, istinafı ayarla, sonra da “mahkemeler tarafsız” diye mahallede yaygara kopar?
İnandık değil mi?
Yine, konuştukları, ülke gerçeklerini milletin meclisinde(TBMM) dile getirdikleri için, bu aziz milletin temsilcileri hakkında hazırlanan “fezlekeler”, birer “korku silahı “ olarak sallandırılırken, “vatandaşın gelecek korkusu içinde görüş ve düşüncelerini bile açıklayamadığını” bilmeyen mi var?

ATATÜRK TÜRKİYESİ?
Daha önceki yazılarımda da;”bu tür haksızlıkları, olumsuzluları, ülke gerçeklerini sizlerle paylaşmaya büyük özen ve titizlik” gösterdik..
Bu yolda görüş ve düşüncelerimizi, sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz!
Zaten bir gazetecinin, bir yazarın görevi, “okurunu bilgilendirmek, haberdar etmek, ülke gerçeklerini onlarla paylaşmak” değil midir?
Bütün bu gelişmeler bağlamında, ülkenin bir yiğit evladı, başkent Ankara’da, evinin önünde bir suikaste uğradı!..
Evli ve iki kız çocuğu babası, Atatürk Türkiyesi’nin bir akademisyeni, bu aziz milletin geleceği olan Doc. Dr. Sinan Ateş, maalesef “tetikçilerin kurbanı” oldu!
Bir karanlık siyasi el, onun hayat, gelecek yolundaki kalemini kırmış!?
Kim bunlar?
Bilmek, öğrenmek istiyoruz?

ÖFKE VE ACI İÇİNDE OLANLAR?
Onu sevdiklerinden, ülkesinden, geleceğinden alıkoyan caniler, katiller, azmettiriciler, siyasi klikler bilmelidir ki, “Sinan Ateşler ölmüz, vatan bölünmez”, bu dünyada sizlere kalmaz!
Şimdi susma zamanı değil?
Bu katilleri, azmettiricileri yakalayıp adalete teslim etme zamanıdır!
Daha önceki yiğitlerimiz, bilgi insanlarımız gibi “Sinan Ateş’in katli dosyası, tozlu raflara kaldırılacaksa, kamu vicdanı sürekli kanayacak, sızlayacak” demektir!
Bu bağlamda, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ile MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin sözleri, kamu vicdanını tatmin etmedi!

BAKALIM ARDINDA NELER SAKLI?
Bakalım, bu cinayetin, bu suikastin perde arkasında ne gibi gelişmelere tanıklık edeceğiz?
Sağduyu sahibi vatandaşlarımız ile bu dosyanın takipçisi olacağını açıklayanların elbette yanındayız!..
Gel şimdi sen, Türkiye’de “hak, hukuk, adalet, eşitlik, şeffaflık” bağlamında, adil bir seçim yapılacağına inan, kanaat getir?
Geçmiş olsun!
Türkiye, bu büyük meseleler ile seçime gidebilir mi bilmem?
“Yargının sopa”  olarak kullanılması, “bir başka çökme planları içinde olunması, işlenen cinayetler ile saldırı, dövme, sindirme olayları ile Türkiye nereye evrilir”, bilen var mı?
Velhasıl durum içler acısı ve gidişat hayra alamet değil!?
Ülkenin içinde bulunduğu,” bu hal ve gidiş” içinde, memleketim Sakarya’dan, güzel haberler geliyor..

ADA HAYAT PROJESİ?
Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu, “Ada Hayat” projesi ile daha işin başında bir ödül kazandıklarını açıklayarak, yüreğimize su serpen değerlendirmelerde bulundu.
Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu,yaptığı konuşmada; “Geriye dönüp şöyle bir baktığımızda 3,5 yılı ardımızda bıraktığımızı görüyoruz. Ne günler yaşadık, yaşıyoruz ve inşaallah yaşayacağız da...
Biz,
“dünya imtihan dünyasıdır” düsturuyla yetiştik, şahsımın hayat yolculuğunda da yol ayrımlarıyla ve kararlarla dolu anları tebessümle hatırlıyorum.
Ve şimdi de emanet şuuru ile milletimize hizmet edenlerden olduğumuza inanıyor ve Rabbime şükrediyorum.


BU KENT BİZE EMANET!
Adapazarı’mızın yönetimini emanet almak için yola çıktığımızda şehir insanı ile paylaştığımız hedeflerimizi iş başına geldiğimizde daha da yukarıya taşıdığımızın; “Asla olmaz, olamaz” denilen, “Bu kadarı da fazla, keşkelerle vakit geçirilmez” diye kulaklara fısıldanan, o temelsiz, inançsız, özgüvenden yoksun fikirlerle leke çalınmaya çalışılan projeleri bizim konuşuyor olmamızın, başarıyor olmamızın haklı gururunu; bizlere inancını, güvenini hiç yitirmeyen, dua ve destekleriyle hep yanımızda olan kıymetli hemşehrilerimizle birlikte paylaşıyor olmanın mutluluğunu yaşıyorum. 32 Proje ile yol çıktık, bugün 61 projeyi hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz” diyerek, Adapazarlılara, çalışma arkadaşlarına ve destek verenlere teşekkür etti..

HALKIN TEVECCÜHÜ?
Halkın teveccühünü alan seçilmişlerin, sözlerini tutması, vatandaşına en güzel hizmetleri sunması, “eşit, adil, dosdoğru, objektif, tarafsız” bir anlayışla hizmet sunması hep beklentidir..
Görüyoruz ki, Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu, “yaptıkları kadar yapacakları” ile de övünüyor, kendini seçenlere güveniyor..
“Gücünü halktan alanların”, sırtı hiçbir zaman yere gelmez!..
“Halkına güvenenleri ise”, bu halk, hiçbir zaman mahcup etmez!
“Kerameti başka yerde aramak” yerine, “bu iradeyi kendinde ve halkında bulanlar”, her zaman kazanır, baştacı edilir!
Yolu açık olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 4 Ocak 2023 Brüksel