Sevgili okurlar,
Sakarya il olarak, ülkemizin en güzel  coğrafyasında bulunuyor..
Marmara bölgesinin doğusunda, Karadeniz bölgesinin batısında kalan Sakarya, Düzce, Bilecik, Kocaeli ile komşu bir ildir..
1999 Büyük Depremi sonrası büyük bir yıkım yese de, Sakarya çevre iller arasında göç alan  iller arasında, ön sıralarda yer alıyor..
Karasu, aynı zamanda Sakarya’nın ilçelerinden  Kocaali, Kaynarca, Ferizli ve Hendek ile komşudur..
İlçe merkezeninin denizden yükselliği düşük olsada, Karasu yeni yerleşim alanları olarak, Batı Karadeniz’in denize paralel uzanan dağlarına sırtını vermiştir..
Türkiye’nin en uzun ve bol su taşıyan nehirlerinden biri olan Sakarya, Karasu Yenimahalle’de Karadeniz ile kucaklaşmanın keyfini yaşar..
Son yıllarda İstanbul’un ve Ankara’nın dibinde bir ilçe olarak,” denizi, kumu, güneşi ve doğal güzellikleri” ile öne çıkan ve “özellikle inşaat sektöründe müteşebbisleri ile bu sektörden payını alan” bir ilçemizdir de..
“Denizi, kumu, güneşi kadar, Acarlar gölü, Maden deresi, Küçük boğazı ile de adını duyaran Karasu’nun”, merkeze uzaklığı 50 Kilometredir..
İlçeye ulaşımın kolay olması, ilçeyi bir cazibe merkezi yaptığı kadar, yapılan balıkçı barınağının limana dönüştürülmesi de ekonomik açıdan Karasu’ya bir başka ivme kazandırmıştır..

YAZ AYLARIN NÜFUS  PATLAMASI?
2018 Verilerine göre nüfusu 65 Bin olan Karasu’nun yaz aylarında nüfusunun 500 Bini aştığı ve büyük bir yerli turist akınına uğradığı bilinmektedir..
Bir ara MHP’yi Belediye Başkanı( Mehmet İspiroğlu) çıkarsa’da, AK Parti iktidarının egemen olduğu Sakarya’da, Karasu’da İsak Sarı (AKP) belediye başkanı olarak görev yapmaktadır..
Karadeniz kıyısında çok eski bir yerleşim merkezi olan Karasu, 1322 Tarihinde Orhan Gazi’nin komutanlarından Konuralp tarafından,Osmanlı topraklarına katılmıştır..
Eski adı” incili” olan Karasu, aynı zamanda çıkan madenleri ile adından söz ettirmiş ilçelerimizden biridir..
Bugün, bu çalışmaların izlerini görmek mümkündür..
Her yıl izine geldiğimde, Karasu İlçesi’ne mutlaka uğrarım..
Sevgili okul arkadaşım, meslektaşım Hasan Bilmiş ve muhterem eşleri Nejla Hanım ile buluşmak, bir çay içimi ülke meselelerini konuşmadan olmaz..
Ayrıca gazeteci meslektaşlarım ile bazı iş adamı dostlarıma  selam  vermeden geçilir mi?
Bu yıl da, öyle oldu..
Adapazarı merkezden ailece yola çıktık..
Karasu’ya uzanan asfalt yol, yine tamirde..
Bataklı alanlar üzerinden geçen karayolu, yine yer, yer hasarlı duruma düşmüş..
İyi ki. tamir ediliyor..
Yol, yine yükünü almış..

HEDEFTE KARASU VAR!
Belli ki, deniz, kum, güneş için olduğu kadar, Karasu’nun diğer doğal güzelliklerine tanıklık etmek isteyenlerin hedefinde Karasu var..
Adapazarı merkezden kuzeye doğru yol alıyoruz..
Söğütlü  ilçesi sol  yanımızda kalıyor..
Ferizli ilçesini aşıp, Karasu ilçesi sınırları içine giriyoruz..
Deniz, bugün çok dalgalı!..
Karasu Kaymakamlığı kararı ile “denize girmek yasak” olsa da, sahil yükünü almış durumda..
Güneşlikler açılmış, kumsalda el ele dolaşan  yaşlı çiftler, denizin durgunlaşmasını bekliyor..
Küçük minikler ise, oyuncakları ile kumdan kaleler, gölcükler yapmakla meşgul..
Sahilde görevlendirilen “cankurtaran” görevlilerin anonsları  günboyu sürdü..
Sahil güvenlik’ te, bu manada sahilde yerini aldı..
İnsanlar en azından,” muhtemel boğulmalara karşı”, önlemlerini alıyor..
Sahilde sevdiklerimiz ile “Elita” denilen mevkiide, denize gireceğiz..
Küçük ama, şezlongları ve diğer hizmetleri ile bir sanil işyeri ve güleryüzlü sahipleri bizi karşılıyor..
Sahilin müşterileri çoktan, şezlonglarına kurulmuş, şemsiyeleri altında, temiz havanın ve Karadeniz’in azgın dalgalarının  hışırtısına, kendilerine terk etmişler..
Bizlerde.  bir yere demir atıyoruz..

KARADENİZ BU?
Torunum Lena ve Elif için bulunmaz bir fırsat..
Küçük Elif’imiz, “büyük havuz”dediği, Karadeniz’e girmek için sabırsızlanıyor..
İstanbul’dan gelenler ise, yapılan bu anonslardan çok sıkılmış görünselerde, “bunun gerekliliğini, insanımızın çoğunun Karadeniz’i tanımadığını, hatta yüzme bilmediğini, Karadeniz’in şakası olmadığını, ayaklarınızın altından kumun çekilip gittiğinin farkında bile olunamayacağını”, onlara anlatıyorum..
Bir iç deniz olan Karadeniz’in, hırçın yanı bu!
Ama bazen, sakinleşir,hareketsiz hali ile insanı büyüler..
Hatta bazen, sizi selemlayan yunus balıklarının da dizi,dizi gösterileri kaçırılır mı?
Güneş tepemizde, sığındığım güneşlik altında,yine de yanmaktan kurtulamıyoruz..
Ayaklarım dizden aşağı  kırmızılaşmış..
Geç fark etsemde, kısa pantalon giymenin cezası bu ya,  çekeceğiz..
İyi ki küçükler güneşten etkilenmemişler..

NE DERSİNİZ?
Sahil boyu, kalabalık Karasu’ya ne bıraktı bilemem ama, “Karasu’nun bir cazibe merkezi olarak, İstanbul’un dibinde hala büyük ilgi gördüğünü” söyleyebilirim.
İstanbul’dan gelenlerin, Karasu’da “ çarpık yapılaşmadan” söz etmeleri neyi değiştirebilir ki?
Ülkemizin neresinde “ çarpık yapılaşma ve doğayı talan “ yok ki?
Siz,” hala Karasu’yu keşfetmemişseniz, bir yazlık, bir anlık rotanızı, bu şirin ilçemize çevirmenizi” öneririz..
“Sakarya Nehri’nin, Karadeniz ile Yenimahalle’de  vuslatı” bir başkadır..
Hem balık keyfi, hem nehir ve denizin birleştiği bu noktada, hatıra resmi çektirip, güneşin Karadeniz üzerinden batışına tanıklık edersiniz..
Belki, “bu güzellikler sizleri celbeder ve sizlerde Karasu’dan bir yazlık daire almaya karar” verirsiniz?
Karasu, ne dersiniz?
Yusuf Cinal  yazıyor, 7 Ağustos 2023