Oysa ne kadar da güzeldi o akşam, çocukları da alıp gitmiştik çocuk parkına. Neşe içinde oynuyorlardı, salıncak bittiğinde tahtıravalli, tahtıravalli bittiğinde kaydırak. Oradan oraya koşturuyorlardı tüm çocuklar. Bir top geldiğinde ayağıma hemen gönderdim sabırsızlıkla bekleyen sahibine. Neşe içinde sohbet ediyordum arkadaşımla, çocukların şen kahkahaları içinde. Hava da sıcak değildi bu akşamki kadar, bunaltmıyordu hiç. Ta ki telefonum çalana kadar. Arayan işyerinden bir arkadaşım. Tedirgin, korkmuş ve bir o kadar heyecanlı sesiyle. Bir şeyler oluyor galiba dedi. Askerlerde garip bir hareket var. Bir şeyler olacak, ben gazeteye geçiyorum. Ne olabilir ki dedim, hiç aklıma gelmemişti çünkü. Neredesin diye sordu ben de çocuklarla dışarıya çocuk parkına çıktık dedim. Acil dedi, acil olarak hemen eve gidin. Askerler darbe yapıyor olabilir, çocukları eve götür dedi. Bu devirde nasıl olabilir desem de ısrarla ve telaşla hemen eve gidin diyordu. Eve gittiğimde daha haberlere düşmemişti ama çok beklemedim. Artık haber bültenlerinde altyazılar geçmeye başlamıştı.
Ben güvendeydim ama ülkem güvende miydi? O karanlık gece, çok uzundu, sabah ta çok uzaktı.
Allah tüm şehitlerimizden razı olsun.