Sevgili okurlar,
Türkiye’de, binbir sorun insanımızı meşgul ederken, bu defa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasındaki tartışmanın odak kelimesi olan “ahmak” üzerinden “mahkemeleşme”  ülke gündeminin tepesine oturdu..
Bu yazıyı kaleme alırken, mahkeme heyeti, dava için üç saatlik bir ara verdi..
Peki, bu üç saatlik dilimde, ne mi olacak?
Savunabilirlerse Başkan Ekrem İmamoğlu’nun savunulması için, bu üç saatlik dilim bakalım yeterli olacak mı?
Gelişmeleri elbette takip ediyoruz..
Belki yazımızın son bölümünde, verilen karara değiniriz..
Olmazsa,elbette yarın?
Hemen başa dönecek olursak, konunun özünü Başkan Ekrem İmamoğlu ile Bakan Süleyman Soylu arasında geçen bir “seçim iptal ettirme” tartışması sonucu kullanılan “ahmak” sözü teşkil ediyor..

“AHMAK” TANIMINDAN CEZA ÇIKAR MI?
Bu “ahmak” kelimesi üzerinden, güya Başkan Ekrem İmamoğlu, burada Yüksek Seçim Kurulu’nu(YSK) hedef almış?
Allah, Allah!
Yeni değil ya, Türkiye bu tip davaları çok gördü, çok!
Ne oldu?
Yıllar geçince, üzüntüler dile getirildi..
Yine olacağı bu!
Oysa, hukukçu olmamamıza rağmen, bu sözü söyleyen Bakan Süleyman Soylu, kendisine iade eden ise Başkan Ekrem İmamoğlu!
Bunca yaşa geldim, “ahkam” kelimesinin bir dava konusu olacağı, bir suçu gerektireceği aklımın uçundan geçmezdi..
Demek ki, yaşamak, görmek gerekiyormuş!
Vay be Türkiye!
Ama asıl olan, bu “ahmak” kelimesi değil?

İSTANBUL’U ALAN?
İstanbul gibi bir koca metropolü, iktidar partisi AK Parti’nin ve dolayısıyla İstanbul’da belediye Başkanlığı yapmış Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın o sözü etmesidir?
Peki, o sözü hatırladınız mı?
Hatırlatalım:
“İstanbul’u alan, Türkiye’yi alır!”
“Ahmak”
kelimesinin “arkasındaki korku, endişe buradan kaynaklanıyor” diyenlerin sayısı yüzbinler değil, milyonlar..
Bakınız, ne isteniyor?
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret’ suçundan üst sınırdan, yani 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Savcı, hapis cezasının yanı sıra İmamoğlu hakkında Türk Ceza Kanunu‘nun (TCK) ‘siyasi yasak‘ içeren 53. maddesinin de uygulanmasını da istiyor.
İşin özü bu!

MİLYONLAR DAVAYA KİLETLENDİ!
Burada Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesi, iktidarın  muhalefete bir gol atmasının öne çıktığını söyleyen, yazanlar çok..
Dedim ya, milyonlar bu davaya kilitlendi!
Biraz daha dava içeriğinden söz edersek, geçtiğimiz duruşmada hakim, “İmamoğlu’nun sözlerinin muhatabının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olduğu açık” demişti, hatta bir adım öteye giderek, esprili bir şekilde şöyle konuşmuştu:
“Soylu’ya söylenmediğini söyleyen varsa buraya gelsin. Biraz da gülelim. Herhangi bir çözümleme yapmaya gerek yok. Bu sözü kime söylediği belli. Süleyman Soylu’ya söylemiştir. Ben de o şekilde düşünüyorum.”

İSTANBUL’DA BEKLEYİŞ?

İstanbul’da bekleyiş sürüyor..
Brüksel’de bizlerde bekliyoruz!..
Gerçekten, “Türkiye’de hakimler var” diyenler, haklımı çıkacak, yoksa, bu dava verilecek karar, sonrası bir üst mahkemeye taşınarak, Türk Milleti meşgul mu edilecek?
Türkiye’de “tarikatlar, cemaatler” bağlamında, “hukukun tartışıldığı, adaletin dağıtılamadığı, hukuk anlayışının dibe vurduğu güvensizliğin alabildiğince konuşulduğu şu günlerde”, Başkan Ekrem İmamoğlu gibi, herkes mahkemeden adil bir karar bekliyor..

ŞEYHE BERAAT?
Tam da bu dava öncesi, memleketim Akyazı Kuzuluk mahallesinde, bir müridinin kızına sarkan Uşakki Tarikatı Şeyhi  Eyüp Sabri Şağban’a beraat kararı verilmesi, herkesi gülümsetti?
Neden mi?
Zira bir başka tarikatta olup bitenlerden sonra, 6 Yaşındaki bir küçük kızın yaşadığı dramı, aşama, aşama öğrenmedik mi?
Mahkeme aşamasında, doktor kontrolünde neler olup bittiğini, gazeteler yazmadı mı, konu televizyonlardaki tartışma programlarında hararetle irdelenmedi mi?
Daha neler, neler?

TÜRKİYE’DE HAKİMLER VAR?
Eee aradan geçen bu zaman zarfı içinde, seçimler öncesi “bu mahkemeleşmede” taaa Mayıs ayına ertelenmedi mi?
Allah aşkına, bu saatten sonra, “Başkan Ekrem İmamoğlu davasında, ne tür bir karar bekliyorsun” diye soranlara cevap bulamıyorum!?
En azından, her şeye rağmen, “Türkiye’de hakimler var” demeyi çok isterim!..
Zira, Türkiye’nin bunca kutuplaşmadan sonra, “karpuz gibi ortadan ayrışmaya” tahammülü yoktur!..
Siyaset makamı, siyasi irade, ülkeyi gereceği kadar, gerdi zaten!
Bakınız, “tarikat, cemaat, din, ahlak, etik” bağlamında tartışma devam ederken, bu arada, kapalı, karanlık kapılar arkasında, din adına suistimallerde, tacizlerde, sarkmalarda bulunanların mazeretleri kabul edilecek gibi değil..

İSLAM’I TEMSİLİYET?
Bütün bu süreçte, mahkemeye kadar varan, sapıklıkları, tartışmaları, haberleri, yazarların yorumlarını “İslam’a saldırı” olarak adetmek, “kendilerini dinin temsilcileri olarak görme savunmasını”, vatandaşlarımız nasıl değerlendirir bilemem?
Bildiğim tek şey, “din adamlarının, dinimiz ve kutsal kitabımız Kur’anı Kerim ve hadisler” bağlamında, “bir din adamını yakışır, tevazzu sahibi, güvenilir insan olmaları ve nefsi hareket etmemeleri ve kendi çıkarları peşinde koşmamaları ve insanlara doğru, dosdoğru yolu” göstermeleri,işaret etmeleridir!

İMAMOĞLU’NUN ÇAĞRISI!
Yazımın bu bölümünde Başkan Ekrem İmamoğlu’ndan gelen bir çağrı çok önemli..
İstanbulluları Saraçhane’ye davet eden Başkan  Ekrem İmamoğlu’nun, “karar ne olursa olsun, bunu İstanbullularla paylaşmak istediği” görülüyor..
Temennimiz, “bu tür kısır, sen, ben tartışmalarından, siyasi klikleşmelerden medet ummak”, kimseye fayda getirmez!..
Bu durumun, bu kararın,”Türkiye imajına” zarar vermemesi temennimizdir..

BİRLİK VE BERABERLİK!
Bu tür davaların, “milletimizi dahada kutuplaştıracağı, daha da ayrıştıracağı ve dahada gereceği” bilinmelidir!
Bunları ülke olarak, millet olarak çok yaşadık!
Lütfen sağduyu ve “birlik beraberlikten” ödün vermeyelim!..
Bu küreselleşmenin getirdiği, neoliberal kararların ağır koşulları altında, bu birlik ve bareberliğe, daha çok ihtiyacımız var!
Gelin, sorunlarımızın ötelenmesi ve çözümüne kafa yoralım, bu yolda çaba gösterelim!
Gelin, “Türk Milletinin barış içinde, sevgi ve saygı temelinde kucaklaşmasına önderlik” edelim!..
Bize de bu yakışır!
Başkan Ekrem İmamoğlu kararı ne olursa, olsun, “Türk Milleti bu kararı da sinesinde çeker ve yarınlara” umutla yürür!

Yusuf Cinal yazıyor, 15 Aralık 2022 Brüksel