Sevgili okurlar,
Sizleri Belçika’da yapılan genel seçimlerle ilgili bir iki,üç yazımda bilgilendirmeye büyük özen gösterdim..
Burada hasıl olan, Belçika’da ve diğer Avrupa ülkelerinde yapılan seçimler ve siyasi propagandalar ile ülkemizde yapılan ilkel seçim kampanyalarını, siyaset anlayışını karşılaştırmak, okuyucuyu olduğu kadar, seçmen konumunda olanları bilgilendirmektir..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, büyük Türk Milleti’nin gayret ve çabaları ile kurulmuş son Türk Devleti hüviyetini taşır..
“Son” diyorum ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde sonra esaret altında olan kardeşlerimizin kurduğu, yaşatmaya çalıştığı, çağdaş dünya ile buluşturma gayretleri içinde olduğu devletleri unutmayalım..
Evet, Azerbaycan’dan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve diğer özerk Türk cumhuriyetlerinden söz ediyorum..
Maalesef, Türkiye Cumhuriyeti “ağabeylik” noktasında bile, bu yeni bağımsız Türk Cumhuriyetlerine önderlik edememiştir!..
Bunun elbette, siyasi, ekonomik, coğrafik, sosyal nedenleri olduğu gibi dünya bağlamındaki değişimlerle ilgili nedenleri vardır..
Elbette, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile eski Yugoslavya’nın dağıtılması örnekleri gözümüze batmalıdır!
Doğu Akdeniz’deki petrol ve gaz soğuk savaşı, Müslüman ülkelerdeki karışıklıklar, Irak ve Suriye’nin, Libya’nın, Musır, Cezayir ve Tunus’un, Afganistan’ın başına gelenlerde, bizi iyiden iyiye düşündürmelidir..
Üzülerek ifade edelim ki, Türkiye tüm bu gelişmeler sürecinde, rolünü iyi oynayamamış ve gittikçe battığı bataklıkta, debelenmekten başka bir iş yapamamakta ve gelecek endişesi yaratmaktadır..
İşte bir önceki seçimlerde koparılan “beka” fırtınası bundandır..Ne acıdır ki, bu “beka” yaygarası oya tahvil edilmeye kalkışılmış ve vatandaş buna itibar etmemiştir..
Bunun en güzel örneği yapılan seçimlerdir..
İktidar, bu “beka” söylemi ile birlikte, Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya ile birçok ilin yerel yönetimini kaybetmiş, artık iktidarı sorgulanır hale gelmiştir..
Türkiye, siyasal iktidar ile tuttuğu bu yolda tökezlemiştir, tökezletilmiştir!..
“Bölgenin lideri” söylemleri ile birlikte “dünya lideri” tanımlamaları da, artık yandaş medya arşivlerinde kalmıştır!..
“Tek adam” sistemi, ya da “başkanlık sistemi” ile ülke yönetilemeyeceği açık ve net olarak anlaşılmıştır.
Bu yeni kurulacak “İstişare Heyeti”nden ise fayda beklemek nafiledir..
Zira imam bildiğini okumaktadır!
Yolsuzluklar, israf, yanlış idari uygulamalar, adam kayırmalar, işe göre siyasal yandaşların yerleştirilmesi, hukuk düzeninin ala-bora olması, mevcut iktidarın güvenlik kaygıları yaratması, gelecek vaat edememesi, basında iktidardan yana bir tekel oluşturulması, eğitimde, dindar ve kindar nesil yetiştirme projeleri, yapılan hizmetleri bile unutturmuştur!
İktidarın elinde kalan, “terör ile mücadelenin” bile, millikten uzaklaştırılması, siyasallaştırılması, beraberinde linç girişimlerini ve gazeteci saldırılarını getirmiştir!..
Üzülerek ifade edelim ki, Türkiye’de, suç işleyenin yanına kar kalan, bir manzara hasıl olmuştur!
Yaşanan büyük siyasal ve ekonomik çöküntü, dolar ve euronun bir türlü fren tutmaması, istihdam imkanlarını sıfıra çekerken, işsizlik göstergelerinin artması, ülkenin bir başka çıkmazlarını oluşturmaktadır..
Gidişat iyi değildir, suçsuz ve masum yazarlara, çizerlere, aydınlara “eleştiri yapıyorlar” diye kelepçe vurulması, Türkiye’nin, insan hakları, özgürlükler ve hukuk bağlamında durumunu da iyice sarsmıştır..
Diğer bir husus ise FETÖ( Fetullahçı Terör Örgütü) terör örgütü ile mücadele iyice sulandırılmıştır. Bu grup ile ilişkili olanların bir bölümü korunurken, bir bölümü hapishanelerde “adalet” beklemektedirler..Bir bölümü ise yeniden ballı-börek işlerin başına atanmışlardır..
Bu ne yaman çelişkidir böyle!?
Tüm bu değerlendirmelerden sonra, seçmenin, yani vatandaşın hiç mi suçu yok!
“Kandırıldık” diyen bir zihniyete hala itibar edilmesi, güven duyulması, ne ile izah edilebilinir?
16 Yılı geçen iktidarları döneminde, elle tutulacak, övgü ile söz edilecek hangi hizmeti anlatabiliriz ki?
Burada seçmene, vatandaşa büyük görevler düşmektedir..Taraf tutulacaksa, iyiden, doğrudan, hak ve hukuktan yana taraf olunmalı ve bu kesim iktidara getirilmelidir..
Unutulmamalıdır ki, iktidarlar gelip geçicidir..
Baki olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir..
Devletin yönetimini ehil ellere verme, bırakma, teslim etme gibi ulvi ve milli bir görevimiz olduğu unutulmamalıdır..
İşte “millet” çökme noktasındadır..
Allah korusun, milletin çökmesi, birliğinin dağılması, kederde ve tasadaki milli birliğimizin bozulması, Türkiye Cumhuriyeti’nin sonu olacağı gibi, Türklük aidiyetinin de esaret, tahakküm altına gireceği demektir..
Bu noktada Bilge Kaan’ın Veziri Tonyukuk’a yazdırdığı, tarihi belge, söylem aklımıza gelmelidir..
“Ey Budunum(Milletim), Çinin İpekli kumaşı, zenginliği, güzel hatunları seni aldatmasın!
Ötüken’de oturursan, üste mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini, töreni kim bozabilir!?
Tarihin içinden gelen bu sese kulak vermeliyiz!
Ülkeyi, yerel yönetimleri, beceriksiz siyasetçilere teslim etmemeliyiz..
Evet, akrabamız, kardeşimiz bile olsa, iyiden yana, doğrudan yana, bizden yana olanları seçmeli ve işbaşına getirmeliyiz..
İşte İstanbul seçimleri bundan önemli..
Mevcut siyasi iktidar, devletin tüm güçleri ile olduğu kadar, tarikatlar, yandaş gazete ve televizyonlar, yandaş yazarlar ile İstanbul’da kafa karışıklığı yaratmakta,halkı kandırmakta ve oy istemektedirler..
Her gün şahit olduğumuz karalamalar, sataşmalar bize bu çirkin siyasetin yüzünü göstermektedir..
Lütfen,” kandırıldık ey halkım” diyen bu zihniyetlere değil, sizi hakkıyla, hakkaniyeti ile temsil edecek, adil, eşit yönetimler sergileyecek olanlara itibar ediniz!..
Bunu ülkenin geleceği ve bekası için yapınız!..
Kendi koltuklarını, çıkarlarını, her şeyden evla görenlere bir ders daha veriniz!..
Göreceksiniz, aydınlık yarınlar sizin ve gelecek nesillerin olacaktır..
Yeter ki, sandık başında kendi hür, özgür iradeni kullanmasını bilesin!?
İşte, Belçika’da ve Avrupa’da sandık başına gidenler, kendi geleceklerini ve ülkelerinin yarınlarını düşünerek oylarını kullanıyorlar..
Beceriksiz siyasetçileri ise öteliyorlar..
Sizler de aynı şeyi yapabilirsiniz!
Bayramınız, sağlıklı güzelliklere vesile olsun!
İmam bildiğini okuyor!
Yusuf Cinal
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar