Sevgili okurlar,
Biz biliriz ki,” geçikmiş adalet, adalet değildir” diye!
Bunu neden söylediğimi merak edenler için, hemen yazımın başında açıklayalım:
 “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin(TBMM) yeni üyeleri, mazbatalarını alıp, yemin edip”, göreve başladılar..
Çeşitli nedenlerle yemin edemeyenlerde, bu hafta yemin ederek, resmen milletvekili olarak görev yapacaklar..
600 Seçilmiş milletvekili arasında yer alan TİP Hatay milletvekili Can Atalay ise, yemin edeceği günü ve dolayısıyla tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliyesini bekliyor..
Tahliye edilsin ki, yemin edebilsin!?
Milli irade tecelli etti, adalet neyi bekliyor?

ADALET, ADALET, ADALET!
Adalet herkes içindir!..
“Adaleti herkes için isteyemiyorsak, orada bir sorun var” demektir!?
Böyle bir durumda, “adaletten, ne kadar söz edebiriz ki” diyenler, haksız değiller hani!?
Türkiye’de, farklı bir durum yaşanıyor?!..
Bu farklı duruma, “kimse akıl, sır” erdiremiyor?
“Yemin etmesi gereken, seçilmiş bir milletvekili”, acaba unutuldu mu?
Öyle ya, bu tip haberlere, çok rastlamadık mı?
Hapishanede unutulmak?
Akla yatan bir durum değil ama, durumu, bu şekilde özetleyenler de var?..
Can Atalay, “bir aktivist, bir avukat”, gönüllü iyilik elçisi..
Keşke, “bu gönül, iyilik elçisini”, CHP(Cumhuriyet Halk Partisi) listelerinde gösterebilseydi?
Durum değişmez di ama, yine de “adalet, adalet..” diye yürüyenlere, çok yakışırdı..
Onlarda unutmuşlar, besbelli!?
“Ey adalet, nerede saklanmışsan”, çık ortaya?

BEKLEYİŞ SÜRÜYOR?
Ama, Türkiye İşçi Partisi(TİP) ona sahip çıktı..
Hatay’da, bir başka adayın, yani Barış Atay’ın yeri ona verildi..
Hataylılar, Can Atalay’ı seçip, TBMM’ne gönderdi..
Gönderdiler ama, hapishanelerin demir parmaklıkları arasında, tahliye edileceği, yemin edeceği günü iple çeken Can Atalay’ın, milletvekili aday olmasına imkan sağlayanlardan, sadece Barış Atay değil,herkes şaşkın?
Neden mi?
Hala,” neden” diye soranlara şaşmamak el de mi?
Nerede hukuk, nerede adalet, nerede yasalar?
Yoksa, onlar da “kulakarkası mı” ediliyor?
Ya şu salıverilen Hüda-Parlılar nerede?
Onları salıveren güç?
Neyse, soru çok ta?
Can Atalay’ın, 14 Mayıs 2023 Tarihinden bu yana, bekleyişi sürüyor?!
Ne, bekleniyor ki?
Yasalar açık ve net değil midir ki?
Ençok ta, TİP’liler bekliyor?..
“Can Atalay, hapishaneden çıksın, özgürlüğüne kavuşsun ve yemin ederek, bıraktığı yerden tekrar göreve başlasın, mazlumların sesi olmaya devam” etsin!?
Devam etsin, ama birileri Can Atalay’ın tahliyesinin önüne taş koyuyor, belli ki?
Birileri ve taş koymak, ha?

SOSYAL HUKUK DEVLETİ?
“Sosyal, hukuk devleti” olan Türkiye Cumhuriyeti’nde, “hürriyetleri kim gasp edebilir, ya da özgürlüklerin, adaletin önüne kim taş” koyabilir?
Bu konuda, çokca soru sorabilirsiniz?
Ama, bütün bu sorular gerçeği değiştirmiyor!
Can Atalay’ı Sakaryalılarda çok yakından tanır..
O, “Hendek İlçesi sınırları içindeki patlayan havai fişek fabrikasında, umutları çalınan, gelecekleri karartılan, yok edilen işçilerin, ailelerin sesi” idi!
Peki, Sakaryalılar, “bu adalet isteminin” neresindeler ki?
Umurlarında, değil mi?
Hendekli hemşerimiz, Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okan ile arkadaşlarını şehit edenlerle birlikte olanlara, hemşerilerimiz, oy yağdırmadılar mı?
Bu konuda, “birinciliklerden, yüzdelerden  dem vuranlar” olmadı mı?
“Hüda-Parlı milletvekilleri, Meclise taşıyanların”, kulakları sağır mı?
Neredeler şimdi?

CAN ATALAY’IN HAKKI, HUKUKU?
Peki Can Atalay’ın,” hakkı, hukuku”, ne olacak?
Can Atalay, “Anayasal haklarından” birini neden kullanmaz,kullandırılmaz?
Uzaydan mı geldi, Can Atalay?
YSK,  “Seçme ve seçilme konusunda,  bir yasaktan” söz etti mi?
Etmişse, “bu husus Can Atalay’a tebliğ” edildi mi?
Değilse, “seçime girip, herkes gibi halkın temiz oyları ile seçilen Can Atalay’a yapılan, bu zulüm değil de”, nedir?
“Sizlere yapılan zulüm, başkalarına yapılan”, ne oluyor?
“Siz seçilmişseniz, Can Atalay, seçilmiş”, değil midir?
Bu durum, vicdanen beni de rahatsız ediyor!..
Herkesin hakkı, herkese verilmelidir!..

ŞAPKADAN MI ÇIKTI?
“Adaletin kılıcı keskindir, adalet terazisi doğru tartmazsa, ülkede haksızlıkların, adaletsizliklerin önü alınamaz” ve bir yerlerden hep, işaret beklenir olur!?..
Herkes şapkasını önüne koymalı ve ” Can Atalay’ın hakkını, hukukunu, seçilmişliğini”, teslim etmelidir..
Bu durum, “sosyal hukuk devletine de, anayasal ilkelerede” yakışmıyor!
Türkiye, insanlarını kolay harcamamalı ve adalete siyaset bulaştırmamalıdır!..
Yani, siz sandıktan çıktınız, Can Atalay, şapkadan mı?

YARINLAR NELERE GEBE?
Ama ne yazık ki, “başlasın Türk Yüzyılı” diye start verdiğimiz şu günlerde, “siyaset, kışlaya, camiye, eğitim ve diğer kurumlarımıza” alabildiğine  sokuldu!..
Baksanıza, “Cümbeli Ahmet”(Ahmet Mahmut Ünlü) adı ile ünlenen zatı muhterem bile, serdiği postun üzerinde debelenerek,” İstanbul’u CHP’den, Millet İttifakı’ndan mutlaka almalıyız” naralara atabiliyor!?
Vah ki, ne vah!
Ne günler, ne?
“Burası Türkiye, burada olup bitenlere akıl erdirmek”, gerçekten zor!
Ya kalabalıkların attığı, “idam, idam, idam” naralarına, ne demeli?
Kimi, asıyoruz, kimi idam ediyoruz?
Rüyadamıyız, yoksa Afganistan’da mı?
Kalabalıklar, dillerindeki, o kelimenin anlamını biliyorlar mı?
İdam ha, asıyoruz ha?
Kimi, ne diye, neden?
Bunlar Türkiye’de olup, bitenler!?
Bakalım, yarınlar nelere gebe?
Yusuf Cinal yazıyor, 7 Haziran 2023