Nur topu gibi bir tartışma, ayrışma ve kavga sebebimiz daha oldu ve bir kez daha karpuz gibi ortadan bölündük; Erdoğan aday olabilir mi, olamaz mı?
Aslında tartışılması bile abes, ilgili Anayasa maddesi açık ve net “Bir kimse ancak iki kere Cumhurbaşkanı seçilebilir” diyor, ancak kısmında da TBMM’nin feshi, erken seçim kararı ile üçüncü kez seçilebilmenin önünü açıyor.
Velhasıl kesin olan şu ki; TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe Sayın Erdoğan’ın, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir.
Erken seçim kararı konusunda da geç kalındığına göre, öyle öne alınmış yok efendim güncellenmiş gibi kelime oyunları ile bu ülkeyi kargaşaya ve kaosa sürüklemeye kimsenin hakkı yoktur.
Evet, Cumhurbaşkanlığına en fazla kaç kere aday olunabileceği, Anayasa'da açıkça yazıyor.
Ama gel sen bunu AKP’lilere anlat…
TBMM Başkanı geçen hafta ilimizdeydi. Anlattıklarına bakılırsa minareye kılıf arıyor.
‘Efendim Anayasa yazıldığı gibi okunmazmış, yok efendim Mecelle kaidesiymiş; hukukta kelimelere, telaffuzlara değil de maksatlara, manaya itibar edilirmiş’ falan...
O zaman referanduma sunduğunuz Anayasa değişikliğine ‘yasa maddeleri iktidarın yorumladığı şekliyle okunur, iktidar isterse lafza isterse manaya bakar’ şeklinde bir madde ekleseydiniz ya.
Bunu yapmadınız, kaldı ki bugün tartışma konusu olan maddeye de bir açıklık getirmediniz de şimdi biz mi suçlu olduk?
Hatırlarlar mısın bilmem, bu konu Anayasa değişikliğinden önce ve değiştikten sonra da gündeme geldi. Hatta ‘bir sonrası için tedbir alınmamış, ya sayın Erdoğan’ın sağlık durumu düşünülmüş ya da üçünce kez olması pek etik bulunmamış ki bu madde değiştirilmemiş diyenle dahi oldu.
Yani iktidarın ‘şimdi mi aklınıza geldi’ dediği gibi değil olay, asıl iktidarın başına şimdi geldi.
Bu tartışmalarda değerli ağabeyimiz Orhan Uğuroğlu’nun hakkını yiyemeyiz mesela ki konuyu diri tutan, bugünler için uyaran yazarlarımızdan biriydi.
Bakalım bugün ne diyor;
“Erdoğan'ın10 Mart'ta seçimlerin yenilenmesi kararı alarak 14 Mayıs'ta 3. kez cumhurbaşkanı adayı olamayacağını vurgulayarak Anayasanın çiğnenmesine karşı koydukları tepki nedeniyle de 6 lideri alkışlıyorum.
Dün Flash Haber televizyonundaki Adalet ve Demokrasi programımda 6 liderin ortak duyurusunun tamamını hızla okudum ki şu bölümü defalarca tekrarladım:
-"Türkiye, hukuksuzluk, kanunsuzluk ve başıbozuklukla hareket eden bir hükümet tarafından yönetilmektedir.
Bu çerçevede, Anayasa ve kanunda hiçbir tereddüde yer vermeyecek kadar açık bir şekilde düzenlenmiş olan hükümler uyarınca;
TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe, Sayın Erdoğan'ın 14 Mayıs'ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir.
Cumhurbaşkanının, Anayasa'ya aykırı olarak üçüncü kez adaylığını ilan etmesi demokrasi tarihimize eklediği bir diğer kara sayfadır.
Anayasa'yı yok sayan bu başıboşluğu kabul etmediğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız."
Bu satırları okurken mesleğimi layıkıyla yapmaktan dolayı nasıl mutlu olduğumu anlatamam.
Şöyle ki;
21 Nisan 2018'de, "Erdoğan seçilirse son dönemi olacak" diye yazdım ve 2018'de seçildikten sonra bugüne kadar 18 Haziran 2023'te zamanında yapılacak seçimde Erdoğan'ın 3. kez aday olamayacağını defalarca yazdım.
Bu yazılarımda eski Adalet Bakanlarının, Anayasa Hukuku uzmanı Profesörlerin, Hukukçu eski bakanların, hukukçu milletvekillerinin, parti liderlerinin görüşlerini alarak köşe yazımda yer verdim.
Ve haklı çıktım…
18 Haziran'da aday olamayacağını gören Erdoğan,
Meclis'ten 360'ı bulamayacağını anlayan Erdoğan;
-14 Mayıs'ta seçimlerin yenilenmesine karar verecek ve aday olmak için YSK'nın 11 üyesinin kararına sığınacak…
Mühürsüz ve geçersiz oyları kabul eden, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kanuna aykırı hukuksuz bir şekilde iptal eden YSK üyeleri yok artık.
2020'de seçilen YSK üyeleri ile son seçilen 5 üye ile Yüksek Seçim Kurulu yüzde yüz yenilendi.
-Bu 11 YSK üyesinin halefleri gibi anayasa ve yasaları çiğneyen kararlara imza atacaklarını hiç sanmam.
Çünkü giden YSK üyelerinin hukuki değil, siyasi kararları sonucu Türkiye'nin "Tek Adam Rejimi"yle ne hale düşürüldüğünü bu 11 üye de milletle birlikte yaşayarak gördü.
Siyasi partileri, bu konularda imzaları olan YSK üyeleri hakkında Yargıtay ve Danıştay başkanlıklarına haklarında suç duyurusu yapmaya davet ediyorum.
Türk Ceza Kanunu'na göre;
-Yasaları uygulamamak ve görevi ihmal etmek suçtur…
Değerli okurlarım,
AKP ve MHP'nin liderleri Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli, bakanları, milletvekilleri hatta anket firmaları ve elbette yandaş medya, sanki Meclis, seçimlerin yenilenmesine karar vermiş de Erdoğan 3. kez aday olmuş gibi algı operasyonları yürüttüler.
Hatta bir anket firması sahibi ile televizyondaki canlı yayında tartıştık.
2018'den bu yana anket firmaları Erdoğan'ı aday gösterdiler.
Şubat 2022'de başlayan 6'lı Masa toplantıları sonrası Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı, ısrarla Erdoğan'ın karşısında anketlere koydular.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sık sık şunları söyledi:
-"Seçimler 18 Haziran 2023'te zamanında yapılacaktır. Adayımız da muhterem Recep Tayyip Erdoğan'dır…"
Bunun algı operasyonu olduğunu defalarca yazdım.
Bu kez Bahçeli seçim kampanyasını şu sloganla başlattı:
-"Aday belli, karar net…"
Haydi şimdi Erdoğan'ın anayasaya göre olamayan adaylığı da, net kararlılığı da Bahçeli'nin olsun…
Diyelim ki Erdoğan öyle ya da böyle aday olabildi.
Çok açık ve net şekilde diyorum ki;
-6 lider Erdoğan'ı eze eze yener…”