Hep derim ya, TBMM’yi gücümün yettiğince canlı, yetmediği yerde TBMM tutanaklarından takip edenlerden biriyim.
Ama önceki gün yaptığı bir açıklamadan anlıyorum ki, bizim çok değerli milletvekilimiz Ali İhsan Yavuz, milletvekili olmasına rağmen, müdavimi olduğu TBMM ile benim kadar ilgili değil.
Sayın Yavuz’un TBMM’den ve TBMM’den ne kadar bihaber olduğunu, geçtiğimiz günlerde Hendeklilere hitap ederken söylediklerinden anlıyoruz.
Diyor ki;
“Emasya Protokolünü AK Parti kaldırdı. Emasya Protokolüne göre Türk Silahlı Kuvvetleri, Valiye, Kaymakama ve Emniyete sormadan istediği operasyonu yapıyordu. TSK İç Hizmet Kanunun 35. maddesi askere ihtilal yapma yetkisi veriyordu. Biz bunların hepsini kaldırdık.”
Gariban vatandaş ne bilsin Emasya Protokolü’nü, haliyle ‘ulan AKP yapmışsa doğru yapmıştır’ diye alkışlıyor. Çoğu da neme lazım şimdi cahilliğimiz ortaya çıkmasın diye, neyi kaldırdınız diye sormuyor.
Kaldırdıkları Emasya Protokolü neydi?
Emniyet Asayiş Yardımlaşma ifadelerinin kısaltılmış halidir.
İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında 7 Temmuz 1997'da imzalandı.
TSK’ya, polisin yeterli olmadığı durumlarda toplumsal olaylara müdahale yetkisi veriyordu.
Buna göre Valilik talep etmese de, TSK’ya, izin de gerektirmeden kendince gerekli gördüğü durumlarda toplumsal olaylara el koyma ve müdahale etme yetkisi veriyordu.
Aslında terörle mücadele anlamında yasal bir zorunluluktu.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan “Böyle protokol olamaz, olmayacak. Bu işi bitireceğiz” diyerek protokolü kaldırırken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de “Hukuk anlayışımız ve standartlarına göre buna gerek yok” diye onaylamış, yine bizim çok değerli milletvekillerimizden Ayhan Sefer Üstün de, “Hiçbir zaman 1990'lara ve onun hukuk düzenine dönülmez” sözleriyle desteklemişti.
Ama sonra ne oldu biliyor musunuz?
Bundan tam altı yıl önce “Darbeye zemin hazırlıyor, demokrasinin boynuna geçirilen kement” denilerek iptal edilen Emasya Protokolü geri getirildi.
Askere, validen izin almadan terör operasyonu yapabilme, kaçan teröristleri yakalama ve arama amaçlı operasyonlarda yargı iznine gerek duymama şeklinde yeniden düzenlenen tasarı, darbeden bir gün önce Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.
CHP’ye göre, sanki darbecilere ve darbeye zemin hazırlayıp önlerini açarcasına ve darbecilere ‘kendinizi bu şekilde savunursunuz’ dercesine…
Şimdi, bizim Ali İhsan Yavuz’un bundan haberi yok mu?
Haberi yoksa milletvekilliği görevi bakımından fahiş bir hatadır.
Yok, haberi var da, halka söyleyemiyorsa bu da büyük bir ayıptır.
FETÖCÜLER EMASYA‘YI BAHANE ETTİLER
Anladığım kadarıyla bizim Ali İhsan Yavuz’un, CHP Milletvekili Eren Erdem’in soru önergesinden de haberi yok. Veya var da…
Eren Erdem’in soru önergesi şöyle;
15 Temmuz hain fetöcü darbe girişiminden 1 gün önce resmi gazetede yayınlanarak 6722 yasa kapsamında yürürlüğe giren EMASYA protokolü, TSK’ne mülki amirlere bilgi vermeden operasyon yapma yetkisi vermiştir. 2010 Yılında “darbeye zemin” hazırladığı gerekçesiyle kaldırılan protokol, fetöcü darbe girişiminden 1 gün önce 14 Temmuz’da resmi gazetede yayımlanarak, tekrar yürürlüğe girmiştir.
Ve 15 Temmuz darbecileri, yürürlüğe giren EMASYA protokolüne dayanarak sokağa çıkmış; terör eylemi olacağını söyleyerek köprüyü işgal etmişlerdir.
Bu bilgiler ışığında;
1- Geçmişte darbelere zemin hazırlayan EMASYA protokolünün yasal düzenleme ile 14 Temmuz’da tekrar yürürlüğe girmesi bir tesadüf müdür?
2- EMASYA protokolünü nü düzenleyen tasarıyı, bakanlar kurulu gündemine kim getirmiştir? Getiren kişi 15 Temmuz’a zemin hazırlamak için mi getirmiştir?
3- Bu protokole neden ihtiyaç duyulmuştur? Hükümetin elinde terörle mücadele tezkeresi vardır ve mülki amirlerle tam uyum içinde terörle mücadele sürmektedir. Durum böyle iken, darbeden 1 gün önce; TSK’ya süper yetkiler veren, adeta darbe yapma yetkisi veren EMASYA protokolüne neden ihtiyaç duyulmuştur?
4- Bu protokolü hükümetin gündemine sokan, AKP Genel Başkanını imzaya ikna eden kişi ya da kişiler hakkında FETÖ soruşturması başlatılmış mıdır?
5- EMASYA Protokolünü hükümetin gündemine getiren kişi ya da kişilerin darbenin siyasi ayağı olduğunu düşünüyor musunuz?
6- 29770 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Emasya yasasını hükümet gündemine sokan kişi ya da kişiler kimlerdir? Bu kişi ya da kişiler halen bakanlık görevi yapmakta mıdır? Bu protokolü imza etmesi için AKP genel başkanını ikna etmişler midir? Onay için 13 gün Cumhurbaşkanında bekleyen bu yasa için Cumhurbaşkanı Hükümetten ek bilgi talep etmiş midir? Cumhurbaşkanına bu hususta bilgi veren imzalamasını sağlayan Bakan veya Bürokrat var mıdır? Bunlar kimlerdir. Dolayısıyla bu bir kandırılma vakası mıdır?
15 Temmuz hain Fetö darbe girişimden bir gün önce yürürlüğe giren EMASYA Protokolü ile ilgili Başbakan’a kritik sorular yönelten CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem; “Geçmişte darbelere zemin hazırlayan EMASYA protokolünün yasal düzenleme ile 14 Temmuz’da tekrar yürürlüğe girmesi bir tesadüf müdür?”
Bu sorulara henüz cevap verilmedi diye biliyorum.
Ama Ali İhsan Yavuz neyin ne olduğunu benden iyi bilir!
Bakalım bizi bilgilendirme ve aydınlatma lütfünde bulanacak mı?