İktidar, tabanı ve ortaklarıyla Orta Vadeli Programı savunurken, muhalefetten ve algılarla değil olgularla hareket eden halk kanadından tepkiler gelmeye devam ediyor.

Ha bir de OVP’yi savunan bir kesim de iş insanları var.

Gerçi onlar iktidar kanadından gelen her şeyi savunmak zorundalar ya!

Peki sayın iş insanı, sana bir soru; Bu plan alenen sana 2026’ya kadar nefes aldırmayacağım diyor, vergilerle belini bükeceğim diyor, neyi alkışlıyorsun?

Murat Muratoğlu’nun hesabıyla, mesela 1 milyon liralık geçen yıl kârını 1.5 milyona çıkardın… Enflasyona göre hesaplarsan zarardasın ve o 500 bin liranın vergisini ödeyeceksin. Yani aslında zarar ettin, bir de vergi ödeyeceksin. Neyini beğeniyorsun?

Neyse, muhalefetin ve gerçek ekonomistlerin tepkilerini aktarmaya devam edeyim;

CHP’den Özgür Karabat; AKP’nin açıkladığı OVP’nin hedefi ekonomik istikrar olarak açıklansa da esasen çalışan ve emeklilerin sistematik şekilde köleleştirileceği görülüyor.

Üretim ve güvenin yerine sıcak paraya dayalı bir politika yürütülüyor. Fitch’in son yayınladığı raporda da buna atıf var. “Sıcak parayı çekin, Türkiye’nin kredi notunu yükseltelim” diyor.

Sıcak para eşittir verimsizlik. İlk başta güzel gelir ama sonrası derin bir krizdir. 2018’den bugüne yaşadığımız krizin sebeplerinden birisi sıcak paradır. AKP de yabancı yatırımcılara yine bunu vaadediyor.

OVP’de 2023 ve 2024’te işsizliğin artacağı hedeflendi. Vatandaşın tüketiminin kısılmasıyla krizden çıkılacağı inancı hakim. Ancak bu yanlış bir yaklaşımdır. Kamunun tasarruf ve üretim planı yapması gerekirsen faturayı vatandaşa kesiyor.

Küresel rant odaklarının istediği de bu. Faizleri yükseltip, kuru ve enflasyonu dizginleyip ülkeye getirecekleri sıcak para ile büyük vurgun yapacaklar. Halk ise daha derin yoksulluk yaşayacak. Mehmet Şimşek’in inatla sahip çıktığı politikanın temeli de tam olarak budur.

Türkiye gibi bir ülkenin yılda %6-7 büyümesi gerekirken, dayatılan %3-4’lük büyümeler, halkın fakirleşmesi, rant sahiplerinin zenginleşmesine neden oluyor. Erdoğan bu politikasını kabul ettirmek için Anayasa ve milli değerleri yine kendisine kalkan olarak kullanacaktır.

Sonuç olarak şunu tekrar vurgulamak isterim. AKP’nin OVP planı elbette tutmayacaktır. Sürecin gittiği yer endişe vericidir. KKM’den çıkış süreci sonrası devalüasyon yapılıp halkın elindeki son varlıklar da çöp haline getirilecektir."

İYİ Partili Bilge Yılmaz; Orta Vadeli Program açıklandı. Anlaşılan o ki; “yeni” isimler ya ekonomideki enkazın farkında değiller ya da farkındalar ama çözüm üretemiyorlar. İktidar cephesinde ne bir özeleştiri ne bir özür var. Daha birkaç ay önce savunduklarının tersini söyleyip milyonların, yatırımcıların inanmasını bekliyorlar. Doğruları yapmadan, insanları doğruları yapacağınıza inandırmadan yolunuza devam ederseniz, enflasyon tahminlerini sürekli yukarı revize etmeyi sürdürürsünüz. Şu iki basit soruya doyurucu cevap verirseniz, sizin için bir başlangıç olabilir:

İstikrar programı neden hâlâ yok? Yıllarca ekonomiyi yönetmiş ve yapısal problemleri ağırlaştırmış kadrolar bugün yapısal dönüşümleri nasıl sağlayacaklar?

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan; “Bugünkü Orta Vadeli Program (OVP) konuşması gösterdi ki; Sayın Erdoğan, yüksek enflasyon konusunda hâlâ kendisi dışında herkesi sorumlu görmeye devam ediyor. Devleti batırma projesi olan Kur Korumalı Mevduat (KKM) konusunda samimi bir itiraf yapmak yerine kelime oyunlarıyla KKM’yi savunuyor. Bu yıl sonunda tek hane enflasyon vadeden Erdoğan, tek haneyi kağıt üstünde bile ancak 2026 sonunda öngörüyor. OVP’de Merkez Bankası bağımsızlığını güçlendirecek, şeffaflığı artıracak hiçbir somut adım yer almıyor. OVP’de rant gelirlerinin vergilendirilmesiyle ilgili hiçbir adım yok. Yük yine dar ve sabit gelirliler üzerine yıkılacak. OVP, yapısal adımlar konusunda bugüne kadar tekrarlanan soyut ve genel ifadeleri tekrarlamaktan öteye gitmiyor. Özetle, yapılan yanlışlardan bahsetmeyen, içsel tutarlılığı zayıf, somut adımlar yerine soyut ve genel ifadeler içeren bir programla güven tesis edilemez, öngörülebilirlik sağlanamaz.”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu; “Şimdi bize kaybolan yıllarımızı kim verecek? Orta Vadeli Programda 2014’te sahip olduğumuz kişi başına düşen milli gelire ancak 2024’te, tek haneli enflasyona da ancak 2026’da ulaşabileceğimiz öngörülmüş. En son tek haneli enflasyon 2016 yılında gerçekleşmişti. OVP 'Kaybedilen 10 yılın belgesi' olmuş. 2021 yılında açıklanan OVP’de 2023 enflasyonu yüzde 8 olarak vaad etmiştiniz. Bu hatalarla yüzleşmeden milletin size nasıl inanmasını bekliyorsunuz? Sayın Erdoğan; Madem 'Kur Korumalı Mevduat görevini yerine getirdi', bugüne dek ne kadar kamu kaynağı aktarıldığını da açıklayın da milletimizin cebinden yaptığınız israfın bilançosu ortaya çıksın. OVP’de milletten toplayacağınız vergilerin enflasyonun çok üstünde olacağı görülüyor. Siz kamuda herhangi bir tasarruf yapmayı düşünüyor musunuz?”

Ve ekonomist Mahfi Eğilmez: ‘‘Orta Vadeli Program konusunda yazı yazıp yazmayacağımı soran değerli izleyicilere yanıtımdır: Yazmayacağım. Çünkü bir ekonomik göstergenin gelecek yıl ve sonraki yıllarda ne olacağına ilişkin tahminler yazılınca onun nasıl olup da öyle olacağı da yazılmalı ki ortada bir program olsun. Bir örnek vereyim: Mesela OVP'ye göre TÜFE'nin 2023 sonunda % 65 olması, 2024 sonunda yüzde 33'e düşmesi bekleniyor. Mantıklı bir hedef. İyi hoş da bu ne olacak da 65'den 33'e düşecek? Bu düşerken büyüme ve işsizlik olumsuz etkilenince ne gibi önlemler alınacak? Sıkı para ve maliye politikası uygulayacağız da düşecek demekle program olmaz. Faizi ne yapacaksınız ve ne zaman yapacaksınız? Bunu yazmadan ve taahhüt etmeden yazılanlar program olmaz, temenni olur. OVP'nin her tarafı bu tür temennilerle dolu. Öte yandan yapısal alan diye seçilen konuların hiçbiri ülkenin şu aşamada ihtiyacı olan yapısal reformları temsil etmiyor. Ülkenin en büyük ihtiyacı olan hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı reformunun öngörülmediği programda yapısal reformdan söz edilemez. Dolayısıyla OVP benim açımdan bir yazı konusu yapılabilecek bir belge değil’’