Malumunuz İYİ Parti 5 yaşında…

5 yaş insan hayatında emekleme devresinin bir tık üstüdür, henüz yolun başıdır.

Siyasette ise bu durum sizin performansınıza göre değişir. Hani büyümüş de küçülmüş’ deyimi vardır ya, olduğundan büyük gösteren çocuklar için kullanılır, İYİ Parti de şu an öyle…

Mazisi oldukça kısa ama performansına ve karşılığında gördüğü teveccühe bakınca yılların partisi gibi.

Bugün yazar bağımsızlığını ve tarafsızlığını bir yana bırakayım izninizle ki üşesi olduğum İYİ Parti benim de güneşim, ışığım, umudum…

Siyasi tarihimiz gücü ve iktidarı sonsuz zannedenlerin hüzünlü hikâyeleri kadar “bitti” denilen anda, yeniden yazılan başarı öyküleriyle de doludur.

Ve bu parti de bir sabah uyanıp çok af edersiniz ‘piç’ gibi ortada kalan özellikle Ülkücü serdengeçtilerin ‘çayı demleyin, yeniden başlıyoruz’ diye umuda sarıldıkları, bitti denilen yerde yeniden başladıkları partidir.

Akşener’in deyimi ile; “Umulmadık bir zamanda, umulmadık bir yerlerden çıkıp gelen cesurların, adaletin, demokrasinin, sorumlu siyasetin, bir kutlu mücadelenin ve bir büyük başarının öyküsüdür.”

Büyük Türk Milleti’nin de öyküsüdür…

25 Ekim 2017’de tek yürek olup, hep beraber güçlü Türkiye hayalimizi haykırdığımız o kutlu günde; “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak; çünkü artık İYİ Parti var.” demiştik. Öyle de oldu… O gün çaktığımız o kıvılcım; bugün, milletimiz gösterdiği büyük ilgiyle, Türkiye’nin tamamında yanan koca bir ateş oldu.

İşte o nedenle İYİ Parti olarak biz; Milletimizden aldığımız güçle, yıllardır ülkemizdeki sorunları halının altına süpüren, suni gündemlerle, dedikodularla ve hatta iftiralarla milletin gerçeklerini görmezden gelen iktidara karşı inatla;

Çocuğunun okul derdine düşmüş annelerin, borç batağında kaybolan babaların, traktörüne mazot, toprağına tohum alamayan çiftçilerin, siftah edemeyen esnafların, eve ekmek götüremeyen emeklilerin, geçinemeyen asgari ücretlilerin, dayısından torpili olmadığı için mülakattan elenen üniversite mezunu işsizlerin, memleketten ümidini kesmiş, hayalleri çalınan gençlerin, hayatın her alanında horlanan, şiddet gören, öldürülen kadınların, oyun çağında gelin edilen, tacize, tecavüze uğrayan çocukların, “Ali” dedi, “Hızır” dedi diye, Atatürk’ü sevdi diye din düşmanı ilan edilenlerin, “Mustafa Kemal de benim, Fatih de benim; Osmanlı da benim, Cumhuriyet de benim!” diyenlerin, kutuplaşmadan, iteklenmekten bıkan mahallesizlerin dertlerini konuşabiliyoruz.

Bu partiyi, Meral Akşener’in çağrısıyla, bundan 5 yıl önce Türkiye’nin her yerinden; işini, evini, ailesini bırakıp yollara düşen; “Mesele Türkiye ise, mesele Türk Milleti ise; çıkarız, yürürüz, geliriz.” diyen cesurlar kurdular.

O yürüyüş aynı zamanda insanımız için özgürlük, davamız ve devletimiz için bir itibar, milletimiz için bir demokrasi yürüyüşüydü.

Bugün de İYİ Parti, kutlu iktidar yürüyüşünü sürdürüyor.

Malum önümüz seçim ve siyaset hareketlendi. İYİ Parti’de de aday adaylığı süreci başladı.

Bu vesile ile önceki akşam parti binasına gittim, kardeşim Serdip Dokumacı’nın aday adaylığı ilanına canlı tanıklık ettim.

Aynı zamanda İYİ Parti’nin nerelerden nereye geldiğine, salonlara sığmadığına ve coşkusuna da…

Serdip Dokumacı’ya çıktığı bu kutlu yolda başarılar diliyor ve konuşmasını aktarıyorum;

“Değerli ailem, değerli dava arkadaşlarım, kıymetli basın mensupları öncelikle yeni bir yola çıkacağımız bu önemli günde beni yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Farkındaysanız lafıma değerli ailem diyerek başladım, çünkü benim için iyi parti evladımız, onun yanında yürüyen, onu kollayan, büyüten herkes de ailem olmuştur. Bu evlat öyle kolay doğmamış, 5 yaşına gül bahçelerinde güle oynaya gelmemiştir. Bu evlat; ülkenin her yönü ile uçuruma yuvarlandığını, evlatlarımıza yaşanabilecek bir ülke kalmayacağını düşünen bir avuç iyi ve cesur insanın, korku imparatorluğu yaşandığı bir dönemde adeta baş kaldırısı ile doğmuştur. Kurucu arkadaşlarımız neler yaşadığımızı, nelerle itham edildiğimizi çok iyi bilirler. Yola çıktığımız o günlerde, en yakın dostlarımızın bile işiniz mi yok sizin, sıkıntı yaşayacaksınız, sizi toplayacaklar ve buna benzer bir sürü sözüne kulak tıkayıp, bir avuç inanmış insan Genel Başkanımızın yanında yola koyulduk. Sakarya’mızda bir binanın garajında doğan evladımız, bugün Sakarya’da en büyük iktidar adayı partisi olarak pırıl pırıl parlamaktadır. Bu nedenle öncelikle partimizin kurucusu Başta kıymetli liderimiz, Genel Başkanımız Sn. Meral Akşener, partimizin ve bizlerin abisi Genel Başkan Yardımcımız Sn. Ümit Dikbayır, bugün bizle olan ve olamayan tüm kurucularımız, partimize sonradan katılan gücümüze güç katan yol arkadaşlarımıza sonsuz şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsınız, iyi ki o gün o yola çıkma cesaretini gösterdiniz ve iyi ki vazgeçmediniz. İşte bende Serdip Dokumacı olarak partimin Kurucu İl Başkan Yardımcısı, Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı ve son olarak Adapazarı İlçe Başkanı görevlerini büyük bir onurla yerine getirmeye çalıştım. Şimdi ise gerek ailem, gerek parti büyüklerim, gerek yol arkadaşlarım ile yaptığımız istişareler sonucunda aynı hedefte, aynı amaçta yeni bir yola çıkma kararı almış bulunmaktayız. Bu vesile ile partimden milletvekili aday adayı olduğumu sizlerle paylaşmak, kamuoyuna duyurmak istiyorum. Allah bu yolda yar ve yardımcımız olsun, ülkemiz, şehrimiz ve partimiz için hayırlı olsun… İlk gün yola çıkarken şehrimize, ülkemize ve evlatlarımıza borcumuz var şiarından hiçbir şey değişmedi, bugün de aynı düşünceler ile çalışmalarımıza devam edeceğiz. İliklerine kadar Sakaryalı ve Sakarya sevdalısı olarak sizlerin desteği, parti büyüklerimizin takdiri ve hemşerilerimizin teveccühü ile ülkeme ve şehrime borcumu ödemek istiyorum. Son olarak sözlerimi bir kez daha, hiç sıkılmadan, daha gür bir şekilde sonlandırmak istiyorum. Biz İyi ve Cesur insanlar bu yola çıkarken ilk sözümüz ‘Türküm, Doğruyum, Çalışkanım’dı.

Son sözümüz ne mutlu Türküm diyene!”