TÜRKİYE belki de tarihinde görülmemiş bir şekilde hayat pahalılığı ve zam furyasının yaşandığı bir devreye girdi…

Öyle bir devre ki bu, anlatmakla, yazmakla bitiremezsiniz. Ne yazsanız ne deseniz, bir tarafı eksik kalır… Çünkü yalnızca dokuz başlı bir ejderha gibi azgınlaşan fiyatlar değildir problem…

Problem günlük yaşantımızın, devlet ve millet geleneğinin, bizi kuşatan sistemin her alanında mevcut…

Sadece dini konulara değinseniz yine başa çıkamazsınız… Çünkü 1 milyon 200 binin üzerinde bir personele sahip olan Diyanet İşleri, -üzülerek söylüyorum- “hıyanet işleri” olmuş…

BU LÜKS, BU DEBDEBE NEDİR?

Başındaki zat 20 küsür milyonluk lüks araca binecek, kızı yine 3-5 milyonluk lüks aracına şiirler yazacak… Ve aynı Diyanet’in günde 1 saat görev yapıp 40 bin TL ücret alan 1 milyon 200 bin personeli, ortalama 10 bin lira maaş alan 10 milyon emekliye, “sabretmeyi” ve “aza kanaat etmeyi” tavsiye edecek!

Artık yeter…

İnsanları “Allah, Kur-an, Muhammed” nidalarıyla korkutan, her fırsatta dinin sopasını gösteren din alimleri, dindar bir topluma katkı sunamadığı gibi, binlerce, on binlerce ve hatta milyonlarca genci umutsuzluğa, bir anlamda dinsizliğe doğru sürüklemeye başladı bile…

İnsanlar, tepedeki manzarayı görünce, “Ben neden inanayım?” diye feryat ediyor.

Gözünüz aydın!

Bunu tüm Yahudi ve Hristiyan alemi başaramazken, sizler başardınız…

Çünkü, anlattıklarınızla yaşadıklarınız birbirinden çok farklı…

Çünkü, samimi değilsiniz… Ve bunu da şöyle izah ediyorsunuz:

Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma!”

HANGİ AKLA HİZMET EDİYORSUNUZ?

Ülke baştan sona kadar çeşitli tarikatlar, çeşitli dernekler ve İmam Hatip Liseleri ile doldu, ana yine nafile… Gençlerin deistliği ve dinsizliği seçmesine engel olamıyorsunuz.

Öyleyse niye varsınız?

Vaazlarınızda her defasında 14-15 asır öncesine gidip, misaller veriyorsunuz… Lakin zamanımıza bir türlü gelmiyorsunuz…

Oysa ki, çalmalar, çırpmalar, adam öldürmeler, gasplar, kadın cinayetleri, çocuk istismarları, enses ilişkiler, çürük bina yapmalar, sahtekarlığın ve canavarlığın her bir türlüsü zamanımızda cereyan ediyor…

Kutsal dinimizin kesin haram kıldığı “faiz” şu anda %50’nin üzerinde seyrediyor.

Zam furyası insanları ürkütüyor!

Ülkemiz ve bu ülkeyi yönetenler şiddet sarmalının içine girmiş… Verilen vaatler havada kalmış…

Ama sizler susuyorsunuz…

İnsanların durumuna tercüman olmuyorsunuz…

Dinin içine siyaseti karıştırıyorsunuz…

İnsanların bu hal-i pür melaline değil de hükümetin borazanlığına soyunuyorsunuz…

CUMHURİYETE VE İLKELERİNE SAYGI DUYMUYORSUNUZ

Dini konularda hep 14 asır öncesine gittiğiniz gibi, güncel yaşamda da Osmanlıcılık oynuyorsunuz… Cumhuriyeti ve nimetlerini görmezden geliyorsunuz…

Siz Osmanlıyı da yeterince tanımıyorsunuz…

Okumuyorsunuz, araştırmıyorsunuz…

Üç-beş vaaz dinleyip, kendinizi alim sanıyorsunuz…

Böylesine devasa bir imparatorluğun neden sonlandığını da bilmiyorsunuz…

Şu anda bulunduğunuz konumu, yaşadığınız hürriyeti ve özgürlük ortamını Cumhuriyet ve onun ilkelerine borçlusunuz… Lakin, sadece bir Çanakkale Savaşlarında 250 bin şehidimizin olduğunu unutuyorsunuz…

Bu ülke, bu kadim cumhuriyeti kurmak için kaç düvelle savaştığımızı, 13-14 cephede kaç şehit verdiğimizi düşünmüyorsunuz…

MİLLİ BAYRAMLAR OLMAZSA, DİNİ BAYRAM DA OLMAZDI

Bir düşünün… Ve sayın ki olmadı Çanakkale Zaferi… Kazanılmadı Sakarya Savaşları… 30 Ağustos Büyük Taarruzu hiç yaşanmadı…

Ve ta Ankara yakınlarına kadar sokulan İngiliz’i, Yunan’ı, Fransız’ı, İtalyan’ı, Anzak’ı ve dahi Osmanlı’nın çökmesini büyük bir iştiha ile bekleyen Haçlı zihniyetini engelleyemediniz ve hapsoldunuz İç Anadolu Bölgesine…

Söyleyin bakalım…

Bu topraklarda nasıl ibadet yapacaksınız?

Dinimizin gereklerini nasıl yaşayacaksınız?

Bayramınızı nasıl kutlayacaksınız?

Çocuklarınızı özgür ortamlarda nasıl yetiştireceksiniz?

Bir düşünün… Özgürlüğün olmadığı yerde ne denli ve ne kadar Müslüman olabilirsiniz…

Sizlere, şu anda Çin’in esareti altında hayatlarını sürdürmeye çalışan Doğu Türkistan Türklerini hatırlatırım…

Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkmayan, bu ülkenin değerlerini kabullenmeyen, şehitlerine, gazilerine, kurucularına sahip çıkmayan bir millet, kısa bir süre sonra başka milletlerin, başka kültürlerin ve başka dinlerin hegemonyasına girer bilesiniz…

Elindekinin kıymetini bilmeyen bir milletin, kaybettiği zaman ağlamaya hakkı yoktur…

Daha sizlere neyi anlatayım?

**************

ANLAMLI SÖZ

Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk Milleti’ni emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur…”

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

***************