Siyasi partilerin kurulum, üyelik, genel kurul işlerini takip eden ve seçime katım yeterliliği noktasında nihai kararı verecek olan Anayasal kurum, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’dır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği kararı, Yüksek Seçim Kurulu’nun tartışma, yorumlama ya da aksi istikamette karar verme hakkı, hukuken yoktur.
Malumunuz baskın seçim kararı alındığı andan itibaren en çok konuşulan konu İYİ Parti’nin seçimlere katılıp katılamayacağıydı.

Kimilerine göre bu baskın seçim kararı biraz da İYİ Parti’nin önünü kesmek, mümkünse seçime sokmamak, değilse de toparlanma, hazırlanma fırsatı bulamadan seçimlere girmesini sağlamak amaçlıydı.

Sorunun cevabını, bu konuda tek yetkili organ olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı verecekti.

Nitekim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, İYİ Parti’nin seçimlere katılabileceği yönünde karar verdi, Türkiye rahatladı, hatta iktidarın günahını almışız, öyle bir hesapları yokmuş, belki de İYİ Parti kendine mağduriyet yaratmak için böyle konuştu, diyenler bile oldu.

Artık olması gereken ve beklenen Yüksek Seçim Kurulu’nun, evet, İYİ Parti de bu seçimlere giriyor diyerek hazırlıklarını ona göre yapmasıydı.

Öyle yapmadı maalesef…

Öyle bir yetkisi olmamasına rağmen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararını sorgulama, tartışma, yorumlama veya üzerinde karar alma hakkı ve haddi olmamasına rağmen, 11 üyesiyle toplanarak karar verme ihtiyacı hissetti.

Beş üye girebilir, beş üye giremez yönünde karar bildirip, her ne hikmetse bir üye de ben rahatsızlandım diyerek çekilince, beraberlik hasıl oldu ve YSK kararını bilahare bildireceği açıkladı.

YSK’nın bu tavrı, referandum günü ve gecesi yaptıkları da göz önüne alınınca, demek ki YSK’ya henüz saraydan talimat gelmemiş, onu bekleyecekler yorumlarına sebep oldu.

YSK’nın mevcut yapısını bilen ve talimatlı karar vereceği duyumunu alan CHP ile İYİ Parti’de, B planını devreye sokarak, cumhur ittifakının oyunu bozdular.

Kısa bir süre sonra da, hasta üyenin aniden iyileşmesiyle YSK, İYİ Parti seçimlere girebilir kararını verdi vermesine ama bunu, CHP’nin takdire şayan bu davranışının halk üzerindeki etkilerini kırmak, zaten giriyordu canım onlar tiyatro oynadılar diyebilmek adına yapıldığını bilmeyen yok.

Meselenin özü ve özeti buydu.

CHP TARİHİ BİR SORUMLULUĞU YERİNE GETİRDİ

Bu durum karışında, kimin ne dediğinden öte, işin içinde olanların ne yaptığı ve ne dedikleri önemlidir. Gerisi boş…

CHP Grup Başkan vekilleri Engin Altay ve Bülent Tezcan’ın açıkladıkları gerekçeler, olayın üzerindeki sığ tartışmaları bitirmek için yeterlidir.

Hatırlayalım;

“Türkiye’nin bu demokrasi ayıbından kurtulması lazım. Demokrasimiz daha fazla tahrip edilmeli.

YSK’nın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istediği görüşün İYİ Parti açısından olumlu olmasına rağmen, YSK’da İYİ Parti adına olumlu bir yaklaşım olmaması, siyasi bir karardır.

Dolu dizgin seçimlere giden bir parti için bu durum doğru olamaz. Biz bu demokrasi ayıbıyla mücadele edeceğiz. YSK'nın bu ayıba zorlanmasıyla mücadele edeceğiz.

Demokrasi sadece bizim için değil, herkes için lazımdır.

Bu siyasi tasarrufunun ortadan kaldırılması için CHP’ye mensup 15 vekil bugün partimizden istifa edip İYİ Parti’ye geçmişlerdir.”

Bülent Tezcan da şöyle konuştu;

“15 arkadaşımız bir parti göreviyle CHP'den istifa edip İYİ Parti'ye geçmişlerdir. Bu, tarihi bir sorumluluk tarihi bir görevdir. Tarih onları partilerinden ayrılan değil partisinin verdiği görev nedeniyle demokrasiyi kurtaran kahramanlar olarak yazacaktır.

Bu attığımız adım demokrasinin önüne kurulan tuzağı temizleme adımıdır.

Bu tuzak YSK'daki tartışmayla açığa çıkmıştır. Kurul, çok basit bir kararı her seçimde kolaylıkla verilen bir kararı veremedi. Bu kararı ertelemesi sinsi planlar olduğunu göstertiyor.

81 milyon vatandaşın sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyoruz. Kavganın bile mertçe olanı makbuldür. Siz bu noktada mertliği bozacak adımlar atmanın peşindeysiniz er, meydanı şartların yaratmak da bizim görevimizdir.

Bu karar Türkiye'yi demokrasiye taşıma kararıdır. 24 Haziran’a kadar başka tuzakların da kurulabileceğini biliyoruz. Bu hal de olduğu gibi bundan sonraki süreçte de CHP büyük demokrasi davasını zafere ulaştırmak için gerekli her adımı atacaktır.”

***

İYİ Parti’ye geçen vekillerin de; “AKP ve MHP tarafından bir kumpas var, biz bu kumpası boşa çıkarmak ve Türkiye'nin önünü açmak için İYİ Parti'ye geçiyoruz, Türkiye'nin içinde bulunduğu demokrasi sıkışıklığının önünü açmak için bu adımı atıyoruz” açıklamaları takdire şayandı.

Netice de herkes işine geldiği gibi yorumlayacaktır ama siyasi çıkar peşinde koşmayan ve parti taassubuyla hareket etmeyen herkesin ortak kanaati şudur ki; CHP bu tavrı ile demokrasi tarihine altın harflerle yazılacaktır.