CUMHURİYETİMİZİN banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk yalnızca 20. Asra değil, asırlara damga vuracak olan bir liderdir.

O’nun, “Öğretmenler, gelecek nesil sizlerin eseri olacaktır” sözü, aslında Milli Eğitim ve müfredatımız için her anlamda bir kılavuz olmalıdır.

Atamız çok kitap okurdu; gençlerimizin, aydınlarımızın ve geleceği tıpkı bir arının peteği dokuduğu gibi dokuyacak olan öğretmenlerin de çok okumasını, kendilerini geliştirmesini isterdi.

Atamız çok şık giyinirdi… O’nun bir asır önce giymiş olduğu kıyafetleri şu andaki teknoloji ve şu andaki zenginliğe rağmen şimdiki liderler giyemiyor.

Atamız, o yoğunlukta kitabını da okurdu, müziğini de dinlerdi. Belki dünyada 57 yıllık ömrüne 11 savaşla birlikte 4 bin kitap okuyan başka bir devlet adamı yoktur.

Su rakam, işi yazmak olan ünlü yazarlar tarafından da ulaşılması zor bir rakamdır…

Bunun dışında matematik, cebir, Rumeli Türküleri de Atamızın ilgi alanındadır…

Dünyada büyük savaşlar kazanan en önemli komutanların savaş taktiklerini de incelemiştir Çanakkale Zaferi öncesi… Bunun için, karşısındaki düşman gücüne göre konumlanmayı çok iyi başarmış, bu başarı da bize Türkiye Cumhuriyeti’nin yolunu açmıştır.

ÖĞRETMENLERE VERDİĞİ ÖNEM

Türkiye Cumhuriyeti yeni kurulmuştur. Millet Meclisi, yani Meclisi Mebusan Ankara’da yeni oluşturulmuştur. İlk Meclis kurulduktan sonra, sıra Milletvekillerinin maaşlarının ne olacağı konusuna gelmiştir.

Atamıza sorarlar:

“Paşam, milletvekillerinin aylıklarını ne kadar yapalım?”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk;

“Öğretmenlerin alacağı maaşı geçmesin de, o arada bir şey yapın!”

Görüyor musunuz, öğretmenlere verdiği değeri?

Yani milletin vekili, milleti eğitecek olan öğretmenlerden daha az aylık alacak…

Atamızın ilme, bilime, sanata, sanatçıya, eğitime, yeşile, tarıma, köylüye yani milletin kendisine ne kadar önem verdiğini hepimiz biliyoruz…

İşte onun için Atatürk, asırları aşıyor ve onun için gönüllerdeki sevgisi bir kartopu misali katlanarak büyüyor.

ÖĞRETMEN NİRE, VEKİL NİRE?

Biz işte o günlerden bu günlere geldik. Kısa bir süre önce bu ülkenin öğretmenleri, yani geleceğin neslini inşa edecek olan eğitimli insanlar, yani öğretmenler yakın bir zaman önce 10 bin civarında aylık alıyordu.

Ve aynı anda milletvekili aylıkları 70 bin civarındaydı.

Yani öğretmenlerin tam 7 katı. Şimdi aylıklarına yapılan ayarlama ile en düşük öğretmen aylığı 22 binden başlıyor… Hiç olmazsa, ağırlaşan hayat şartlarında, çok konforlu bir hayat sunmazsa da, mağdur etmez…

Fakat bir de milletvekili aylıklarına bakalım…

75 bin lira net aylık… Her birine bedava lojman… Altlarına otomobil… İki asistan…

Ve bedavadan daha ucuz Meclis Lokantası…

Yani, Yağma Hasan’ın Böreği!

BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR

Ve o -sözüm ona- milletin vekilleri, söz konusu öğretmenin, emeklinin, dulun, yetimin, gazinin maaşları olduğunda nedense Meclis’te “üç maymunu” oynuyor.

Kısacası, bal tutan, ne yazık ki, parmağını yalıyor!

Oldu mu şimdi bu?

Sıra kendinize geldiğinde 600 vekil birden parmaklarınızı göğü delercesine kaldırıyorsunuz, söz konusu temsil ettiğiniz bu milletin öz emekçileri olanca dut yemiş bülbüle dönüyorsunuz!

Ankara’daki beyler, bu tutumunuz yakışıyor mu sizlere?

Çok değil 4.5 yıl sonra oy istemek için kapımızı çalarsınız…

Çalarsınız, çalarsınız…

************************

ANLAMLI SÖZ

“Öğretmenler! Cumhuriyet sizden fikri hür vicdanı hür irfanı hür nesiller ister.”

Mustafa Kemal Atatürk

************************