Bu haftaki yazımızda asgari ücrete yapılan zammı ve ekonomi üzerindeki olası etkilerini konuşacağız.
Bilindiği üzere asgari ücret tam zamanlı çalışacak personele verilecek en düşük ücret olarak kanunlarda yer almakta. Ve bu sene asgari ücret nette 2020,00 TL olarak belirlendi. Şimdi yeni asgari ücretin ekonomi üzerindeki etkilerinden bahsedelim.
Hepimizin malumu olduğu üzere ekonomimiz bir dar boğazdan geçiyor. Art arda gelen konkordato ve iflas haberleri ve basit ifadeyle, karşılaştığımız pahalılık ve zamlar bunun en iyi ispatı.
Peki bu hayat pahalılığı karşısında asgari ücret 2020,00 TL oldu da insanlar rahatlayacak mı?
Birkaç ay için, o da belki!
İlk olarak asgari ücretin etkilerini anlamak için bilmemiz gereken iki terimden bahsetmek istiyorum. Bunlar nominal değer ve reel değer dediğimiz kavramlar. Basitçe izah etmek gerekirse nominal değer paranın sayısal değerini ifade ederken, reel değer paranın alım gücünü ifade eder. Örneğin bu yıl ekmek 1 TL ise ve asgari ücret de 1000 TL ise ve de ertesi yıl asgari ücrete yapılan zamla birlikte yeni ücret 2000 TL ve ekmek de yapılan zamla 2 TL olduysa reel olarak hiç bir şey değişmemiş demektir. Nominal değer 2000 TL iken reel değer eski yıla göre yine aynıdır ve 1000 TL dir.
Şimdi yeni asgari ücreti konuşacak olursak, şunu bilmeliyiz ki, son aylarda içinde bulunduğumuz enflasyondan sonra yapılan zammın büyük bir kısmı nominal olarak gerçekleşmiş ve çalışanlara gerçek anlamda kayda değer bir zam yapılmamıştır. Kaldı ki önümüzdeki birkaç ay içinde de reel olarak aldıkları zam da büyük ihtimalle enflasyonla eriyecektir. Bunu olumsuz bir şey olarak söylemiyorum. Hatta şunu söyleyebilirim ki bu tutardan biraz daha az zam yapılsaydı daha da iyi olabilirdi.
Son cümlemden sonra sinirlenenleri, küfür edenleri duyar gibiyim. Fakat boşa sövdüklerini ve zamanı gelince haklıymış diyeceklerine de eminim.
Şunun başta anlaşılmasını isterim ki asgari ücret bu ülkede hiçbir zaman geçim derdi yaşamadan, insanca yaşayabilmek adına yeterli olmamıştır. Bu kesin bir gerçek. Fakat şunu da bilmek gerekir ki sistemlerde yapılan ani ve sert değişiklikler, özellikle de ekonomide, sistemin sarsılmasına ve ya çökmesine sebep olabilir. Bu sebepten koşullar olgunlaşmadan yapılan yapılan her büyük değişim, zaman içerisinde etkisini sıfırlayacak, etkisini sıfırlarken de belirli sarsıntılara ve kayıplara yol açacaktır.
Şimdi asgari ücretin etkisi ne olacak biraz bunu anlamaya çalışalım.
Bir işyerinin en önemli giderleri, özellikle de bizim gibi teknolojinin gerisinde kalmış ve hizmet sektörüyle büyüyen ülkelerde, personel giderleridir. Olaya buradan yaklaşıldığında rahatlıkla görebiliyoruz ki hemen her işletmede en büyük gider kalemi olan personel ücretleri ciddi bir artış yaşamış olacak. Bunun iki sonucu olur. Ya ürünlere yapılan zamlar ya da işten çıkarmalar. Hangisi daha iyi siz karar verin.
Ödeme planları şaşmış, maliyetleri ciddi oranda artmış, peşi sıra konkordato ve iflas haberleri gelen bir ülkede, asgari ücrete yapılan zammın bedelini muhtemelen yine işçi ödeyecektir. Maalesef. Durumun ekonomik olarak özeti budur. Birkaç ay yapılan zam rahatlatsa bile sonrasında ya enflasyon ya da zamlar olarak karşımıza çıkacaktır.
Belki diyeceksiniz kar eden de karından biraz daha versin daha az kazansın. Ben de diyeceğim ki ne zaman bunu yaptılar ki bugün yapsınlar.
Şimdi başka bir şeye değinmek istiyorum. Nominal değeri, reel değeri bir kenara bırakın. Ahlaki değerlere bakın.
İşçisini ölene kadar çalıştıranlar var bu ülkede.
Para içinde yüzen açların altında çalışan ve bir türlü düzenli ödeme alamayan çalışanlar var.
Parayı tanrısal güç, kendini ilah, çalışanını köle görenler var.
Ve bunlara susan milyonlar.
Biz ne kadar hesap yaparsak yapalım. Enflasyonmuş, parametrelermiş, endekslermiş, şuymuş buymuş. İnsani değerler gitmiş, ne fark edecek üç veya beş.
Son sözüm;
Hadi hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza devam edin.