Samimi dindarları “Müslümanım Elhamdülillah” demeye utandıran bir görüntü daha Kabil Havaalanında yaşandı.
Lafa geldi mi ‘şeriat’ isteyenlerin, sözde İslami ve şeri hükümlerle yönetilen ülkelerden kaçmak için neleri göze aldıklarının içler acısı görüntüsü olarak tarihe kazındı.
Görüyorsunuz, İslam ülkelerinin çoğunluğu dünyadaki en fakir ülkeler arasında…
Hasbelkader, doğal kaynaklarından dolayı zengin kategorisinde olanlarında da zenginlik halka yansımamış, bir avuç elit kitle arasında paylaşılmış.
Veda Haccında insanlığa, insan hakları dersi veren yüce peygamberin ümmetinden insan hakları, demokrasi esirgenmiş.
İslam ülkelerinde eğitim yok, bilim yok, mülkün temeli olan adalet ve hukuk yok.
Çoğu despot otoriter ve ehil olmayan yöneticiler tarafından, onların çıkarlarına uygun olarak yönetiliyor.
Yolsuzluk ve rüşvet gibi Allah’ın ve Peygamberinin lanetlediği bütün pislikler adeta İslam ülkeleri ile anılır olmuş.
Bütün bunlar, bilmediğimiz soruların cevapları değil aslında…
Cevaplarını da biliyoruz, sebebini de…
Daha önce yazmıştım; George Washington Üniversitesi’nden iki Müslüman öğretim üyesi, İslamilik Endeksi araştırması yapıyorlar… 153 ülke arasında listede ilk sırada Yeni Zelanda, 2’nci sırasında İsveç, 3’üncü sırasında ise Hollanda var. Sıralama İzlanda, İsviçre, İrlanda, Danimarka, Kanada, Avustralya, Norveç şeklinde devam ederken ilk 40’ın içinde hiçbir İslam ülkesi yok. Ne yazık ki, yönetim ve toplum hayatında adalet, liyakat, fırsat eşitliği, insan hakları, fikir hürriyeti gibi dinimizin emrettiği, Efendimizin bizzat örnek olarak uyguladığı, İslam’ın da temel öğretileri arasında yer alan ilkelerin, hangi ülkelerde ne kadar geçerli olduğu sıralamasında İslam ülkeleri ilk 40’ girememiş… Yani, Kur’an-ı Kerim’i, hadisleri ve Peygamber Efendimizin uygulamalarını referans alan bu araştırmada, İslam ülkelerinden hiçbiri listenin ilk 40’ında yer almıyor. Yani gavur dediğimiz ülkeler, bizden daha Müslüman çıkıyor.
Yani adımız Müslüman!
Müslüman gibi davranmıyor, hayata ve olaylara Müslümanca tavır koymuyor, başımıza gelen bela ve musibetleri dua ile atlatabileceğimizi ve düşmanlarımızı beddua ile yok edebileceğimizi sanıyoruz.
İnsan sormadan edemiyor, acaba Allah Müslümanlara daha az ‘akıl’ bahşetmiş olabilir mi? Elbette hayır…
Allah adildir, her millete akıl gibi büyük bir nimet bahşetmiştir.
Dolayısıyla, neden günümüzde hiçbir Müslüman ülkede bilim ve teknoloji üretilemez, sanat-edebiyat, felsefe ve mimari alanda dünya ile yarışabilecek nitelikli insanlar yetiştirilemez, Müslümanlara bahşedilen ‘akıl’ bu değerleri üretmekten aciz midir sorularının cevabı Allah’ın bahşettiği ‘akıl’ nimetini ne kadar kullandığımızda gizlidir.
Geçin bahaneleri…
Geri kalışımıza “Batılılar Müslümanları sömürüyor, ülkelerini talan ediyor, ekonomik olarak gelişip büyümelerini ve özgür bir ülke olmalarını engelliyor” savunması mazeret olamaz.
Tamam, bazı ülkeler tepeden inme ve babadan oğula geçme sistemi ile yönetiliyor ama Müslüman ülkelerin hemen tamamında özgürlük yok, demokrasi yok, insan hakları yok, hukuk yok, kadın ve çocuk hakları yok, şeffaflık yok ama en azgın şekliyle despotizm varsa, bu senin ve sandık önüne konulduğundaki tercihinle ilgilidir.
Sana Atatürk eliyle Cenabı Hakk’ın bahşettiği cumhuriyetin kıymetini bilmiyorsan, seçme/seçilme hakkını adam gibi kullanmıyorsan, bu senin kusurun ve vebalindir, bana hikaye anlatma…
Bakıyorum da, bu tür zihniyeti bozuklar yine sahnedeler…
Müslüman dünya böylesine perişan haldeyken, Amerika’nın Afganistan’ı terk etmesini “ümmetin zaferi” gibi gören, geri zekalı bir güruhla karşı karşıyayız.
Aklın yolu birdir;
Tahrif edilmiş dine dayalı bir dünya düzeni kurma hayallerinden vazgeçip, akla ve bilime itibar eden, hukuku ve özgürlükleri önceleyen yaşanabilir demokratik yönetim modelleri oluşturmak zorundayız.
Oluşturmuştuk da ama Atatürk çizgisinden ve rotasından saptık, sapıyoruz.
Şurası muhakkak ki bütün Arap Alemi, Türk’e ihanetin, Türk’e karşı emperyalistlerle işbirliği yapmanın bedelini ödüyor.
Allah’tan en büyük dileğimdir ki, bu ülke ve bu millet de Atatürk’e ihanet etmenin bedelini ödemek zorunda kalmasın.
Aklınızı başınıza alın.
Atatürk’le kalın…