Cumhurbaşkanı, “2024'ü emekliler yılı olarak ilan ediyoruz. Amacımız bu vesileyle emeklilerimizin hayat kalitesini artıracak, yeni hizmetleri devreye almaktır. Şimdiden emeklilerimize hayırlı olsun” demişti.

Erdoğan’ın bunu aynı konuşmada açıkladığı zam oranlarını baz alarak söylemiş olması mümkün değildi. Ki bu artış oranlarına göre 2024’ün emekli sefalet yılı olacağı aşikardı.

Dolayısıyla bütün gözler iktidarın 2024 yılı içinde yapacaklarına çevrildi.

2024’ün yarısını devirdik.

Bu süre zarfında ‘emekliler yılı’ tanımına uygun hiçbir girişim yapılmadı.

Pardon yapıldı ama yapılanlar ‘emekliler yılı’ tanımına uymak şöyle dursun, emekliyle dalga geçmeye matuftu.

Yılın yarısında hepi topu iki müjde verdiler.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, emeklilere ücretsiz tatil müjdesi verdi.

Buna göre Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ait yurtlar, 2023-2024 akademik yılın tamamlanmasından sonra temmuz ayında 1 aylığına emeklilere açılacaktı.

Yokluk içinde yoksulluk mücadelesi yapıp hayatta kalmaya çalışan, ömrünün son demlerini ucuz ekmek kuyruklarında geçiren, torunlarına bir harçlık verememenin hüznüyle kahrolan emekliler, bunu bir müjde değil dalga geçmek olarak algıladılar.

Zaten başka bir açıklaması da yoktu.

Emeklilerin tüm illerde yer alan kamuya ait misafirhane, öğretmenevi, sosyal tesis ve konukevlerinden kamu görevlileri gibi yüzde 15 indirimli faydalanacaklarına dair müjde de yine bu kapsamda değerlendirildi.

Türk Hava Yollarının 65 yaş ve üzeri emeklilerin yurt içi seyahatlerinde yüzde 25 indirim kıyağı da aynı şekilde…

Bu komik müjdelerle kendileriyle dalga geçildiğini düşünen emeklilere asıl darbe Ziraat Bankası’ndan geldi.

Emelliler Yılı olacak da Ziraat Bankası eksik kalacak değildi elbet!

Çok büyük bir kıyak yaptı emeklilere…

Bu kıyak “Size özel yüzde 25 indirimli kiralık kasa hizmeti için şubelerimize başvurabilirsiniz” diye duyuruldu.

Yediği önünde yemediği ardında emekliler, parayı ve birikimlerini nereye koyacaklarını bilemiyordu.

Neyse ki Ziraat Bankası emeklilerin bu en büyük sorununu da çözdü!

Beyler!

Hiç değilse dalga geçmeyin.

Ya emeklilere insanca yaşayabilecekleri bir ücret verin ya da en azından susun, konuşmayın ve hiçbir şey yapmayın.

Bu ülkede, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 16 bin 257 TL…

Bu ülkede, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı 52 bin 954 TL…

Bu ülkede, bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ aylık 21 bin 189 TL…

Bu demektir ki 16 bin 257 liranın altında maaş verdiğiniz bir emekli ailesi açtır, aç…

Bu demektir ki 52 bin 954 liranın altında maaş verdiğiniz dört kişilik bir emekli ailesi, yoksuldur, yoksul…

Hiç kimsesi olmasa, yarız yaşasa dahi 21 bin liranın altında maaş verdiğiniz bir emekli, asgari yaşama maliyetini karşılayamıyor, yani yaşamıyor demektir.

Siz kalkmış bu yaşamayan insanlara yok efendim indirimli tatil yapsınlar, yok efendim uçağa indirimli binsinler diyorsanız, bu ancak ve ancak o insanlarla dalga geçmek olur.

Hele şu indirimli kasa olayı, dalga geçmekten öte resmen küfür ve hakaret olur.

Bu sözde müjde ve vaatleriniz, bir de üstüne üstlük emeklileri yük görmeniz hayra alamet değildir.

Emeklilik bu ülkeye yük değildir, olamaz. Çünkü emeklilik devlete yük değil, hak edilmiş, bedeli önceden ödenmiş bir sosyal güvenlik hizmetidir.

Zaten, emekli maaşının hesaplanmasında uygulanan maaş bağlama oranını neredeyse yarı yarıya düşürerek bu insanların hakkını yediniz.

Hiç değilse dalga geçmeyin…

Bu anlayışın biz emeklilerin hayrına olmayacağı muhakkak, peki sizin hayrınıza olacak mı?

Sanmam.

Hani ‘neden oy kaybettik’ diye toplantı üstüne toplantı yapıyorsunuz ya, boşuna vakit ve nakit kaybetmeyin, boşuna kafa patlatmayın bence.

Çünkü son yerel seçim analizlerine göre emeklilerin sizden uzaklaştıkları sır değil…

Sizin yapacaklarınız da belli; Emeklilerin gönlünü alın.

Yoksa, yok olacaksınız!