Sevgili okurlar,
Bu hafta sonu da,” Sakarya’nın doğal güzellikleri arasında kaybolduk” desem, inanır mısınız?
Elbette “inanılamayacak” bir durum yok!
Söylemek istediğim, “Sakarya’nın yeşil ve siyah renklerinin, Eylül’deki güzelliği, doyumsuzluğu altında, şarıl, şarıl akan su sesine kulak vermek, su üzerinde birliktelik sergileyen yeşil güvel ördeklerin dayanışmasını izlemek, at sırtındaki küçüklerin heyecan ve sevincine”, tanık olmaktı..
Adapazarı, Erenler üzerinden,” Akyazı’nın kültür değerleri ile olduğu kadar, Göktepe serisi ormanlarının eteğindeki Bıçkıdere’ye” rotamızı çevirdik..
Sevgili genç iş insanı İsak Çetin ve ailesinin, kahvaltı çağrısı üzerine, Bıçkıdere’ye doğru yol alıyoruz..
Pekşenler mevkiinde hummalı bir viyadük çalışması var..
Oradan sağa saparak, Çaybaşı Fuadiye, Kayalar, Yazılı, Ekinli üzerinden Karapürçek, Küçüçek’e ve oradan da, Bıçkıdere’ye ulaşacağız..
Yeşilin her tonunun sergilendiği yol kenarlarındaki muhteşem manzara, gideceğimiz yer hakkında bize ön bilgiler veriyor..
Yıllar oldu, bu yoldan geçmedim!..

BIÇKIDERE’DEYİZ!
Çocukluğumda gittiğim Bıçkıdere ise, hala hafızalarımda..
Göktepe serisi ormanların eteğinde, yaban yamaçlarda, “kaldirik” toplamak için, gittiğimiz günler unutulur mu?
“Derin vadileri, gür ormanları, akıp giden dereleri ve sevecen, samimi içten insanı ile Bıçkıdere ve gençlik yıllarıma” gitmeden olur mu?
Birbiri ile barışık, dayanışma içindeki yöre insanımızın kendine has kültür değerlerini, yıllara meydan okurcasına yaşattığını bilmeyiniz mi var..
İşte, Sakarya Üniversitesi Öğretim üyesi Sevgili Prof. Dr. Sima Nart’ın köyü Bıçkıdere’deyiz..
Akyazılı bir genç iş insanı tarafından işletmeye açılan “Hara Bıçkıdere Doğal Yaşam Köyü” misafirleriyiz artık..
Farklı ağaç türlerinin arasından uzayıp giden yolun ucunda, sol tarafta akıp giden bir dere kenarındaki masamıza kurulduk..
Akyazı’dan sevgili iş insanı Yılmaz Çetin, Dr. Yaşar Yılmaz ve Belçika’dan dostum spor adamı Adnan Demir ve aileleri ile bir sofrada buluştuk..
Yöreye has, “mıhlama” sizi bekliyor..

YENİ CAZİBE MERKEZLERİ?
Bıçkıdere’ye has bir konukseverlik, güler yüzle karşılandık..
Gerçekten, burası tam bir doğal yaşam ortamı..
Yazları başka, kışları bir başka yöre, burası..
“Hara” dedikse, o kadar da uzun boylu değil..
Birkaç atın, müşteri bazlı beslendiği bir alanda oluşturulmuş..
Bunu daha önce sevgili dostum iş insanı Vahit Serbes’in Çaybaşı Fuadiye’de gerçekleştirdiğine tanıklık etmiştik..
Burası, “yeşili, ağaç dokusu, deresi, ördekleri, atları ve diğer canlıları ile farklı doğal” bir ortam..
“Bungalov kültürü”, burada da yaşatılıyor..
Genç evlilerin balayı için, artık  uzak diyarlara gitmesine gerek yok..
“Havuzlu, jakuzili bungalovların cazibesi “, Sakarya’yı aştı..
“Sakarya Turizmi” için, yeni alternatifler sunuluyor..
Bu yeni sunumlar, yeni anlayışlar, Sakarya’nın cazibesini daha da artırıyor..

İŞ BİLENİN?
Sadece Sapanca, Kırkpınar değil, Sakarya’nın her yanı, muhteşem doğal güzellikleri ile emrinizde..
Hani hep deriz ya, “iş bilenin, kılıç kuşananın” diye!
Çalışanları ile proje sahibi ile bu tip tatil beldelerinden Sakarya’da çokça olduğunu biliyorum..
Ama, “bu alanları denetlemek, buralarda konaklayanların güvenliğini sağlamak, yani insanımızı güvence altına almak gerektiğini, son Kırklareli’nde yaşanan facia” bize gösterdi!..
Bu konuda, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin de, Arifiye İl Ormanı dokusu içine, “bungalovlar” kondurduğunu ve buraları işletmeye açtığını, basından öğrendik.
Hatta, bazı otel zincirlerinin bile,”bungalovlar” ile yarışa girdiğini bile, bilmeyenimiz yok..
Buradan, Sakarya merkeze gelecek olursak, “eski otelcilik kültürünün, ne kadar geliştiğini, bu oteller zincirinin Sakarya’nın turizm potansiyelini, ne kadar canlandırdığını, hareketlendirdiğini” söylemeye gerek var mı?

HAN KÜLTÜRÜNDEN,OTEL İŞLETMECİLİĞİNE?
Demem o ki, “han kültüründen”, “otel işletmeciliğine” varan süreçte Sakarya, coğrafi konumu, yol güzergahı ve doğal güzellikleri ile öne çıkan kentlerimizden biridir..
Geleceği dışarıda arayanlar için, bu sektör gerçekten cazip imkanlar sunuyor..
Artık sıradan vatandaşlarımız bile, hafta sonlarını, farklı alanlarda geçirmeye büyük özen gösteriyor..
Kimi, bir piknikte, kimi böyle doğal yaşam merkezlerine, kimi yaylalara, kimi deniz kenarlarına, kimi göl ve nehir yataklarında huzur arıyor, vakit geçiriyor, stres atıyor, ailesi, eşi, dostu, yakınları, sevenleri ile birlikte gününü değerlendiriyor..
Kimi de,” imkansızlıklar içinde, kent içindeki parklarda, yeşil alanlardaki imkanlardan” yararlanıyor..
“Yeşilin muhteşem cazibesi”, insanı büyülüyor!
Her türlü sorunlar yumağından sıyrılıp, kendini doğanın koynunda, huzura, güzelliklere teslim edenlere selamlar olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 26 Eylül 2023