Farkındasınızdır, Sözcü, Halk tv gibi muhalif yayınları izlemeyi büyük günah zanneden emmilerimiz var bizim.

Zannetmekle kalmıyor, telkinde bile bulunuyorlar; zinhar haramdır, diye…

Bu görüşün sebebi diziler falan değil, haberler. Yani haberi verme biçimi…

Biat ve itaat ettikleri reislerini/liderlerini eleştirmeyi dinden çıkmakla eşdeğer gördükleri için tahammül edemiyorlar.

Bunların doğru bilgilenme, doğruyu öğrenme gibi bir dertleri de yok haliyle…

Dindarlığı kimseye bırakmıyorlar ama “Ey inananlar! Eğer yalan haber taşıyan biri size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırınız. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz” mealindeki ayetten haberleri yok veya öyle davranmak işlerine geliyor.

Ayrıca ‘doğru bilgilenme/bilgilendirilme’ bir insan hakkıdır.

Yasalarımıza göre de “Bilgi Edinme Hakkı/Özgürlüğü bireyleri yönetime dahil eden bir haktır. Bireylerin kendileriyle doğrudan ilgili olup olmaması, devlette veya kurum ve kuruluşlardaki merak ettikleri bilgiyi edinme hakkına sahiptirler.”

Lakin bu tipler, kendilerini rahatsız edecek gerçekler yerine, kendilerini mutlu edecek yalan bilgileri daha çok seviyorlar.

Görüyorsunuz, yandaş basın, tek kale maç yapar gibi sadece iktidarın muhalefete yönelik eleştirilerini aktarırken, muhalif basın çapraz sorgulama yaparcasına rakipleri karşılıklı konuşturuyor. Haberler ‘monolog’ değil ‘diyalog’ yöntemiyle veriliyor.

Mesela cumhurbaşkanı İmamoğlu’na bir ithamda mı bulundu, onu veriyor ama ardından da İmamoğlu’nun konuyla ilgili düşüncesini veya cevabını da aktarıyorlar.

Haliyle tek kale maç şeklindeki haberleri izleyenler, muhalefeti hain, iktidarı kahraman sanıyorlar.

İktidar sözcülerini dinleyip üstüne de A-haber izleyince, adeta cennette yaşadığınızı zannediyorsunuz.

Basın tabii ki bazı basın, hırsız feneri gibidir. Dilediği tarafı aydınlatır, istemediği tarafı karartır.

Bunun için bu kanallar, kameralarını muhalefete veya sokağa asla tutmazlar. Hiç ucuz ekmek, ucuz et kuyruğu gösterdiklerine tanık oldunuz mu?

Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels’e atfedilen bir söz vardır; “bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım!

Goebbels bu sözü söyledi mi bilmiyoruz ama yaptıkları tam olarak buydu. Büyük masal ve yalanlarla uyutulan Almanlar savaşı kaybettiklerini, sabah sokaklarında Rus tanklarını görünce öğrendiler.

Benzeri bir söz İngilizce deyimler arasında da var; “Medyayı kontrol etmeme izin verin, ulusu domuz sürüsüne çevireyim!

Siz buradaki domuz kelimesini ‘koyun’ sözüyle değiştirip kullanabilirsiniz. Bu bizi ve yaşadıklarımızı daha iyi tanımlıyor sanki…

Yandaş basına göre uçuyoruz;

Karadeniz’de 1 trilyon dolarlık doğalgaz, Gabar’da ülkenin petrol ürünlerinde dışa bağımlılığını azaltacak kadar petrol, İHA’lar SİHA’lar, TOGG markalı “milli ve yerli otomobil”, Uçak gemisi TCG, İlk uzay yolcumuz Alper Gezeravcı ve son olarak Prototip 5. nesil savaş uçağımız Kaan…

Gün boyu ekranlarda bu haberler dönüyor ama dediğim gibi sanki bu ülkede ucuz ekmek kuyruğu yok.

Yandaş basına bakan ülkemizi cennet zanneder değil mi? Bu haberleri izleyenler de halkın refah içinde yaşadığına inanır.

Peki öyle mi? Değil.

Öyle bir ülke olmanın en temel ölçüleri, göstergeleri var. Mesela ‘milli gelir’…

Dünyadaki örneklerine bakalım; ABD 69 bin dolar, Almanya 50 bin dolar, İngiltere 46 bin dolar, Fransa 45 bin dolar, Japonya 40 bin dolar…

Türkiye’nin kişi başına düşen milli geliri ve sıralaması şöyle; 8-9 bin dolarla dünyada 94. sıradayız.

Şimdi, 94. sıradaki bu milli gelir ile dünyada ilk 10’a, ilk 20’ye hadi onu geçtim ilk 50’ye bile giremeyen bir ülkenin huzur ve refah içinde yaşaması mümkün mü?

Nitekim görüyor, yaşıyoruz; Halk geçim sıkıntısı yaşıyor. Niye yaşamasın ki bu ülkenin çalışanlarının yarısından fazlası asgari ücrete talim ediyor.

Emeklilerinin üçte ikisi açlık sınırının altında bir gelirle hayata tutunmaya çalışıyor.

‘Uçuyoruz’ diyor yandaş basın, doğru ama uçan ülke değil, fiyatlar.

Bütün bunlara karşılık bize ‘sabredin’ diyorlar, hayaller satıyorlar.

Yahu 22 yıllık bir iktidarın ‘sabredin’ demeyi hakkı var mıdır?

Hadi diyelim ki enkaz devraldınız. İkinci Dünya Savaşında yıkılan ülkeler bile 20 yılda toparladı, siz ne yaşadınız da bu enkaz bir türlü kalkmıyor be kardeşim?

Sonra ne enkazı? Kimi kandırıyorsunuz?

Yıl 2003, iktidara geldiniz. Eski parayla Dolar 1.639.745,00TL.

Altı sıfır atılmış haliyle 1.69 lira…

Yıl 2024, 22 yıldır iktidarsınız, Dolar 31 Türk Lirası…

Kimi kandırıyorsunuz?

Bir kuyruklu yalan da; “CE HA PE Zihniyetinden kalan enkaz!

Yahu, çok partili hayata geçtikten sonra CHP zihniyeti 75 yılda toplasanız 4-5 yıl iktidarda kalmış. Bu 4-5yılda mı yıkmış ülkeyi?

Değil tabi, bu ülkeyi sağ iktidarlar yönetti ve bu hale getirdiler.

Ama iktidar bunu dillendiremez, dillendirirse ‘sağ’ oyları kaybeder.

Dolayısıyla; Vurun Ce Ha Pe’ye!