Sevgili okurlar,
Daha öncede yazdığım gibi “uyuşturucu madde bağımlılığı ile ilgili mücadele” çok önemli..
Bu salt, “güvenlik tedbirleri” ile başarılabilinicek bir husus değil?
Çok gizli, çok sinsi bir şekilde özellikle gençleri hedefe koyan sektörün temsilcileri, “kimsenin gözünün yaşına bakmadan, uyuşturucu pazarlamaya, dağıtmaya, gençleri etkileyerek, bu işten büyük kazançlar elde etmekten” vazgeçmiyorlar..

SAKARYA’DA ETKİN MÜCADELE
Özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun denetiminde Kocaeli ve Sakarya’da başlatılan operasyonlarda, “uyuşturucu şebekelerinin kökünün kazınması” hedeflendi..
Elbette, memnuniyet verici  bu operasyonu, ilgi ile takip ettik..
Daha önce de Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Sakarya İl Emniyet Müdürü Selçuk Doğuş ve Narkotik Şube elemanları ile İl Jandarma  Komutanlığı birimlerinin gerçekleştirdiği operasyon detayları Bizim Sakarya gazetesinde de yer aldı..
Gerçekleştirilen operasyonda, uyuşturucu maddeler yanında silah ve diğer yasak maddelerin bulunması dikkat çekti.

BAKAN SOYLU AÇIKLADI?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu operasyonla ilgili olarak, “3 Aylık bir çalışma bu.. Uyuşturucu ile mücadele, uyuşturucu satıcıları, bunları çekip çevirenlerle ilgili, Kocaeli merkezli 111, Sakarya merkezli 196 olmak üzere toplam 307 şüphelinin, uyuşturucu madde ticareti suçundan yakalanması başta olmak üzere, gerçekleşen operasyonda, iki ilde 2 bin 67 arkadaşımız, 3 deniz liman botu, iki helikopter, 11 Mini İHA, 29 Narkotik köpeğinin katılımı ile eş zamanlı gerçekleşti. 307 hedeften 269’u gözaltına alındı” diyerek, bu konudaki devletin hassasiyetini dile getirdi..

SADECE OPERASYONLA OLMAZ?
Genç nesli hedef alan, aile yaşamını tehdit eden, büyük mağduriyetlere, kavgalara, çekişmelere neden olan ve bağımlıların büyük bir bölümünün tedaviden kaçtığı, aile ekonomisine büyük zarar vurduğu uyuşturucular konusunda, toplum hassasiyeti, bilinci de ortaya konmalıdır..
Özellikle, orta dereceli okullardan başlanılarak, üniversitelerimizde, camilerimizde, sivil örgütlerimizde konu, enine boyuna ele alınarak işlenmeli ve “uyuşturucunun insan üzerindeki tahribatı” anlatılmalıdır..
Hatta daha ileri gidilerek, “aile içinde uyuşturucu bağımlısı olan ve aileye büyük yük yükleyen, hiç bir işe yaramayan ve farklı bir dünyada ölü gezinenlerin tedavisi için de, sağlık kurumlarımız gerekli adımları atarak, bu ailelere yaklaşmalı ve tedavi konusunda” evlatlarını ikna etmelidir..

UYUŞTURUCU ETKİSİNDE AİLESİNE KIYDI!
Bakınız, Belçika’nın Dendermonde kentinde yaşayan 33 Yaşındaki Türk vatandaşı İsmail Y. Uyuşturucu etkisi altında 28 Yaşındaki hamile eşi Cennet Y.K. ile 5 Yaşındaki oğlunu boğarak öldürmesi büyük üzüntü yarattı..
Olaydan sonra polise gidip teslim olan ve cinayeti itiraf eden genç adamın uzun zamandır, uyuşturucu kullandığı ve bu zamanlarda eşine ve çocuğuna da kan kusturduğu bilgileri, “uyuşturucu bağımlılığının neler yaptırdığını” bir kez daha gözler önüne serdi.

ACI PİŞMANLIK İTİRAFI!
Maalesef, uyuşturucu kullandığında aile içinde sorunların yaşandığını itiraf eden bu genç adam, “cinayet sonrası büyük bir pişmanlık içinde ne yaptığını bilmediğini ve bu sorumluluğu acıyı ömürboyu taşıyamayacağını dile getirerek, cezalandırılmasını” istedi..
Hollanda’dan sonra Belçika’da uyuşturucu kullanma konusunda, daha toleranslı hareket ederek, içiçilere değil, bu işin ticaretini yapanları yakalayıp, adalete teslim ederken, “bu tolerans ortamı ise uyuşturucu kullanımını” dahada yaygınlaştırdı!..

TÜRKİYE’YE DE TAŞINIYOR?
Aralarında Türk gençlerinin de, “hem satıcı, hem içiçi olarak rol aldığı” kentlerin sokaklarından, esrar kokusundan geçilemiyor..
Bu durumdan şikayet eden ailelerin sayısı, çığ gibi artarken, uyuşturucu bağımlı Türk gençlerinin, “bu illet bağımlılığı Türkiye’ye de taşıdıkları” belirgin bir şekilde görülüyor..
Son olarak şunu ifade edelim ki, işte uyuşturucu bağımlılığının faturasını, hamile bir anne, masum küçük bir yavru ödedi!..

MÜCADELENİN İKTİDARI, MUHALEFETİ OLAMAZ?
Muhalefetin bu konuda seslendirdiği, önemsediği “uyuşturucu baronları ile ilgili çıkışlarını”, iktidar küçüksememeli ve “bunu siyasi çekişme ortamına çekmemeli ve elbirliği ile bu bataklığın kurutulması” için gerekeni yapmalıdır..
“Muhalefetin görevi, bataklığı göstermek, çözüm önerileri sunmak, iktidarın ve yetkililerin görevi de bu batıklığı kurutmak için etkin tedbirler almak” olmalıdır..
Başkent Brüksel’in Schaerbeek İlçesi sınırları içinde yıllardır yaşıyorum.. Bu son yıllarda gösterilen “tolerans” nedeni ile evimize “esrar dumanı ve kokusu “ içinde gider, gelir olduk!..
Bunun sorumlusu, yıllardır bu sokaklarda yaşayanlar olamaz!?

GÖREV VE SORUMLULUK?
Bu gençleri, yurtdışında, yurt içinde bağımlı hale getiren, bunları birer müşteri olarak belleyen, “bu işte büyük paralar kazananları yakalamak, adalete teslim etmek, çaydırıcı yasalar hazırlamak”, iktidarın görevidir..
“Toplum sağlığını”, giderek daha etkin bir şekilde tehdit eden, “bu illet uyuşturucular konusunda”, lütfen, ama lütfen, herkes üzerine düşeni yapsın!
Yoksa, daha büyük acılarla karşılaşır ve bu acılar sonrası “son pişmanlıklar da” fayda etmez!
Görev ve sorumluluğunun hakkını verenlere, teşekkür ederiz!
Yusuf Cinal yazıyor, 7 Aralık 2022 Brüksel