Sevgili okurlar,
Memlekette “seçime doğru” nelerin konuşulduğuna bakıp, toplumumuzun “sosyal kültürel olgusu” hakkında bir kanaate varmak için, illada uzman olmaya gerek yok..
“Kültür seviyesi “ düşük toplumlarda, ancak “seccadeye bastı, basmadı” tartışmaları ayyuka çıkar ve bitmek bilmeyen siyasal konulara meze olur!
Öte yanda ise, birileri yapacağını yapar, halk deyimi ile “malı” götürür!.
Öteki tarafta fakirin,” afyon sakızı” çiğnenir, durulur!
İşte, 6 Şubat 2023 Tarihinde ülkemizin Güneydoğu illerini vuran, “o büyük depremin acıları dinmeden, yaraları sarılmadan, hala yardım çağrılarının yükselmesi”, hayra alamet değildir..

YARDIMLARIN AKIBETİ?
Durum böyle olunca, “elbette yurtiçinden ve yurtdışından ülkeye, yani bölgeye gönderilen yardımlar”, sorgulanır!..
Haklı olarak, “deprem bölgesi için, deprem mağdurları için büyük özveri ile yardımda bulunanlar, yardımların akıbetini sorgulamakta”, yerden göğe kadar haklılar?
Zira, “yardımların kime, nereye yapılacağının tartışması”, bu ülkede yaşanmadı mı?
Türkiye’deki bu çekişmeler bağlamında, yardımsever insanlarımız, “şimdi yardımların akıbetini sorguluyorsa, ortadaki bu güvensizlik, bu şüphenin üzerini” kimse örtemez!

GÜVENSİZLİK KOL GEZİYOR!
Demek ki, ortada, “siyasal yönetime ve kurumlarına” bir “güvensizlik” sözkonusudur..
“Korku imparatorluğuna” döndürülen ülkemizde, “yapılacak seçimleri yönetecek kurumu bile eleştirenlerin, hangi cezalara çarptırılacağı ilan ediliyorsa”, neyi konuşalım, neyi yazalım!
Kısacası, sormayacaksın, görmeyeceksin, göz yumacaksın!
Anlayış bu!
Ne güzel memleket, ye Osman, ye!
İşte deprem bölgesindeki uygulamaları “devlet penceresinden” değil, “AK Parti penceresinden” olmadı, “AFAD”, olmadı “Kızılay penceresinden” olmadı, “tarikat ve cemaat penceresinden” görmeniz gerekiyor..
Kazara, “AHBAP penceresinden” durumu özetliyorsanız, yandı gülüm keten helva!?

GÜVENSİZLİK DİBE VURDU!
Öyle ya, “devletin kurum ve kuruluşları varken, AHBAP ve diğer sivil kurumlara “ yardım mı edilir, bu kurumlara mı güvenilir?
Zihniyet çürümüş, kurumlar çökertilmişse, ne denir ki?
İşte, zurnanın “zırt” dediği yer burası!
Demek ki, “devlete değil, AK Parti iktidarına bir güvensizlik” sözkonusu..
Bu seçimler, AK Parti ve ortakları için “bir güven oylaması” niteliği de taşıyor..
Türkiye geneli dışında, “AK Parti’nin kalesi” olarak görülen Sakarya’ya, AK Parti üst düzey yöneticilerinin biri geliyor, biri gidiyor..
Maşallah, ne güzel fotoğraflar, manşetlere yansıyor..

DEPREM ETKİSİ Mİ?
Demek ki, bu noktada bir endişe sözkonusu!
“Kaleyi kaybetmeme ve koruma endişesi taşır mı”, bu ziyaretler?
1999 Depreminden sonra, büyük bir moral çöküntüsü yaşayan Sakarya’da insanımız, dini telkinlerle, bölgede hakim tarikat ve cemaat yapılanmalarının etkisinde bulunduğu dillendiriliyor..
Doğru mu ki?
Değilse, “bu güce tapmayı”, nasıl izah edeceğiz?..
Sakarya genelinde, “bu algıyı Hendek ve Pamukova önceki seçimlerde yıksa da”, o ilçelerde de, “çaresizlik ve baskı, iktidar gücü”, gerçeği “ters-yüz etmeyi” başardı..

SAKARYA DEĞİŞİMDEN YANA MI?
Şimdi, bu bağlamda yapılacak seçimlerde, “seçim fotoğrafını ortaya koyan, basın mensubu arkadaşlarımızın yazı ve yorumları”, Sakarya’da bir “değişimi” anlatmıyor!?..
Ülke genelinde, “büyük bir muhalif çevrenin değişim istekleri” dışa vururken, “Sakarya’da, daha tutucu, daha korumacı bir anlayışın işeretlerini, aday adaylarının partilere göre dağılımına bakarak”, görmek mümkün!..
Koca Sakarya’da, “seçme ve seçilme konusunda, iş, bir kaç siyasi parti milletvekili ve temsilcisine kalmışsa”, vay halimize!

SAKARYA GERÇEĞİ?
“Sakarya gerçeğini”
bilenlerimiz ise, başka kentlerden aday aday olmayı yeğlemişseler, bunun izlerini yukarıdaki cümlede aramak gerekir..
Kısacası, “ülke yangın yerine dönmüşken, ülke ekonomisi dibe vurmuşken, hazine tamtakır hale gelmişken, belli bir zengin çevrenin ballı, börek yaşam içinde ihaleleri kotarmasını alkışlıyor, tasvip ediyorsanız”, o zaman bu kentin yetişmiş evlatları da, gidip başka kentlerden aday olurlar..
Örnek mi?
Akyazı Lisesi’nden öğrencim Özbek Acar..
Özbe öz, Sakaryalı olmasına rağmen, gidip neden Ankara’dan aday, adayı oldu ki?
Akyazılı olan Özbek Acar, neden Akyazılıların temsilcisi olarak yola çıkmadı ki?
Gerçekler, kararında gizli tabii ki?

GELEN AĞAM,GİDEN PAŞAM!
Maalesef, basın mensubu arkadaşlarımız da, birkaç isim çerçevesinde, lafı dolaştırıp döndürüyorlar!..
Bizim Sakarya’dan arkadaşlarımız, kentte gerçek bir seçim heyecanı ve hareketlilik görmediklerinden yakınıyorlar?
Niye ki?
Al, Ali İhsan Yavuz, ver Ali İnci, ya da Engin Özkoç, ötede Ümit Dikbayır ve Muhammed Levent Bülbül..
Peki ya ötekiler?
Onlar, bu Sakarya’nın evlatları değil mi?
Eksikleri ne ki?
Vatandaşlarımız da,” bu kısır döngüyü alkışlıyor, tasvip ediyorsa, geriye söylenecek”, ne kalıyor?..
Gelen ağam, giden paşam öyle mi?
Görüş o ki, “vatandaşımızın bu seferde tercihi, bu manada aday bazında değil, yine lider bazında tecelli” edeceğini söyleyenler çoğunlukta..
Demek ki, “bu algıyı Sakarya’da değiştirecek, bir olgu” görünmüyor da, ondan!
O nedenle,” vatandaşın gerçekleri ile  aday adaylarının gerçeklerinin buluşması”, bu seçimlerde de hayaldir!
Hayal kurmaya devam!
Yusuf Cinal yazıyor, 5 Nisan 2023