Milliyetçi muhafazakar bildiğim en az 20 kişiye sordum, Menderes ne yaptı?
Çoğunluğun sayma ve sevme sebebi bu ki ‘ezanı Arapça okuttu’ ya dediler.
Başka dedim?
E ezanı yine Arapça okuttu işte dediler.
Israrla sordum, başka mantıklı ve geçerli tek bir cevap alamadım.
Haliyle Menderes ne yaptı konusuna değinmemiz vacip oldu.
Menderes ne yaptı? Tek kelimeyle izah edecek olursak Türkiye’yi ABD’nin kucağına oturttu ki o gün bugündür belimizi doğrultamıyor, kanla irfanla kurduğumuz Cumhuriyetin binlerce şehit kanıyla kavuştuğumuz bağımsızlığımızın tadını çıkaramıyoruz.
Kimse kusura bakmasın, doğruya doğru, Demokrat Parti’nin ilk icraatı budur, gerisi de fasaryadır.
Kore Savaşı örneğin, bizzat babamın da katılıp Allah’tan gazi olarak döndüğü savaş, kimin savaşıydı?
Bittabi Amerikan emperyalizminin savaşıydı ve bizim ucuz Amerikan askeri oluşumuzun başlangıcıydı.
Ucuz Amerikan askeri tabiri biraz ağır oldu değil mi? Ama bu benim değil bizzat ABD’nin tabiri…
Kore Savaşı sırasında, ABD dışişleri bakanı John Dulles bunu bizzat itiraf ediyor, “En ucuz askeri Türkiye'den temin ediyoruz” diyor ve “Türk askerinin maliyeti 23 cent'e denk geliyor” sözüyle ucuzluğumuzu ortaya koyuyordu.
O günlerde milliyetçi muhafazakar bildiklerimiz, ‘Amerika, Amerika, Türkler dünya durdukça
beraberdir seninle hürriyet savaşında’ şeklindeki neredeyse Türkiye-Amerika marşı haline gelen şarkıyı söylerken, gavur, komünist, hain Nazım Hikmet, “23 sentlik asker” şiirini boşuna yazmıyor, haybeye “Mister Dallas, sizden saklamak olmaz / hayat pahalı biraz bizim memlekette / mesela iki yüz gram et alabilirsiniz, koyun eti, Ankara'da 23 sente… / Yahut iki kilo kuru soğan / yahut bir kilodan biraz fazla mercimek / elli santim kefen bezi / yahut da bir aylığına yirmi yaşlarında bir tane insan!” demiyordu.
Son yıllarda da BOP projesinin ve renkli devrimlerin sponsoru George Soros, 2002'de “Türkiye'nin en iyi ihracat ürünü ordusudur” sözleriyle ucuzluğumuzu gözler önüne seriyordu.
ABD eski başkanı Reagan'ın “Reagan Günceleri” isimli kitabında da Türk Amerikan dostluğu şöyle ifade ediliyordu;
“Türkiye bizim güvenliğimizin bir parçasıdır, bir Türk askeri yılda 6 bin dolara maloluyor, eğer onu bir Amerikan askeriyle değiştirmeye mecbur kalırsak, maliyetimiz 90 bin dolara çıkıyor.”
Yılmaz Özdil’in deyimiyle “hesap gayet mantıklıydı. Coni'nin günlüğü 246 dolarken, Mehmet'in günlüğü 16 dolardı. Canımızın fiyatı 23 cent'ten 16 dolara çıkmıştı ama, eskiden altı kat ucuza ölürken, artık 15 kat ucuza ölüyorduk. Fiyatımız artarken, değerimiz ucuzluyordu.
Sürümden kazanıyorlardı!
Gelelim günümüze…
Abdülhamit ne yaptı diye sormayacağım, henüz dizisi oynayıp millet galeyana gelmişken hem benim için büyük risk olur hem de hamasetle uyuşturulan kitlelere laf anlatmak zordur, da onun için…
Ama birkaç gün sonra, hazır ABD gündemine binaen ‘peki AKP ne yaptı’ sorusunu sormayı düşünüyorum. Eminim ki büyük çoğunluk imam hatipleri, Kuran kurslarını açtı ya yetmez mi diyecek, biliyorum ama kahretsin sormadan duramıyorum!!!
İNDİRİLEN DİNDEN UYDURULAN DİNE!
Facebook'ta Uydurulan Din'den İndirilen Din'e" isimli gurupta Ummu Huseyn'den alıntı olarak paylaşılmış…
TARİKATA GİRİŞ MARŞI
Sormam ki, kim olduğumu? / Ben bilmem, Şeyhim bilir
Varlığımı, yokluğumu / Ben bilmem, Gavsım bilir.
Gözlerim hep ona bakar / Alnından bana nur akar,
Gül - menekşe nasıl kokar / Ben bilmem, Efendim bilir.
Mürşidime olurum kul / Benlik gider olurum pul,
Böyle iman nasıl olur? / Ben bilmem, Üstadım bilir.
Aklımı kiraya verdim / Tasavvuf dinine girdim,
Hangi makamlara erdim / Ben bilmem, Hazretlerim bilir.
Sıkı tutarım aramı / Ye derse yerim haramı,
Süt beyaz, kömür kara mı? / Ben bilmem, Seydam bilir.
Kuran okuruz ezbere / Düşünmeyiz azcık bile,
İsrail kim, Lübnan nere? / Ben bilmem, Pîrim bilir.
Enim nasıl, boyum nasıl? / Fikrim nasıl, huyum nasıl?
Kullanacak oyum nasıl? / Ben bilmem, Mollam bilir.
Hasta mıyım, sıhhatte mi? / Sadâkatim ifratta mı?
Otuz gün ay mı, hafta mı? / Ben bilmem, Velim bilir.
Hürmetim tamdır zatına / Minder olurum altına,
Uyarım talimatına / Ben bilmem, Hocaefendim bilir.
Teslim ettim irademi / Böyle yürür benim gemi.
Varsa beynimi, midemi / Ben bilmem, Aşkım bilir.