Daha öncede bu konu hakkında çok haberler yapıldı, çok yazılar yazıldı, ben de bir iki defa yazılarımda bu konuya değinmiştim. Durum o kadar vahim bir hal aldı ki artık devletimizi yönetenlerin göz ardı etmesi mümkün olamadı. Bakanlıkların sunduğu raporlar gerçekten çok dikkat çekici ve durumun ne kadar vahim bir hal aldığının ispatı niteliğinde. Bu raporda sokağa terk edilen hayvanların sayıları, sokakta yaşayan hayvanların kaçının belediyeler tarafından toplandığı ve tedavi edildiği, kısırlaştırıldığı, barınaklarda muhafaza edildiği ayrıntılı bir şekilde ele alınmış. Ayrıca sokaktan alınan bir köpeğin barınakta muhafazasının ya da kısırlaştırılıp alındığı yere bırakılması maliyetleri tek tek ele alınmış. Rakamlar gerçekten dikkat çekici. Bu kadar para ödenmesine rağmen hala sorunlar çözülemiyor ve her geçen gün külfeti ve sıkıntısı artarak devam ediyor. Sadece maddi olarak yükten bahsetmiyor bakanlık. Sokakta yaşayan hayvanların verdiği zararların yanında yaydığı hastalıklar, hijyen sorunları ve artan kuduz vaka sayıları da raporda yer almış. Bu kısırdöngüden kurtulabilmemiz için bakanlık bir öneri de sunuyor bu raporda. Gelişmiş ülkeler olarak adlandırdığımız ülkelerdeki uygulamalardan da örnekler veriyor.
Bu güne kadar “sokakta yaşayan hayvan” ya da hayvan sever olduklarını iddia edenlerin söylediği gibi “sokak hayvanı” tanımı yoktu yasalarımızda. Sahipsiz ve tehlike arz eden hayvanlar tabiri kullanılırdı bazen ama ben hiç yakıştıramamıştım gerçekte durum bu olmasına rağmen.
Beklentimiz yasanın bir an önce olgunlaşması ve yürürlüğe girmesi.