GÜZEL ülkemiz son aylarda oldukça gerilimli anlar yaşadı. Çok partili bir seçimdi. Fakat genel anlamda iki ana cephe vardı; Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı…

Yurt içinde ve yurt dışında 50 milyondan fazla insan sandığı koştu…

Hem de 14 günde iki defa… Sonunda, rakibini açık denecek bir aralıkta geçen Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan bu makama üçüncü kez seçilmiş oldu…

Hayırlı olsun…

“Bükemediğin eli öpeceksin” demiş atalarımız…

Biz de öyle yapıyoruz!

FAKAT ŞİMDİ YARALARI SARMA ZAMANI

Aylardır seçimlerle iştigal eden bir ülkeyiz… Ekonomi değerleri alt üst olmuş; dolar, avro ve altın rekora doğru koşuyor!

İşsizlik, hayat pahallılığı artık can yakma noktasında…

İç ve dış borç ürkütücü bir seviyeye ulaştı…

Artık çözüm bekleyen yığınla sorun var… Esasen, yarı başkanlık sisteminin başımıza ördüğü çoraptır bu yaşananlar…

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diyorlar adına… Bir adım sonrası “tek adam” sistemi… Oysaki demokrasiyi daha da güçlendirmek isteyen vatandaşlar, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”den yana tavır koyuyor.

KABİNE VE MECLİS’İN YETKİLERİ BUDANDI!

Tek adam sisteminde, bu ülkenin 600 milletvekili nerede ise etkisiz ve yetkisiz… “Kaldır parmakları, indir parmakları… Kabul edilmiştir…”

Türk Milleti adına görev yapan Millet Meclisi, ülkenin gidişatında, yönetiminde ve daha ileriye taşınmasında en önemli merci olmalıydı…

Olamadı…

Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bile “Bu kadar yetki bana fazla” dediği o kutsal makam, şimdi birkaç kat daha yetki ile donatılmış durumda…

Öyle ki, geçen yazın bir yangınında, danışmanlardan İbrahim Kalın, “Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle yangına müdahale edildi” diye bir cümle kullandı…

Yani, Cumhurbaşkanı tensip etmeseydi; yangına müdahale edilmeyecekti…

Olayın vahametine bakar mısınız?

Ne danışmanlarda, ne Bakanlar da ne de Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nda bir inisiyatif kaldı… Her biri de konuşmak ve görüşlerini açıklamak için Beştepe’den yetki bekliyor!

Ve bunun adı demokrasi…

KADERİMİZİ YABANCILAR BELİRLİYOR!

Ülkemizde her ülkeden düzensiz bir şekilde gelen yabancılar cirit atıyor!

 Huzurumuz kaçtı…

Pastamız bölündü…

İşimiz elimizden alındı…

Kira bedelleri, gayrimenkul fiyatları uçuşa geçti…

Yetmedi… Şimdi de ülkenin yönetiminde önemli ölçüde söz sahibiler bu yabancılar…

Ve yurt dışındaki gurbetçilerimiz… Yılda birkaç kez gelip, ülkemizde toplamda 1 ay kalan gurbetçilerimiz… Bu seçimlerde 2 milyon civarında oy kullandı…

Ve yurttaşlık verilen yabancılar… Onlar da bu seçimlerde önemli sayıda oy kullandı… Ve gidişatta, seçimde ve sonuçlarda belirleyici oldular.

Seçimi kazanan Cumhur İttifakı, daha çok içimizdeki yabancılar ve yurt dışındaki yurttaşlarımızla kazandı… Gel de Necip Fazıl’ın şu mısralarını hatırlatma!

“Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,

Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!”

Son yıllarda çok şeyler kazandık… Lakin çok şeyler de kaybettik…

Ahlak… Etik… Manevi değerler… Dört elle sarıldığımız, kutsal dinimiz…

Haram… Helal… Çalma… Çırpma… Ve talanın her türlüsü…

Köprüler, barajlar, yollar ve hastaneler her zaman yapılır…

Lakin bir millet, bizi biz yapan değerlerden koparıldığı zaman bir daha zor toparlanır… Buna her zaman ve her şeyden çok daha dikkat etmeliyiz…

Oysa ki, Mehmet Akif Ersoy, Türk Milleti’nin yüceliğini anlatırken şöyle sesleniyordu milletine;

“Bir zamanlar biz de millet, hem de nasıl bir milletmişiz;

Gelmişiz dünyaya, milliyet nedir öğretmişiz…”

Ya… İşte böyle… Seçimler tüm ülkemize ve insanımıza hayırlı olsun…

**************************

ANLAMLI SÖZ

“Sanmayın el vurdu bana!

Elini öptüğüm el vurdu bana…”

Ozan Arif

**************************