Sevgili okurlar,
Önceki gün Samsun’daki menfur saldırı, hepimizi yüreğimizden yaraladı.
Samsun gibi bir ilimizde, üstelik Kurtuluş Savaşı’nın mihenk taşını temsil eden ve Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Bandırma Vapuru ile çıktığı Kurtuluş seferi sonrası, ayak bastığı yere dikilen “Atatürk Anıtı’na yönelik saldırı” gerçekten düşündürücü ve tiksindiricidir.
Çok şükür saldırganlar emellerine ulaşamadı ve yakalanarak adalete teslim edildi.
Edinilen bilgilere göre, altı suçtan sabıkaları bulunan ve kuzen oldukları açıklanan B.F ile C.F hapse atıldı..
İş bitti mi?

ALLAH AKIL VERSİN?
Kısacası sabıkaları olan bu iki kuzenin bu işi tek başlarına planladıklarına kim inanır?
Ama, AK Parti’de bir ara MYK üyesi olan Av. Mücahit Birinci’nin açıklamaları bizi gerçekten, derinden sarstı..
Bakınız, bir siyasi partinin MYK’sında bir süre görev yapan ve üstelik Avukat kimliği ile Mücahit Birinci, dini hassasiyetlere vurgu yaparak,
” Allah akıl fikir versin. Tavaf Kabe’de yapılır. Heykel tavaf edilmez.Bu nedir yahu? Böyle sevgi ve saygı ifadesi mi olur?” ifadeleri ile gerçekten şaşırttı..
Ey Mücahit Birinci Efendi, bu Millet senden, benden daha iyi bilir bir heykelin tavaf edilemeyeceğini ve dini kutsallara saygı gösterileceğini..
Yani bu açıklaman ile bu saldırıyı haklı mı çıkarmak istiyorsun?
Yoksa, bu Milletin yiğit evlatlarını “aptal” yerine mi koyuyorsun?
Allah asıl sana akıl ve fikir versin!
Bir başka açıklama ise yine bildik cenahtan geldi..

AKP Başakşehir İlçe Başkan Yardımcısı Ceylan Adıgüzel, Samsun’da Atatürk anıtına yapılan saldırı sonrası korumaya gelen vatandaşlara hakaret ederek,” Afrika’da ilkel kabile kovalayan belgeselçiler, çok şey kaçırıyorsunuz” diyerek, görevini yerine getirdi..
Belli ki, bu şahsiyetlerin bir “Atatürk” takıntısı olduğu gibi, bir “Cumhuriyet, bir laiklik, özgürlük” takıntıları da su yüzüne çıkıyor.

MİLLETİ APTAL YERİNE KOYMAK?
İşte, bu yaklaşım, bu sözler, Samsun’daki saldırı benzeri olayları dahada artıracaktır!
Kaldı ki, taraf olan, saldırıya karşı Atatürk’ü sahiplenen ve Atatürk Anıtı önünde toplanarak, tepkilerini dile getiren ve el, ele tutunarak, “birliktelik sergileyenleri aşağılamak, aptal yerine koymak, dini kutsallara karşıymış gibi göstermek”, hangi akla hizmettir?
Yazıklar olsun!
Unutulmasın ki, Atatürk bu milletin bağrından çıkmış, eşsiz bir komutan ve bir dünya lideridir..
-Özgürlük temsilidir..
-Hürriyet meşalesidir..
-Bağımsızlık demektir..
-Türkiye Cumhuriyeti,en büyük eseridir..
-Yeni bir yaşam, hak, hukuk, adalet timsalidir..
Demek ki, saldırganlar kadar, bu zihniyette olanlar, bu ilkelerden rahatsız ve mevcutlar!..

NE TÜR MESAJ VERİLMEK İSTENDİ?
“Samsun’dan verilmek istenen mesajı”,
bu Milletin evlatları hemen anladı ve göreve koştu..
İşte Türk Milleti’nin aziz evlatları, Samsun’da hemen Anıt alanına koşarak, “nöbet tutmaya, Ata’sına sahip çıkmaya” büyük özen ve itina göstermişlerdir..
Özellikle, siyasi karşı açıklamalar yanında, bilhassa “Samsunsporlu gençlerin, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ile Trabzon spor kulüpleri” tarafından yapılan açıklamalarda çok önemli..
Onlarda biliyorlar ki, Atatürk Türkiye’dir..
Milletçe Atatürk’e, Cumhuriyet’e, ilkelerine, öğretilerine sahip çıkmaya devam edeceğiz..
Bundan kimsenin şüphesi olmasın!
Ama bu olay, öyle geçiştirilecek, sıradan adli vakalardan biri değildir?..

NEDEN SAMSUN?
Yer Samsun..
Hedef Atatürk Anıtı..
İstiklal Mücadelesinin başlatıldığı, kurtuluş meşalesinin ateşlendiği alan..
Tetikçiler işbaşında!
Kara emelleri, Hilafeti geri getirmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temeli olan “Atatürk’ü, Atatürk sevgisini” ortadan kaldırmak üzere, sözde sabıkalı kuzenler işbaşında!
Adım, adım bir yere doğru Türkiye Cumhuriyeti çekiliyor, savruluyor..
Ucube bir “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” ile bir yere varıldı..
Cumhuriyet değerleri ayaklar altına alındı!..
Cumhuriyet’in temel değerleri yok edildi!..
Cumhuriyet’in kazanımları olan fabrikalar tek, tek satıldı!..
Millet,” kuru soğana muhtaç”  el açar, yardım bekler duruma getirildi!..
Paramız pul oldu!..
Biatçılar kul!?
Enflasyon canavarı bir türlü durdurulamıyor!
“Euro-Dolar girdabında” geri adımın eseri bile yok!
Çiftçi, çifti, çubuğu barıkap, köyden, mahalleye göçtü!
Okul bitiren, diplomalılar iş bulmada çalıntı sınav sorusu, mülakat koruması beklentisinden bir türlü kurtarılamadı..
Türkiye uçacaktı?..
Doktorlarımız, diplomalı gençlerimiz uçmaya başladı!..
Avrupa bizi kıskanıyordu!..
Vatandaşlarımız gelen yüklü faturalar karşısında Avrupa’yı kıskanmaya başladı..

BU AĞIR YÜK?
Neresinden bakarsanız, bakın, gidişat hayra alemet değil!..
Türkiye, “bu ağır yükü, ağır stresi, yükselen fiyatları, işsizliği” yenecek siyasi iradenin de beceriksizliğini gördü..
Artık anketlerde bile, “memnuniyetsizlik” tavan yapmaya başladı..
Bu işi, bir “erken seçim paklar” ama, iktidar “seçim zamanında” diye diretiyor!
“Adaletsizlik” ise kanayan bir yara olarak, “pansuman” bekliyor!
Spor kulüplerimiz bile “kötü gidaşatın faturasını”, teknik direktör ile yöneticilere keserken, “siyasetteki bu umursamazlık”, bizi gerçekten düşündürüyor..
Bakalım, bu girdaptan nasıl çıkarız!
Türkiye, bunu hep başardı..
Yine başarır..
Yeter ki, sağduyu ve itidalle hareket edelim..
Çünkü, bu işin başka yolu yok!
İllada seçim, illada değişim, illada liyakatli kadroları işbaşına getirelim!..
Çözüm burada!
Yusuf Cinal yazıyor/ 5 Şubat 2022 Brüksel