Sevgili okurlar,
Bugün sizlere Brüksel’den azıyorum..
Yorucu ve uzun bir yolculuktan sonra  “İkinci vatan Belçika’ya” geldik, çok şükür!
Şimdilik Sakarya günleri geride kaldı!..
Arkadaş, akraba ve dost ziyaretleri yanında, yetkililerimiz ile buluşmalarımızı bir süreliğine erteledik..
Elbette Bizim Sakarya Ailesi, bu buluşmalara, ziyaretlere ara vermeyecek!
Başta Bizim Sakarya Ailesi olmak üzere, Sevgili gazete sahibi Adnan Yüksel’e ve çevresindeki dostlara çok teşekkür ederim.
Bizim Sakarya’yı yaşatmak adına güzel temaslarda bulunduk, güzel ve geleceğe dönük projelerin hayata gerçekleştirilmesi için, fikirlerimizi paylaştık..
Elbette Sakarya’da “gazeteci” olmak zordur!?
“Gazeteci” olmanın ötesinde  hele de “ gazete çıkarmak” daha da zordur!?
Bütün bu zorlukların ötesinde, ekmek yediği gazetesini yarınlara taşımak, ayakta durmak, yaşatma adına Sevgili Adnan Yüksel ve arkadaşları büyük bir özveri ile çalışıyorlar..

GAZETEYİ YAŞATMAK ADINA!
Bu uğurda neler kaybettiğini biliyoruz!
Ama şunu iyi bilin ki, Sevgili Adnan Yüksel ve arkadaşları onurlarını kaybetmeden, Türkiye’nin içinde bulunduğu ortamda gazetelerini yaşatmanın mücadelesini veriyorlar..
Bu zor yıllar, elbette aşılacak!
Siyasetçisi ile insanı ile gazete patronları, çalışanları ile amaç, bu kente, bu ülkeye hizmet değil midir?
Öyleyse, güzellikleri, doğrulukları paylaşarak pekâlâ hedefe yürüyebiliriz!
Tabii ki düzen içinde,” kendi çıkarlarını önde tutan, rant peşinde koşan,  onu, bunu çekiştiren, karalayan, adamını bulup, başkalarının hakkına sarkanlar” olacaktır!
Önemli olan,em,” hedefe doğru,düzgün in adımlarla” yürümektir..
Şöyle geriye baktığınızda, emin olunuz ki, elinize aldığınız Bizim Sakarya gazetesinin ilkeleri, hedefleri bellidir ve yazdıkları da ortadadır..
“Sahibinin sesi”  konumuna düşmeyen,” halkın menfaatlerini, çıkarlarını, ülkenin birlik ve dirliğini , tarafsız, objektif” bir şekilde önde tutan Bizim Sakarya Ailesi, Sakarya’ya daha büyük hizmetler verecektir..
Bir kere “çok seslilik” demokrasinin gereği, demokratik düzenin vazgeçilmezidir..

ADNAN YÜKSEL VE ARKADAŞLARI
İşte Adnan Yüksel ve arkadaşları yayınları, bilgilendirmeleri, yan ürünleri ile medya havuzundan hakkına düşeni almak için, yayın politikalarının gereğini yerine getiriyor..
Bu kısa dönemde, bende Sevgili Adnan Yüksel’e katkı yaptım, çalışmalarına katıldım, ziyaretlerde birlikte olduk..
Sakarya’nın büyük bir potansiyeli var..
“İş adamları, sivil örgütleri, resmi kurum ve kuruluşları, üniversite ve okulları, eğitim görmüş aydın kadroları, renkli ofset gazeteciliğiyle, yetişmiş insan gücü, spor camiası ve esnafıyla, insanıyla”, Sakarya artık 1 Milyon 300 Binlik nüfusu ile büyük bir kent olma yolundadır..
Üzülerek ifade edeyim ki, Sakarya bu potansiyelini iyi kullanamıyor, pazarlayamıyor, birlikteliğini en iyi şekilde sergileyemiyor!
Bu yapı içinde, “hala atıl kalmış, kendi doğruları içinde hareket eden, etliye, sütlüye karışmayan, bir kenarda kendi gemisini yüzdürmeye çalışanlar” çok!?

BU KENTİN IŞIKLARI?
Mesela, “bu kentte büyük marketler var, AVM’ler var, büyük sanayi kurum ve kuruluşları, Sakarya’da ihale kazanan ve çalışmalar içinde olan, yatırım projelerini gerçekleştirenlerin, basın ile bütünleşmesine”, bu üç ay zarfında hiç tanıklık etmedim..
Yani , bu kesimin “basına” hiç mi ihtiyacı yok?
Bu kesim, “basın denilen bir olgudan”  hiç mi haberdar değil ?
Bu kesimi, “bu kentin sorunları, çözüm önerileri, geleceği” hiç mi ilgilendirmiyor?
Bu kesim,” hep bu kentten bir şeyler alma, götürme derdin de, daha ne kadar olacak, bu bozuk düzen” daha ne kadar devam edecek?
Keşke, bu yazdıklarımı Sakarya Gazeteciler Cemiyeti, Birliği ve diğer sivil örgütler ile üniversite kurum ve kuruluşları irdelese?
Nerede beyim?
Ama bunları konuşanlar olduğunu, bu kesimin sesinin basında sık, sık yankılandığını görmek, bizi gelecek adına mutlu ediyor..
Demek ki, “bu kentin sorunları, çözüm önerileri ve geleceğe yürümek konusunda akil insanları,  bu kente kafa patlatanları olduğunu bilmek”, bizi rahatlatıyor..

MUTLAKA EMPATİ GEREKLİ!
Bu sesi, siyaset içinde de yankılandıranların olması çok önemli..
Ama bir şey eksik gidiyor işte?
Yukarıda bu eksiğe işaret ettim!..
Bugün basın sektörü açısından, bu değerlendirmeleri yapıyorum..
Eğer basın sektörü, “kendi içinde empati yapmazsa, imkan ve kabiliyetleri irdelemezse, bazı konferans ve paneller ile kentin sorunlarını, çözüm önerilerini masaya yatırmazsa, bunu başkalarından bekler konumda bir Sakarya” bir yere varamaz!?
Yani hedef” iyi ve etkili gazete çıkarmak” olmalıdır!
İyi gazete, “iyi bir sermaye ve iyi kadrolar” ile çıkarılır!
Bunlardan mahrumsanız, daha baştan biat kültürü içinde, “tamam efendim, olur efendim, kopyalayıp yapıştıralım, siz bize gönderiniz” ezikliği içinde, “doğru, ilkeli, tarafsız, objektif, insanımıza hizmet eden bir gazete” hazırlayamazsınız ve düzene hizmet edersiniz!
İşte bugün gelinen nokta burasıdır!

KARALAYARAK, ÇEKİŞTİREREK BU OLMAZ!
“Efendim biz çok satıyoruz, az satıyoruz” tartışması beyhudedir!
Bu yöndeki karalamalar ise, kabul edilemezdir!
Önemli olan Sakarya’da gazete çıkarmak değil,  çıkarılan gazete ile bu topluma mal olmak, bir fikri, hür bir irade ile yansıtmak ve  doğru, tarafsız, objektif bir gazete çıkarabilmektir..
Bunu halkla bütünleşmeden, diğer kurum ve kuruluşların desteğini, katkısını almadan,  farkındalık yaratmadan yapamazsınız!
Önce Sakarya basını , bunları oturup konuşmalı, bulunduğu konumu, geleceği, içinde bulunan güçlükleri aşma konusunda gereğini yapmalıdır..
“Bu sessiz kalma, kayıtsız olma, görmeme,  duymama, umursamama,  canım bize ne, vatanı biz mi kurtaracağız, bize mi kaldı..” türünden anlayışları ile başarılamaz!
Nitekim, bu sektörün içine yeni girenlerin, nasıl da tabanlarını yağlayarak kaçtıklarına hepimiz tanıklık etmedik mi?
“Acaba neden diye düşünmek, irdelemek” gerekmez mi?
Sağlık ve  afiyetler dilerim.!
Yusuf Cinal yazıyor, 7 Ekim 2021 Perşembe,Brüksel,www.bizimsakarya,com.tr