Sevgili okurlar,
Siyaset platformundaki gelişmeler, “baş döndürse de” çevremizde olup bitenlere, elbette kayıtsız kalamayız..
Dikkat ettiniz mi bilmem?
Sakarya’da yayımlanan yerel gazetelerde,”siyasilerin haberleri” yer almıyor?
Acaba neden?
Sizce, bu ayrıntı “önemli” değil mi?
“Önemli” olmaz mı?
“Milletin vekilliğine” soyunanların, adlarını sadece,”sosyal medyadan” öğrenmek yeterli midir?
Durum ciddi ve vahim!

ORTAK KARAR?
“Ciddi” yanı, gazete sahiplerinin böyle bir karar alış olması?
“Vahim” yanı ise, “bu memlekete, bu ülkeye hizmet için yola çıkanların sesi”, neden kısıldı ya?
Sürekli “sansürden”, siyasi iktidarın, “basına  getirdiği yaptırımlardan”, şikayet edenlere, ne oldu ki böyle bir karar aldılar?
“Basın ile ilgili siyasi iktidarın çeşitli tedbirlere, baskı aracı yaptırımlara imza atarken”, Ankara’yı su yolu yapan, Sakaryalı gazete sahipleri ile “siyasete sıcak bakanların arası” neden açıldı ki?
Daha da çok sorular var?
Ama, işin aslı şu?

HİZMET İÇİN YOLA ÇIKANLAR?
“Vatandaşımıza, yöremize hizmet için yola çıkanların”, basını basamak, yani sıçrama tahtası olarak görmesi ve sonra, “basın hizmetlerini umursamaz bir tavır içinde görmeleri, basını, kendi sorunları ile baş başa bırakmaları”, bu kararın alınmasında etken olduğu, bize kadar ulaşan habarler arasında bulunuyor..
Kısacası, “eller cebe” usta?
Ya da Nasreddin Hoca’nın söylediği gibi, “parayı veren düdüğü çalar” misali bir durum bu!
“Yerel basın tarafından oluşturulan havuza, gerekli tanıtım ücretini ödeyen, tüm gazetelerde kendini tanıtma, meramını anlatma ve aday olma gerekçelerini, hizmet anlayışını”, anlatma imkanı  bulacak..
Bu arada, “kurunun yanında yaşın da, ataşe atıldığını söyleyenler”, haksız değiller?

AÇIK KAPI VAR?
“Bundan önceki dönemlerde, Sakarya’dan milletvekili olanların, yarattığı imajın kurbanı olan, yeni milletvekili aday adayları, şimdi böyle bir imkandan, böyle bir propaganda avantajından” mahrum kaldılar!
Bedava reklamlara son!
Ama, yine de açık bir kapı var?
“Parayı veren, gazetelerde kendini tanıtma, derdini anlatma, fikir ve düşüncelerini paylaşma fırsatını” bulacaklar..
Bu konuda, gazetelerde de rahatsızlık yok değil!?
Eskiden, gazetelerdeki,” bir dostunu, ahbabını bulanlar, kendilerini bedavadan” tanıtabiliyorlardı..
Şu hale bakınız, “adamını bulan” diyoruz?
Bir Türkiye gerçeği bu,” adamını bulmak” ve kapalı kapıları açmak!

YAZ DOSTUM?
Merhum sanatçımız Barış Manço, hep ”yaz dostum derdi” ya?
Şimdi, “aday adaylarını yazacak dostların, ahbapların, yakınların, eli kolu da”, bu şekilde bağlandı..
Buraya kadar, işin aslını, özünü anladınız sanırım..
Peki, gazete sahipleri haksız mı?
Haksız olurlar mı?
“Ülkeyi kasıp kavuran, bu hayat pahalılığında, bir çalışanın maliyeti, elektrik, kağıt, boya, baskı, habere ulaşmadaki eder, toplam olarak, size bir maliyet” yüklüyor..
Bunu kim, görmezden gelebilir ki?
Bu konuda, sıkıntı öyle büyük ki, artan maliyetler nedeni ile bazı gazetelerin, halen Sosyal Sigortalar kurumuna borçları sözkonusu?
Ödeyemiyorlar?
Nasıl ödesinler?
Hergün değişen maliyetlere, nasıl dayansınlar?

ADAMINI BULANLAR ZORDA?
Sadece resmi ilan gelirleri ile ayakta durmaya çalışan gazetelere, belediyeler dışında, reklam veren de yok?
Yani, “Sakarya iş dünyasının, bayramdan, bayrama ilanları da, bu işin üstesinden gelinmesine”, katkı sunmuyor!..
Burada, bu noktada da,”ahbap-çavuş ilişkisi” öne çıkıyor ve asıl ilanı alması gerekenler, “bu reklam pastasından” hakkını alamıyor!
Burada da, “adamını bilmek, bulmak, dostluk, yakınlık, siyasi nedenler..” gibi anlayışlar, hakim unsur olarak, öne çıkıyor!..
“Gazetelerde, Sakarya’dan milletvekili aday adaylarının resimlerini, haberlerini neden göremediğimizi”, anladınız değil mi?

PARAYA VEREN, DÜDÜĞÜ ÇALAR!
Burada bir gerçeğin de altını çizmemiz gerek..
Evet, “parası olan, adamını bulan, kendine güvenenler kadar, bir başka, yani milletvekilliği dışında bir beklenti içinde olanlar”, bu süreçte aday, adayı oluyorlar..
Ya, “parası olmayanlar, böyle bir bütçesi bulanmayanlara”, haksızlık yapmıyor muyuz?
Yukarıda ifade ettiğim gibi “ kurunun yanında, yaşın da ateşe atılması”, bu olsa gerek?
Öyleyse, Nasreddin Hoca’nın söylediği gibi, parayı veren düdüğü çalar!
Siyasiler, “bakalım bu engeli” nasıl aşacaklar?
Önceki gün, “Sakarya Ticaret Odası salonlarında”, çiftçilerimiz buluştu..
Önemli ve kayda değer bir toplantı idi..

HAKKI TESLİM ETMEK GEREK?
Çiftçilerin konuğu olan basın mensupları, resmi erkan dışında siyasilerin çokluğu da, gözden kaçmadı..
Vallahi, “siyasilerimiz her fırsatı değerlendirmeye, büyük özen gösterip”, zamanı iyi değerlendiriyorlar..
Bakalım önümüzdeki günlerde, bu manada ne gibi gelişmelere tanıklık edeceğiz?..
Gerçek şu ki, “basının hakkını teslim etmek” gerek!
Siyasilerin, “basın olmadan seslerini duyurmalarına imkan olmadığı gibi, bir yanlarının da eksik olacağı” şüphesizdir..
Destek isteyenler, ilgi bekleyenler, karşı tarafın da isteklerini görmezden gelemezeler!?
Basın, onun için dördüncü kuvvettir..
Bilenlere tabii!
Yusuf Cinal yazıyor, 22 Mart 2023