Tiyatro, sinema, televizyon dizisi gibi sanat dallarında rol alan sanatçıların genel ismi oyuncudur. Bu kişiler, işleri gereği her kılığa girmek, her kimliğe bürünmek durumundadırlar. Senaryo gereği kendilerine verilen rolleri, en iyi şekilde yapmak için çalışırlar. Kabiliyetleri oranında başarı kazanırlar. Bu başarı oranında da para ve şöhret sahibi olurlar. Bazıları bu başarıları karşılığı ulusal veya uluslararası yapılan yarışmalarda ödül alırlar. Yüzlerce yerli ve yabacı yarışma veya festival mevcuttur. Oscar Akademi Ödül Festivali, Berlin ve Cannes Film Festivalleri Uluslararası çapta, İstanbul Film Festivali, Altın Portakal ve Altın Koza Film Festivalleri ise Ulusal çapta, örnek verebileceğimiz bilinen yarışmalardır. Bu yarışmalarda öncelikle oyunculara ve senaryolara olmak üzere, çeşitli dallarda ödüller verilir.

Oyuncu, senaryo gereği iyi adamı oynadığı gibi, başka bir oyunda kötü adamda olabilir. Bir komedide başrol oynayan oyuncuyu, bir dramda da başrol oynarken görebilirsiniz. Bir televizyon dizisinde Natocu Ekrem rolü ile vatan hainini canlandıran oyuncu, başka bir dizide istihbarat başkanını canlandırarak vatan kahramanı olarak karşımıza çıkabilir. Baştan da söylediğimiz gibi, bu durum işleri gereğidir. Sahne veya senaryo icabıdır.

Gerçek hayatta ise durum bambaşkadır. Adı üzerinde hayat ve gerçekler üzerinden rol yapılamaz, yapılmamalıdır. Özellikle Ülkeleri yönetenler ve siyasetçiler gerçek olmalıdır. Söyledikleri ile yaptıkları, yaşadıkları ile yaşattıkları oyuncular gibi senaryo gereği olmamalıdır. Aksi durumda, kendilerine yazılan senaryoya uygun rol yaparak, kendilerini seçen toplumlara değil, çıkarlarına uygun senaryo yazan güçlerin hizmetinde olurlar.

Yaşadığımız 21. yüzyıl hızlı bir değişim ve dönüşüm zamanıdır. Dünya tarihinde hiçbir zaman dilimi, bilim ve teknolojide ’ki gelişmeler sonucu, bu kadar hızlı değişim yaşamamıştır. Bu durum daha da hızlanarak devam edecektir. Bilim ve teknolojiye önem vererek çağa ayak uydurabilenler hayatlarını devam ettirebilecekler, uyamayanlar yok olacaklardır. İşte bu noktada Dünyayı yönetmek, dünya nimetlerinde en çok payı almak isteyenler devreye giriyor. Hedefleri gereği emperyalist, dolayısıyla sömürgeci olan bu güçler Uluslararası Şirketlerdir. Bugün ülkelerin birçoğunu politikacılar vasıtası ile bu güçler yönetmektedir. 79 yaşında olan ve konuşurken her an uyuyacak veya düşecek gibi duran ABD Başkanı Biden, gerçekten bir devlet başkanı mı, yoksa bir kukla mıdır ne dersiniz? Ukrayna’yı bile bile bir felakete sürükleyen Zelenski kimin kuklasıdır? Açıkça söylemek gerekirse çoğu Yahudi asıllı olan Uluslararası Şirketlerin kuklasıdır. Son günlerde Ortadoğu’da değişen politik duruşlara bakarsınız, kuklaların ve kuklacıların neler yaptıklarını daha net görürsünüz. Mısır, Fas, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri Bakanlar seviyesindeki yetkilileri, İsrailli yetkililerle, İsrail de ABD gözetiminde bir araya geldiler. Yeni Dünya Düzeni kuruluyor. Ortadoğu’daki kuklalar yeni rollerini kapıyorlar.

Mevlâna 13. yüzyılda ‘‘YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL’’ demiş. Bizim toplumumuzun en çok ihtiyacı olan insan tipi, yönetici tipi tamda budur. Yöneticilerimiz gerçek, dürüst ve samimi olmalıdır. Gerçi şarklı politikacıların çoğundan bunu beklemek zordur. Olduğu gibi görünseler çok çirkin görünürler, göründüğü gibi olmak yorucudur, kolay kazanmayı tercih ederler. Etrafımıza şöyle bir bakalım, kaç tane Mevlâna’nın ölçülerine uygun insan bulabilirsiniz. Oyuncuya sahnede, perdede ihtiyacımız var, yönetimde, politikada değil. Olduğu gibi görünmeyen veya göründüğü gibi olmayan yönetici, politikacı bulunduğu topluma oyun oynar, hem de çirkin oyunlar oynar. Sürekli fikirleri, duruşları, dostlar ve düşmanları değişir. Kendilerine, zamanında yüz sürdükleri için mevki, makam bağışlayanların kuklası olurlar. Aklını kullanmayan insanların çoğunlukta olduğu toplumlar, bunların peşinden sürüklenirler. Sonuç yoksulluk, mutsuzluk, ezilmek, sömürülmek, kimliğini kişiliğini en nihayetinde de devletini ve hürriyetini kaybetmektir.

Tanrı bizi OLDUĞU GİBİ GÖRÜNMEYEN VEYA GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLMAYAN yöneticilerden, politikacılardan korusun.

Yer gelmişken ‘‘KAVİMLER LAYIK OLDUĞU ŞEKİLDE YÖNETİLİR’’ Hadisini de hatırlatmakta fayda var. Tanrı akıl vermiş, kullan layığını sen bul. Yoksa adama yağsız yemek tarif ederler, ucuz et için dana kestirirler, ucuz gaz için kuru fasulye yedirirler, daha neler neler yaptırırlar fark etmezsin, bedava çay içiyorum zannedersin, belki de keyiflenirsin. Bunların yaptığı rolün, kaptıkları rol olduğunu bilemezsin.

Sağlıklı günler dileğiyle…