Sevgili okurlar,
Birçok suça bulaşmış bir şoförü, ekmek yediği teknenin başına geçiren zihniyetin sebep olduğu bu “ cinsel saldırı” öyle hafife alınacak bir konu değildir.
Bu kentin, bu kentte yaşayanların itibarını yerlere düşüren, Sakarya imajına kara bir leke çalan bu zihniyete ve bu zihniyette olanlara “dur” demek, hepimizin görevidir..
Nihayet beklediğim tepkiler, art arda gelmeye başladı.
Özellikle Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım’ın,” bu iğrenç sabığın tutuklanmasından sonra, minübüsün de trafikten men edilmesi, ibreti alem için” yerinde bir karardır..
“Bu sapık, iğrenç eşkiya ruhuna karşı topyekün birleşmez, hareket etmezsek, yarın bizi başka cinsi sapıklar, köşe başlarında” bekler olur..

KARANLIK GECELER ÜRKÜTMEMELİ?
O zaman sadece, “karanlık bastığında değil, güpegündüz bile sokağa çıkamaz, korkudan evlere kapanır” kalırız!..
Bu “eşkiya ruhunun kökü” çok eskilere dayanır biliriz!..
Çanakkale Savaşı ve nihayet İstiklal Mücadelesi sırasında, “savaş kaçkınlarının, dağları mekan tuttuğu, yolları kestiği dönemlerde işlediği suçlar”, ister istemez akla geliyor..
“Kadınları dağa kaldıran, masum insanların alınteri ürünlerini göz diken, hayvanatına el koyan, namusuna el atan bu zihniyeti” hep beraber tepelememiz gerek..
Bunu,” insanı değerler için olduğu kadar, ülkemizin, kentimizin geleceği” için de yapmalıyız..
Madem ki, Sakarya bir Üniversite kenti..
Bu kente çalışmak için gelen akademisyenler, memurlar ve en önemlisi öğrencileri kollamamız, el üstünde tutmamız gerekmez mi?..

BU KENTİN MİSAFİRLERİ?
Bu kente misafir olarak gelenlerin, hoş bir ortamda çalışmalarını sağlamak, eğitim görmelerine imkan tanımak gibi bir mecburiyetimiz olduğu bilinmiyor mu?
“Sakarya bir eğitim kenti, bir üniversite kenti olacaksa”, hep beraber bu konuda yapılması gerekenleri yapmalıyız!..
Bu cinsi sapık bağlamında, “öğrencileri, fuhuşun bir parçası olarak gören zihniyetleri de unutmamak” önde gelen görevlerimizden olmalıdır..
Öğrencilerin yollarını gözleyen, onlara sarkan, onları taciz edenlerin varlığını bilmeyen mi var?
Bu alanlar, sık denetlenmeli, kolluk güçlerimizin çaydırıcılığı her alanda etkisini göstermelidir..
Kaldı ki, bu yolda Valimiz Çetin Oktay Kaldırım’ın açıklama ve direktifleri, gelecek endişe ve kaygılarımızı dağıtıyor..

ÜZÜNTÜ KAYNAĞIMIZ

Bu bağlamda Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın açıklaması yüreklerimize su serpiyor..
Yapılan açıklamada;”Geçtiğimiz günlerde meydana gelen ve genç bir evladımızın yaşadığı hadise hepimizi derinden yaraladı.
Barış ve huzur coğrafyası, kardeşlik ikliminin hâkim olduğu şehrimizde yaşanan bu olaydan büyük üzüntü duyuyor, şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi olarak yaşanan hadisenin sonuna kadar takipçisi olacağımızın bilinmesini isteriz. Genç kardeşimizin ve ailesinin yanındayız.

KONUNUN TAKİPÇİSİYİZ!
Hukuki süreci de yakından takip edeceğiz.
Biz; şehrimizin adını böyle hadiselerle kirletmeye çalışan, zihin dünyası karanlık kişilere fırsat vermeyecek, bir ve beraber olarak yaraları saracağız.
Kendini bilmez bir kişinin işlediği bu suç şahsidir. Hepimizi derinden yaralayan bu elim hadise karşısında her bir hemşerimizin aynı duyguları hissettiği gibi, emektar minibüsçü esnafının da büyük üzüntü duyduğunu biliyoruz.
Başta genç kardeşimizin ve ailesinin üzüntüsünü paylaşıyor, yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz"
denildi.(Bzim Sakarya Gazetesi/2/12/2022)
Şüphesiz, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce ve ekibinden, bu manada toplu taşıma araçlarında, ilçe bağlantılarında ve  kent içi alanlarda daha etkin  kontroller yapılması, bu cinsi sapık zihniyete geçit vermeyecektir..

KADIN PLATFORMLARI
Öte yandan CHP İl Kadın Kolları Başkanı Azize Çeroğlu ve arkadaşları tarafından konuya tepki gösterilmesi ve bir açıklama yapılması da çok önemlidir..
Yapılan açıklamada,” CHP İl Kadın Kolları Başkanı Azize Çeroğlu tarafından yapılan açıklamada; “İki günden beri yerelde ve sonrasında ülke gündeminde yer alan ve şehrin merkezinde yaşanan kadın istismarı ve şiddeti yine yüreklerimizi dağladı” denilerek, konu hassayiti gündeme taşındı..
Tamda tüm dünyada “kadına yönelik şiddeti, taciz ve cinsel suçları” konuştuğumuz şu günlerde, Sakarya’da böyle üzücü bir olayın gündeme gelmesi son derece manidardır..
İşte,” kadını eksik etek, sırtından sıpasının eksik edilmemesini, çocuk doğurma kariyer sahibi ve şer gelişmelerin müsebbibi olarak gösteren zihniyetlere de” bu bağlamda gereken uyarıları yapmak, hadlerini bildirmek görevimizdir..

YARATILMIŞI SEVERİZ DE?
Kadınlar ile erkekler,” eşit, hak, hukuk temelinde” bu ülkenin saygın bireyleridir..
Kimsenin, kimseye üstünlüğü yoktur!
Kadını toplumdan dışlamak, ötekileştirmek, erkeklerden ayrı tutmak, şeytani düşüncelerin kaynağı gibi göstermek kisenin haddi değildir..
Madem ki, o dilimize doladığımız “yaratılmışı severiz, yaratandan ötürü” anlayışını havada bırakacak açıklamalardan, yaklaşımlardan kaçınmalıyız!
Bu arada Sakarya Kadın Platformu, Sakarya Otomobilciler Odası, Sakarya Minibüscüler Odası başkanlarının da yaptığı açıklamalar,bu manada kıymete değerdir..

KADINA YÖNELİK ŞİDDET?
Yazımı,CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 25 Kasım Kadına Şiddet ile Mücadele Haftası dolayısıyla,yayınladığı mesajı ile bitirmek istiyorum..
“Kadına yönelik şiddetin bir “veri” olarak algılandığı günümüzde, toplumların öncelikli mücadelesi, şiddet, ayrımcılık ve ötekileştirmenin son bulması olmalıdır. Ülkemizde kadınlara yönelik şiddetin arttığını üzülerek görüyoruz. Her yıl on binlerce kadın, erkek egemen anlayışın ürettiği fiziki ve psikolojik şiddete maruz kalıyor; yüzlerce kadın bu sistemli şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor.

ÖZGÜRLÜK TALEPLERİ?
Üstelik kadınların eşitlik, özgürlük taleplerine dönük bu şiddet, bizzat Saray İktidarının uygulamalarından güç alıyor. Oysa, başta yaşam hakkı olmak üzere, tüm kadın hakkı ihlallerine karşı olmak hepimizin ortak görevidir.
Hedefimiz, II. Yüzyıla Çağrı Beyannamemizde söz verdiğimiz gibi, “Kadın – Erkek fırsat eşitliğini sağlayarak, kadına yönelik şiddetin önlenmesini, öncelikli bir devlet politikası haline getirmektir.” Şiddeti destekleyen anlayışa karşı “sıfır tolerans” ilkesiyle yürütülecek bu mücadele sayesinde, inanıyorum ki, kadınların hayatın her alanında güçlü ve etkin olduğu bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nün farkındalığı artırmasını, mücadeleye güç katmasını diliyorum.”
Temennimiz, “bu çağdışı, bağnaz, tutucu cinsi sapık düşüncedekilerin ıslahı ve hem aile, hem toplum ortamına kazandırılmasıdır!
Kadınlar annemizdir, bacımızdır, ailemizin, toplumumuzun temel direğidir..
İnşallah bu son olur!
Onlara uzanan eller kırılsın!
Yusuf Cinal yazıyor, 3 Aralık 2022 Brüksel