SEÇİMLERİN ilk turunu geride bıraktık. 28 Mayıs’ta şu anki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçtaroğlu yarışacak.
Dileğimiz, bu ikinci tur seçimlerinin hayırlısı ve hakkaniyetli bir şekilde sonuçlanması ve seçilecek olan 13. Cumhurbaşkanı’nın Türk Devleti’ne adil bir şekilde başkanlık yapmasıdır.
Gelelim muhalefete…
Önce Kemal Kılıçtaroğlu ile başlayalım… Hatırlarsanız, özellikle genç kesim ve Z Kuşağı dediğimiz ilk kez oy kullanacak olan kitle Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’a daha sempati ile bakıyordu.
Hatta Meral Akşener, bu iki başkandan birinin Millet İttifakı’nın adayı olması yönünde büyük çaba göstermişti. Fakat olmadı…
O zamanlar yapılan kamuoyu araştırmalarında iki başkan da Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 puan önünde görünüyordu…
Bu yüzden 6’lı masada bir çatlak oluştu. Bu yüzden Meral Akşener, 24 saatliğine de olsa o masayı terk etti.
Terk etti de ne oldu?
O zamana kadar %15’lerde görünen İYİ parti taraftarları, nedense seçimlerde %10’lara kadar düştü. Bu masayı ani terk ediş Meral Akşener’in tarihi bir hatasıydı; dökülen su kapını doldurmadı…
Akşener’in tarihi hatalarına biraz sonra döneceğim…
KILIÇTAROĞLU, BU NE HIRS?
Bilindiği gibi Kemal Kılıçtaroğlu, AK Parti yönetimine karşı en çok seçim kaybeden lider olarak biliniyor. Dolayısıyla yalnızca CHP seçmeninde değil, bileşenlerinde de Kılıçtaroğlu ismine karşı bir güvensizlik oluşmuş durumda.
İkinci bir, gereksiz neden ise etnik köken…
Maalesef ve maalesef ki, bizim aşırı dinci halkımız insanları dini inançlarına göre değerlendiriyor. En kaba tabiriyle; “Bu olmaz! Bu bizden değil!” gibi hiç de insancıl olmayan yaklaşımlar sergiliyor…
Aslında, bu ülkeye İstiklal Marşı’nı kazandıran merhum Mehmet Akif Ersoy bir Arnavut… Biz onu, milli duygularımıza tavan yaptırdığı için çok sevdik…
Bu ülke için canını veren çok sayıda Ermeni, Rum ve Süryani vatandaşlar var. Bu asırda, bu çağda insanları böylesine yaralayıcı bir şekilde etnisiteye dayalı olarak ayrıştırmak yanlıştır.
Fakat Kılıçtaroğlu’ndaki bu kadar hırs nerden kaynaklanıyor? Burada Millet İttifakı’nın kazanması mı, yoksa Kemal Kılıçtaroğlu’nun kazanması mı önemli?
Bence, Millet İttifakı’nın oybirliği ile kazandıracağı adayın o makama oturması daha önemlidir.
Söz konusu Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e dönmekse, gerisi teferruat olmalıdır.
Geçiniz…
GELELİM MERAL AKŞENER’E!
Biliyorsunuz, 25 Ekim 2017’de MHP’den ayrılıp İYİ Parti’yi kurduklarında, Meral Akşener’le birlikte Prof.Ümit Özdağ, Prof. Özcan Yeniçeri, Prof. Yusuf Hallaçoğlu ve Sinan Oğan da vardı.
Daha sonra ne olduysa, bu isimler bir bir koptu İYİ Parti’den… Her biri ayrı ayrı yollara düştü… Mesela, MHP’de büyük bir ağırlığı olan Oktay Vural da İYİ Parti’ye kazandırabilirdi.
Gördüğünüz gibi ekran yüzleri ve parlak bir kariyerleri olan 3 profesör vardı İYİ Parti’nin kuruluşunda… Pekiyi şimdi neredeler?
Yeryüzünde hiç kimse tek başına fazla bir şey ifade etmez! Yanındaki kıymetli ve eğitimli insanlarla bir güç ve cazibe merkezi oluşur…
Pekiyi Meral Hanım, nerede bu değerli akademisyenler?
Neden onların İYİ Parti’den kopmalarına rıza gösterdin?
Eğer bir partinin liderliğine soyunacaksan, 40 tilkiyi aynı odaya toplayacaksın; lakin hiçbirinin kuyruğunu birbirlerine değdirmeyeceksin! Bu bir yetenek işidir ve sen bunu başaramadın…
İYİ Parti’nin birçok değerli isminin ayrılmasına göz yumdun! Ve ne yazık ki, kopuşlar daha sonra da devam etti; Yavuz Ağırailoğlu gibi… Anlık bir hırs yüzünden pasifize edilen Lütfü Türkkan gibi…
İYİ Parti, yüzde 15’lerden, yüzde 10’lara neden düştü sanıyorsun?
Daha önce İYİ Parti’den istifa ettin; sonra geri döndün…
Sonra Altılı Masa’dan ayrıldın; tekrar geri döndün…
Artık bu gereksiz istifaları ve düşünmeden yapılan fevri hareketlere bir son versen diyorum…
MUHALEFET ALTERNATİF OLUŞTURAMADI
Ve geride kalan mitinglere, toplantıları ve buralarda söylenen sözlere, vaatlere bakıyorum… Muhalefetin 6 adayı da durmadan kendini tekrarladı. Yahu arkadaşlar, koskoca partilerin genel başkanlarısınız; başka söyleyecek sözünüz yok mu bu ülke için?
Meral Akşener, tutturmuş; “Yok efendim, biz erkek erkeğe evliliğe rıza gösterecekmişiz, yok efendim erkekle hayvanın evliliğine izin verecekmişiz… İnsanları böyle kandırıyorlar” söylemini dillendirmeye…
Tamam anladık… Hükümet kanadı bu yalanı lanse edebilir. Ancak bunu bir mitingde yalanlarsınız ama yaptığınız tüm mitinglerde aynı söylemde bulunmazsınız. Çünkü insanlar televizyonları başında sizleri izliyor ve yapılan tekrarların çok iyi farkında…
Bu ülkenin yönetimine talipseniz, çok daha hayati konularla gelin insanların karşısına! Yoksa ne acı ki, 6 bileşenli Millet İttifakı da olsanız, %45’in bile gerisinde kalırsınız! Dost acı söyler, ama doğru söyler!
……………………………….
ANLAMLI SÖZ:
“Ya susmak, ya da suskunluktan daha kıymetli bir söz söylemek gerekir…”
Pisagor
…………………………………