Sevgili okurlar,
Dünyayı kasıp, kavuran Korona (Covid-19) illeti ile mücadelede, sadece aşılama çare değil?
Evet,yetkililerimiz, ilgili bakanlıklar bas bas bağırıyor, “ Maske-Mesafe-Hijyen” diye!
Bu sese çoğunluk ses verdi, veriyor..
Ya diğer kesim?
Diğer kesimden kastım, aşı olmayanlar ve aşı karşıtlığına soyunanlar!
Bunca doktor, bunca akademisyen, bunca devlet adamı, bunca aile bireyleri çağrıya uyarak, aylarca evden çıkmadılar, çağrılara kulak vererek, başkalarının hayatını tehlikeye atmadılar..
Aşılama ise bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gerçekleştirildi..
Evet,aşılarla ilgili çeşitli polemikler yaşandı, fakat sonunda diğer aşılarda geldi..Kendi aşımızda sırada..
Şimdi mazerete başvurmanın zamanı değil?
İnsanlar patır,patır korona illetinden ölüme gidiyor!
Kimsenin garantisi yok!
Hatta aşı olanlardan bile, hayatlarını kaybedenler var!
Özellikle, sağlık sorunu yaşayanların aşı olması,kendi sağlıkları açısından çok önemli..
Şu sıralarda,aile bireylerinde görülen korona vakası nedeni ile karantinada kalanların sayısı bir haylı yüksek..

KURAL-MURAL DİNLEYEN YOK!
Sakarya’da korona hastalığı tekrar tırmanışa geçti..
Okulların açılması, yüz yüze eğitimin başlaması kadar,sokak,cadde ve kahvehanelerde kurallara uyan da yok!
Maske bile umursanmıyor!
Ellerini desenfekte edenlerin sayısı da bir o kadar az!
Böyle olunca, hastalığın yeni bir boyut kazanması ve yakalananların bu durum hayatlarına mal olması kaçınılmaz!
Son olarak tanıdıklarımız arasında yer alan Akyazı Ağaç İşleri Derneği eski Başkanı ve spor yöneticisi büyüğümüz Rıfat Yalçın’ı kaybettik!
Hayatlarını kaybeden çok vatandaşımız var!
Lütfen uyarıları dikkate alalım, yapılan testlere itibar edelim!
Bu test konusunda da kafalar karışık?
Test sonuçlarına da güvenenlerin sayısı da oldukça az!
Bir kere hastalık ile mücadelede test çok önemli bir bulgu..
Eğer,halktaki güvensizlik doğruysa vay halimize!
İnsan sağlığının şakaya gelir yanı yok!
Yetkililer,bu testlerin güvenli, emin bir şekilde yapılmasını sağlamalıdır..
İnsanları boşu, boşuna karantinalarda tutmanın alemi yok!
Aşı olmayanları da ikna etmeliyiz!
Yaşamak güzel, hayata tutunmak için hep beraber kurallara uymalıyız!
Zira bu işin başka yolu yok!
Hastalık nedeni ile hayatlarını kaybedenlere  gani, gani rahmetler dileriz!
Hastane kapılarında şifa arayanlara ise Mevla’m şifalar versin!

UYUŞTURUCUYA DİKKAT!
Sakarya’nın bir başka baş belası ise uyuşturucu kullanımındaki sayının artması ve bu manada hayatını kaybedenler arasında gençlerin olmasıdır..
Başta Emniyet teşkilatı, jandarma bu konuda gerekli araştırma,soruşturma ve operasyonlar gerçekleştiriyor..
Bu yeterli mi?
Elbette hayır!
Başta sivil örgütlere, okul yöneticilerine, öğretmenlere, aile bireylerine büyük görev ve sorumluluklar düşüyor.
Evlatlarımızı bu illetten korumalıyız!
Onları kötü orkadaşlarından ve kötü alışkanlıklardan alı-koymalıyız!
Artık gençler,köşe bucak kaçmıyor ve birlikte bir köşeye çekilerek, sözde keyif çatmak için uyuşturucu kullanıyor..
Birbirlerinden cesaret alanlar,  gençlere kötü örnek oluyor ve tertemiz gençleri bu bataklığa çekmek için fırsat kolluyorlar!
Son yıllarda sentetik uyuşturucu kullananların sayısı da bir hayli arttı!
Bilhassa “bonzai” türündeki uyuşturuculara, haplarda eklendi..
Piyasada kolay bulunan ve gençleri tuzağa düşürenlere fırsat vermemek için artık gerekeni yapmalıyız..
Geç kalmadan evlatlarımızı bu illet bağımlılıktan kurtarmalı ve torbacılara yek etmemeliyiz!
Unutmayanız, bu konuda yapacak çok şeyimiz var..
Uyuşturucu bağımlılığının tedavisi de oldukça zor!
Gençleri bu konuda bilgilendirmeli ve onları bu bataklıktan çekip almalıyız!
Nemelazımcı duruş, gençlerimizi daha da bataklığa saplayacaktır..
Gelin onlara birlikte sahip çıkalım!

TARIM ALANLARI YOK OLUYOR!
Anavatan partisi saflarında siyasete atılan,sonra kendisini CHP saflarında milletvekili bulan  Serdivan Aralık köyü halkından genç iş insanı Faik Tunay’a,sevgili dostum Şaban Mergül ile konuk olduk..
Hoş bir Cumartesi sabahında koyu bir sohbete daldık..
Günlerinin bir bölümünü İstanbul’da,bir bölümünü de Sakarya’da geçiren Faik Tunay,özellikle çiftliklerinde kaygılı,endişeli değerlendirmelerde bulundu..
Serdivan AVM çevresindeki yapılaşmanın Yazlık, Aralık ve Kazımpaşa’nın ovalarını tehdit ettiğini, büyük inşaat şirketlerinin buralardan toprak satın almak için fırsat kulladıklarına dikkat çekerek, “ Biz direniyoruz ama, ya komşularımız, köylülerimiz, onlar teslim olmaya başladılar..
Komşularımız için söyleyeceğimiz bir kelime yok! Çok haklılar,geçim derdinde,birkaç dönüm arazi satarak,birkaç daire sahibi olmak işlerine geliyor..Böylece tarım alanları bir bir yok oluyor, elden çıkıyor..Bunun önüne mutlaka geçilmeli..Biz beşinci nesil olarak buna direniyoruz,ama gidaşat endişe verici”diyerek, tarım alanlarının mutlaka korunmasını ve  bu verimli toprakların imar dışında tutulmasını istedi..

VERİMLİ TOPRAKLARA SAHİP ÇIKALIM!
Ne kadar haklı..
Yılda iki ürün aldığımız bu toprakları da koruyamazsak, kentleşmeyi ovaya doğru yayaraksak,yarın birçok tarım ürününü dışarıdan almak zorunda kalacağımız aşikardır..
Lütfen bu sese kulak verelim!
Bu münbit, bu verimli topraklara sahip çıkalım..
Bölgede süt ineği besleyenlerin sayısı da gittikçe azaldı..

Çiftçilik yapanların sayısı zaten gittikçe azalıyor!
“Betona yatırım” yerine lütfen “tarım ürünlerine, hayvansal ürünlere yatırım” yapalım ve bu alanda yatırım yapanları teşvik edelim, destekleyelim!
Bu konuda kalıcı, etkin politikalara ihtiyaç olduğu aşikar!
Sadece bu alanda değil, Sakarya ovası genelinde olduğu kadar, Pamukova ve Geyve’de de durum farklı değil!.
Bu verimli topraklara sahip çıkalım,bu konuda birliktelik oluşturalım!
Sonra ah,vah demenin kime faydası olur ki?
Yusuf Cinal yazıyor, 27 Eylül 2021 Pazartesi,www.bizimsakarya.com.tr