Sevgili okurlar,
Bugün sizlere “merhaba” derken, elbette bir başka heyecan içinde olduğumu söylememe gerek var mı?
Tam bundan 12 gün önce, birden yazılarıma ara verdim?
Niye mi?
Muhterem eşim Fatma Cinal ile Türkiye’ye seyahat öncesi, Brüksel’de sağ böbreğimden gelen sancılar ile yıkıldım da ondan..
Dayanılmaz sancılar içinde, soluğu Brüksel’in ünlü Saint-Jean Devlet Hastanesinde aldım..
Günlerden Pazar..
Acil servisteyim..
Allah’a şükür, acil servis bugün pek kalabalık değil..
Kızım Selda Marduç(Cinal), hemen giriş işlemlerimi yaptırdı..
Bir odaya alındım, hemen şikayetim üzerine, " ilaç karışık bir ağrı kesici serum" takıldı..
Uzandığım yerde, evde bıraktığım evlatlarım, torunlarım aklıma geldi..
Oysa, onlar bizi uğurlamaya gelmişlerdi..
Daha minik Elif'ime “Küçük Kurbağa” şarkısını bile söylemeden hastaneye kaldırılmakta nereden çıktı?
Serum damlaları, damarlarıma intikal ederken, derin bir rahatlama ile gelen doktora şikayetimi anlatıyorum..
Belli ki, taş düşürüyorum..
Doktor bu, sordukça soruyor!
"Şuran ağrıyor mu, buran nasıl?.."
Tahlil için kan alınıyor, sonra idrar tahlili ve ardından böbreklerin haritası çekiliyor..
Kısaca, "sağ böbreğimdeki küçük ama, sevimsiz taş, tatlı uykuda olduğu yerde", uyanmış!

KÜÇÜK BİR TAŞ AMA?
Operasyona gerek olmayan, küçük bir taş!
Canımı nasılda yakıyor!
Doktorun reçetesi ve tavsiyeleri geliyor..
Bol su içeceksiniz, yürüyecek, hareket edecek ve gıdalara dikkat edeceksiniz!...”
Saat 12.00 sularında girdiğim hastaneden, saat 17,50 gibi çıkıyorum..
İlaçlarım alınıyor, yarın için yolculuk hazırlıkları başlıyor..
Memleketim Sakarya, bizi bekliyor..
Biraz nefes almak, rahatlamak, dinlenmek için ver elini Türkiye!
Evlatlarım, kaçırdığım haberlere bile ,kulak asmıyor!?..
Kendine bak, boş ver dünyanın” hallerini?!
Öyle ya Ruslar, Ukrayna’yı işgal etti mi?
Ukraynalılar, savunma için ne yapıyor?
Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri, İngiltere ne tutum içindeler?
Bu çağda, yani bu yüzyılda, geldiğimiz noktaya bakar mısınız?
Savaş tam tamları” dünyayı sarmış!

KURT, KUZU MASALI!
Tam bir “Kurt ile Kuzu” hikayesi bu!
La Fontaine masallarından, bu dersi öğrenmemiş, çıkarmamış mıydık?..
İlla da, kuzuyu yiyecek olan Kurt’un, mazeretleri bitmek bilmiyordu!.?.
İşte, "Rusya kurt, Ukrayna ise kuzu rolünde" karşımızda!..
Yüzbinlere varan asker, silahları, tankları, topları, uçakları ve balestik füzeleri ile sınırda..
Ne oluyor ,Allah aşkına?
Açıklamalar, gırla gidiyor..
Bir Rusya’dan, bir Ukrayna’dan, bir Amerika’dan, bir Avrupa’dan..
Kimileri, savaş çığırtkanlığında!..
Kimileri itidal!
Türkiye iki arada, bir derede” bu durumdan çok rahatsız..
Ne yardan, ne serden geçebiliyor!..
Her hâlükârda, bu savaşın kaybedeni şimdiden belli!
Yanı başındaki,” Irak ve Suriye talanında”, Türkiye gördüğü zararı, "İstiklal Savaşı’nda" bile görmedi..
Belirsiz savaş süreci”, hala can yakmaya, kan akmaya devam ediyor..
Bir de buna, ”Akdeniz it dalaşı, Libya’da bir başka vekalet savaşı” eklendi!..
Kafkaslarda, Balkanlarda durum hak getire!

YOLCULUK BAŞLASIN?
Büyük terör vurgunu yemiş, "Brüksel’in uluslararası hava alanı Zaventem’de", yolculuk işlemlerimizi yapıyoruz..
Allah vere ki, bu sefer yükümüz hafif..
İki valizin biri , ağzına kadar Brüksel çikolatası ile dolu..
Dostumuz, sevenimiz, arkadaşımız çok..
Yetmez ama, “çam sakızı, çoban armağanı” işte!
Boş gidilir mi?
Yakışır mı?
Adet bu ya?
Yerine getirmek, gerek?
Ağrı kesici haplarımı aldım, işlemler tamam, uçakta yerimizi aldık..
Pandemi dönemi ya, soğuk sandviçlere talim!..
Vallahi ,yenecek gibi değil..

TATİLİN TAM ZAMANI!
"Türk Hava Yolları adına, Anadolu Jet" ile uçuyoruz..
Uçak, hınca, hınç dolu..
Çoğu yabancı..
Türkiye’de, tatilin tam zamanı!..
Bozdur, bozdur harca, harca bitmez eurolu günler!?..
Hatta Fransa ve Hollanda’dan gelip, Brüksel’de anavatan Türkiye’ye uçanlar var..
Aaa, yan koltuk komşumuz, Adapazarlı bir çift..
Ta, Paris’ten gelip, Brüksel’den memlekete uçuyorlar..
Çaybaşı Yeniköy’denmişler..
Muhabbet koyulaşıyor, sancılarımı unutuyorum..
Uçakta bile," Adapazarı’nı, Akyazı’yı konuşmak", ne güzel..
Kıvrım, kıvrım akar ya, Sakarya..
Bekle bizi, güzellikler..
Şimdi, karlıdır tepesi Keremali’nin..
Mandolini ile küçüklere şarkı söyler, eğitimci Kenan Certel..
Haber peşinde koşuşturmalar, bir kahvesinde yorgun çay içimleri..
Boza içmenin, tam vakti..

HARMANLIK BULUŞMALARI?
Sohbetine doyum olur mu, Harmanlık buluşmaları..
Çıka gelse Nedim Kurtiç dostum, saatleri devirsek, laflasak spor üstüne..
Hakemlik ne güzel yakışır, bizim Nazım Aktürk’e..
Memlekete uçmanın, sevinci bile bir başka..
Seni unutur muyum, Doktorum Yaşar Yılmaz..
Az kaldı, buluşmalara..
Hakikatin Peşinde Bir Ömür”, adım, adım memlekete doğru..
Bulutlar üzerinde, hayal kurmalar..
Bizi bekler, Beringenli Dilek ile Vedat..
Alıp götürecekler, bizim ele, bizim eve doğru..
Çoktan, lambası yanıyor, sobası hazır..
Adapazarı Mithatpaşa Mahallesi’ndeki evimiz..
Yazdan kalma, bir sonbahar ayında ayrılmıştık..
Vuslata az kaldı, bekle bizi Sakarya!
Yusuf Cinal, 2 Mart 2022 Adapazarı

ÖNEMLİ NOT

Bu yazıyı yazdığım günler, dünyanın hali buydu ya?
Ne değişti, ne değişmedi, kararı siz veriniz..
Bu yıl da, izin hesapları alt, üst!?
Yine, serde sağlık sorunları var!
Allah büyük ya?
Yarına bakalım!
Yaratan bu, neylerse güzel eyler!
Geçmiş bayramınızı en kalbi duygularım ile kutlarım..
Kitap mı?
Baskıdan çıktı..
Biraz sabır, lütfen!
Yusuf Cinal yazıyor, 20 Haziran 2024