İran, gece boyu İsrail’e hipersonik balistik füzeler gönderdi ama bu füzeler İsrail’i vurdu mu yani hedeflerine ulaştı mı bilmiyoruz.
Füzeler kadar, bütün gece haberler ve yorumlar da uçuştu. Ama çoğunun doğruluğunu teyit edemiyoruz.
Tel Aviv'e göre fırlatılan 200 füzenin çoğunluğu havada imha edildi.
İran’a göre de hedeflerin yüzde 90’nı vuruldu.
Sosyal medya da kaynadı sabaha kadar…
İran büyük bir tiyatro oynuyor füzelerin içi boş deyip patlamamış füze resmi paylaşanlar oldu.
İran’ın İsrail’i füze bombardımanına tutuyor olması bana hiç samimi gelmiyor, İran danışıklı dövüş yapıyor gibi, diyenler oldu.
Bir ara, füze saldırısı başladığında Netenyahu’nun sığınağa kaçış anını gösteren bir video yayınlandı. Seyredenler demek ki saldırı ciddi yorumları yaptılar ama o görüntü iki yıl öncesine aitti.
Bu da gösteriyor ki sosyal medya pek itibar edilecek bir mecra değil.
Dolayısıyla, biz olayın değerlendirmesini işin uzmanından alalım.
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’in değerlendirmesi şöyle;
İran’ın 1 Ekim İsrail saldırısı sonrası bölgesel ve küresel durum değerlendirmem aşağıdaki gibidir: 1.İran’ın saldırılarının İsrail’de özellikle stratejik Nevatim hava üssü başta olmak üzere pek çok askeri hedefte başarılı sonuçlar aldığı anlaşılmaktadır. Gerçekte İran kullandığı hipersonik füzelerle de caydırıcı mesaj vermiştir. İran’ın İsrail’in Gazze ve Lübnan ‘da yaptığının aksine saldırılarında sivil askeri hedef ayrımına dikkat ettiği gözlenmekte.
Diğer yandan İsrail’in bölgede başta ABD olmak üzere müttefiklerinin yardımıyla balistik füzelerin önemli kısmını düşürdüğü de gerçektir. Bu durumda her iki taraf uzun bir süre kendilerinin başarılı olduğunu iddia edecektir. Ancak propaganda savaşında Türkiye gibi NATO ülkelerinde İsrail/ABD propagandasının ABD’den fonlanan haber site ve ajansları üzerinden etkili olma şansı yüksektir. İsrail’in füzeleri önlemesinde Malatya Kürecik X band radarı büyük rol oynamıştır. Bu radar NATO maskesi ile topraklarımızda bulunsa da asıl amacı İran’da havalanan füzeleri takip etmek ve bu bilgileri Akdeniz de entegre olduğu Amerikan Aegis hava savunma sistemli gemilere aktarmaktır.
Bu bilgileri gemilerin İsrail’e aktardığı izahtan varestedir. 2.ABD’nin 5 Kasım başkanlık seçimlerine kadar İsrail, ABD’yi İran ile savaştırmak için her yolu deneyecektir. ABD seçim döneminde bu baskılara dayanmakta zorluk çekecektir. Zira iki parti de seçimlerde Yahudi sermayesine muhtaçtır. 3.ABD’de gerçekçi düşünenler savaşın boyut büyütmesini istemiyor. Ancak ülkede etkin Neoconlar İran saldırısını bahane ederek İsrail’in karşı saldırısı ile başta nükleer tesisler olmak üzere kritik askeri hedeflerin vurulması için çabalıyor.
4.ABD Neoconları ve İsrail hükümetine yakın hareket edenler İran’ın dini kutuplaşma (şii-sünni) ve köktendinci rejimi üzerinden dünya kamuoyunda ötekileştirilmesi için benzeri görülmemiş propaganda savaşına devam edecekler ve İran halkının ayaklanmasını teşvik edeceklerdir.
5.İran, İsrail’in karşı saldırısı halk ayaklanmasına neden olur ya da rejimi çok ciddi tehdit ederse şüphesiz savaşı büyütür ve İsrail’e tüm hava vasıtalarıyla hedef ayırmaksızın bir daha saldırır. Bu durum ABD’nin fiilen savaşa girmesini tetikler. ABD, İran ile savaş durumuna girdiğinde Rusya ve Çin için küresel hegemonya devir teslim süreci son derece hızlanır.
6.İran, Çin ve Rusya için yaşamsal öneme sahiptir. Zira anti emperyalisttir. Hem enerjiyi hem Hürmüz Boğazını kontrol etmektedir. İran’ı yanına alan her devlet hegemonyaya meydan okur. Rusya ve Çin, İsrail saldırırsa hem İran’a daha da yakınlaşır hem de aralarındaki askeri işbirliğini öteye taşır.
7.İsrail, ABD için bölgedeki ileri karakol görevine devam edecektir. Ancak benzer şekilde ABD’yi de yönetmeye devam edecektir. Bugün için Netanyahu Biden’dan daha etkilidir. Kongre’de Temmuz ziyaretinde ayakta alkışlanması arkasındaki büyük desteğin ispatıdır. Bu destek olmasa bu kadar rahat hareket edemez. Daha yeni ABD yönetimi İsrail’e 8 milyar USD askeri malzeme yolladı. Bu destek kesilmeden devam edecektir.
8.Batı propaganda makinesi Türkiye’deki mandacı ve dincileri kullanarak Türk kamuoyunun keskin İran karşıtlığını teşvik edecektir. Dincileri mezheple, mandacı liberalleri İran’ın baskıcı dinci rejimi üzerinden Amerikan ve İsrail çıkarları ile uyumlu hale getirecektir. Kürecik radarının aktif tutulması operatif seviyede onlar için en büyük hedef olmaya devam ederken Türkiye’nin Rusya ve Çin’e yakınlaşması, BRICS’e üye olmasının önlenmesi için her türlü gayret artarak devam edecektir.
Özetle 5 Kasım Amerikan seçimlerine kadar en kritik günleri yaşayacağız. Her sabah yeni bir belirsizlik ile karşılaşacağız. Ukrayna cephesi önemini azaltırken, Doğu Akdeniz, Güney Çin Denizi, Basra Körfezi, Tayvan Boğazı merkezli coğrafyalarda dinamizm artacaktır. Türkiye ahlaken çöken ve sözde kural temelli düzeni savunan ABD ve İsrail ikilisine sözde değil eylemle tepki vermelidir. Kürecik radarı kapatılmalı, Doğu Akdeniz’deki NATO faaliyetlerine iştirak edilmemelidir.
İran füzeleri patladı mı yoksa pıtladı mı?
Erol Afşar
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar